Bu yasa kadın cinayetlerini de arttıracak

Silah yasa tasarısını savunan AKP'liler "Silah tüccarları da bizim tüccarlarımız" demeye devam ederken, veriler silahlanmadan kadınların da büyük zarar gördüğünü gösteriyor.

TBMM Silah Alt Komisyonu 2009 yılının Ağustos ayından bu yana yeni Silah Bulundurma Yasa Tasarısını görüşüyor. Bilindiği gibi yeni silah yasa tasarısında yapılan değişikliklerle, silah taşıma ruhsatı sayısı ikiye, silah bulundurma ruhsatı sayısı beşe çıkarılıyor, silah almak için heyet raporu gerekliliği kaldırılıyor, sabıka kaydı olanlara silahlanma izni veriliyor, havalı silah, kurusıkı silah ve biber gazı bulundurma yaşı 18 yaşa çekiliyor ve reklam izni interneti içine alacak şekilde genişletiliyor.

Onlara göre, yumurta silahtan daha tehlikeli!
AKP, bir yandan öğrencilerin yumurtasını “şiddet aracı” olarak nitelendirirken, bir yandan da toplumda silahlanma isteğini arttırarak yasal düzenlemelerle bireysel silahlanmayı teşvik etmektedir. TBMM İçişleri Alt Komisyon Başkanı AKP Sivas Milletvekili Selami Uzun’un “Onlar bizim sanayicilerimiz. Silah tüccarları da bizim tüccarlarımız. Fabrikalarını kapattıralım mı bu insanlara?” cümlelerindeki tüccar zihniyeti, AKP’nin bu yasa ile kime hizmet ettiğini özetlemekte kan ve ölüm üzerinden büyütülen bu pazarın önü açılmaktadır.

AKP döneminde silahlanma 10 kat arttı
Türkiye’de silahla yaralama ve öldürme oranları korkutucu boyuttadır. Ruhsatlı ve ruhsatsız silah sayısının AKP döneminde yaklaşık 10 kat arttığı göz önünde tutulursa, silahlarla işlenen suçların ve cinayetlerin sayısındaki artışı anlamak da mümkün olabiliyor. Kadınlara yönelik şiddetin büyük çoğunluğu yine bireysel silahlar aracılığı ile uygulanmakta. Silahların kadınlar üzerindeki yıkıcı etkisi sadece Türkiye'de değil bütün dünya genelinde büyük bir sorundur. Her yıl binlerce kadın silahlarla vurulmakta, yaralanmakta, tehdit edilmekte, esir edilmekte, soyulmakta ve tecavüze uğramaktadır. Ülkemizde gerçekleşen töre ve namus cinayetlerinin büyük çoğunluğunun ateşli silahlar aracılığı ile işlendiğini de düşündüğümüzde toplumda silahlanmanın kadınların hayatını nasıl tehlikeye attığını açıkça göstermektedir.

En çok zararı görenlerin başında kadınlar geliyor
Bireysel silahlanmada en çok zarar görenlerin kadınlar olduğunu sayılar bize gösteriyor:

Dünyada, her yıl 30 binden fazla kadın ve kız çocuğu ateşli silahlarla öldürülüyor.

Adli Tıp Enstitüsü'nün geriye dönük 12 yılı içine alan araştırmasında, tüm eş öldürme vakalarında silah yüzde 35 oranında kullanılmış. Güney Afrika’da her 18 saatte bir kadın eşi ya da eski eşi tarafından kurşunlanarak öldürülüyor. Fransa ve Güney Afrika’da kocaları tarafından öldürülen her üç kadından biri silahla ölüyor bu oran ABD’de üçte iki. Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nde, Bakırköy Psikiyatri ve Tedavi Araştırma Merkezi’nin (BAPAM) 2000'de yaptığı bir çalışmaya göre, kadın mahkumların yüzde 40’ı insan öldürme suçundan dolayı cezaevinde ve bu kadınların öldürdüğü kişilerin yaklaşık yüzde 80'i eşleri bu silahlar kocalarına ait.

Yani silahlanma, aile içi şiddet olaylarının yaralanma ve ölümlerle sonuçlanmasına yola açmakta, intiharları kolaylaştırmakta, “kaza” sonucu ölüm ve yaralanmalara neden olmaktadır. Ayrıca, şiddetin giderek yaygınlaşması, silahın bir sorun çözme yöntemi olarak kullanılması, bireylerin kendi “adaletini” yaratması şiddetin kalıcılaşmasına neden olmaktadır.

AKP, Amerikan silah şirketlerinin taleplerine boyun eğerken, şiddeti meşrulaştırmakta, aile içi şiddetin yansıması olan cinayetleri üçüncü sayfa haberlerine indirgemektedir.

“At, avrat, silah” üçlemesindeki “avratların” ve silahların sayısını arttıran AKP’nin attan düşmesinin beklenmeyeceği kesindir.

(soL - Kadın)