'Hayat Devam Ediyor' mu?

Ekim ayında yayınlanan bir rapora göre, Türkiye’de her üç kadından biri 18 yaşın altındayken evlendiriliyor. Bir televizyon kanalında yeni başlayan bir dizi, çocuk gelinler sorununa dikkat çekme iddiası taşıyor. Ancak dizi, bir kız çocuğu ile evlenmenin suç olduğunu göstermek yerine, neredeyse bu eylemi özendiriyor.

Mahsun Kırmızıgül’ün yönetmenliğinde ATV’de başlayan “Hayat Devam Ediyor” dizisi, bol reklamlı bir tanıtım faaliyeti sonrası başladı. Dizi, Doğu Anadolu’da geçiyor ve 15 yaşında bir kızın 70’lik bir adamla evlendirilmesini konu alıyor.

Her ne kadar dizi, çocuk evliliğine dikkat çekmeyi amaçlasa da, konuya yaklaşımının ne kadar sorunlu olduğu daha ilk bölümde ortaya çıkıyor. Öncelikle, evliliği isteyen koca ve evliliğe izin verenlerin yasadışı bir iş yaptıkları kimse tarafından, kesinlikle dile getirilmiyor. İtiraz edenler, sadece kızın küçük olduğunu dile getirerek, “vicdani” nedenlerle itiraz ediyorlar. Yani kız çocuklarının hayatının, bazı büyüklerin vicdanına bağlı olması meşrulaşıyor.

Dizide meşrulaştırılan başka bir fikir, erkeklerin her zaman genç bir kadına “ihtiyaç duydukları” ve parası olanın bu ihtiyacını karşılamasının normal olduğu. Yani, 70 yaşındaki adam 15 yaşında değil de 20 yaşında bir kadını “satın alsa”, yukarıda söylenen vicdani itirazlar da tamamen ortadan kalkabilir, her şey normal olabilir.

Dizi boyunca, sürekli olarak “bekaret” sorgulamasına tanık oluyoruz. Bu sorgulamanın uluorta yapılması, normal bir tartışma konusu olması, yine izleyiciye benimsetiliyor. Neredeyse izleyicinin de karakterin bekaretine dair, "suçlu mu suçsuz mu" olduğuna dair tartışmaya katılması sağlanıyor.

Bu tür dizi ve filmler, genellikle “işte gerçekler bunlar, gerçekleri gösteriyor” diye savunulur. Ancak, gerçekleri, eleştirmeden ya da sadece vicdani açıdan eleştirerek, seyirciyi ağlatarak sunmak ne işe yarıyor? Gerçeklerin karşısına örnek bir mücadele, bir çözüm, insanları karşı çıkmaya çağıran bir alternatif koymadan böyle diziler çekmek, maalesef hiçbir işe yaramıyor sadece yapımcının ve yönetmenin cebini dolduruyor, yayınlanan kanalın reytingini yükseltiyor. Ayrıca, kadını erkeğin karşısında aşağılayan bu görüşün tüm Türkiye’de kabul edilmesini sağlıyor.

Yönetmenin “sansürsüz gerdek” reklamı
Bu söylenenlerin en büyük ispatı ise, ilk bölümün sonunda çocuk gelin ile yaşlı kocanın ilk gecesi ile ilgili zaten fazlasıyla ayrıntılı sahnelerin sansürsüz halinin, yönetmen Mahsun Kırmızıgül tarafından Twitter’da paylaşılması. Bu “sansürsüz sahneler” medyada ve internet sitelerinde yaygın olarak izlendi ve üzerinde bolca seviyesiz konuşma yapıldı. Çocuk gelin sorununa dikkat çekmek istediğini iddia eden Mahsun Kırmızıgül, bu davranışı ile toplumda yeterince alıcısı olan çocuk istismarı ve cinsel istismar olgularına katkı yaptığını bilmiyor olabilir mi? “Sansürsüz gerdek sahnesi”ni paylaşan ve izleyenlerin çocuk gelinler sorununa ne şekilde dikkat çektiği açık değil mi? Dizinin yapımcıları ve yönetmeni bu konuyu istismar ederek ve dahi sapıklığı özendirerek açıkça suç işlemiyor mu?

Her üç kadından biri çocuk yaşta evleniyor
Ekim ayında USAK (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu) tarafından yayınlanan bir rapora göre, Türkiye’de her üç kadından biri çocuk yaşta evleniyor. Çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları, çoğunlukla para karşılığı ya da bir kan davasının sonlandırılması amacıyla evlendiriliyorlar. Bu evlilikler sadece kırsal alanda değil, kentlerde de gerçekleşiyor.

Rapora göre, erken yaşta evlendirilen kız çocuklarının büyük bölümü okuma-yazma bilmiyor, ya da bilse de hiçbir okula gitmemiş oluyor. Yani, kız çocuklarının evlendirilmesi, eğitim ve iş yaşamından dışlanma ile el ele gidiyor. Raporda geçen şu cümleler, çocuk gelinler sorununun boyutlarına işaret ediyor:

Erken yaşta evlilikler, özellikle kadınların toplumdaki eşitsiz konumunu pekiştirmekte, kadınların yaşamsal imkânlarının ve hayat tercihlerinin azalmasına sebep olmaktadır. Buna rağmen özellikle geleneksel ve ataerkil kültürel özelliklere sahip olan toplumlarda erken evlilikler bir sorun olarak değerlendirilmemektedir. Çünkü toplumsal mutabakat çerçevesinde meşruluk kazanan evlilik, bu yapıdaki toplumlarda normalleştirilerek meşrulaştırılmaktadır.

(soL - Haber Merkezi)