Avrupalı kadınlar cihatçı örgütlere katılıyor

Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya'dan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) başta olmak üzere cihatçı gruplara katılanların yüzde 10'unu kadınlar oluşturuyor.

The Guardian'da yer alan habere göre, Batılı ülkelerde yaşayan yüzlerce genç kadın evlerini terk ederek Ortadoğu'da savaşan İslamcılara katılıyor. Yaşları genellikle 16-24 arasında olan genç kadınlar, sosyal medya aracılığıyla tanıştıkları erkeklerle evlenerek Suriye'ye yerleşiyorlar.

Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya'dan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) başta olmak üzere cihatçı gruplara katılanların yüzde 10'nunu kadınlar oluşturuyor. Fransa (bölgede olan 63 kişi ve taşınmayı düşünen 60 kişiyle birlikte) %25'lik bir oranla bu ülkelerin başını çekiyor. Geçtiğimiz ay Orta Fransa'da 5 kişi bu işi organize ettikleri gerekçesiyle tutuklandılar.

İngiltere'de IŞİD'e katılan 50 kadının 10'unun Suriye'ye savaşmaya gittiği tahmin ediliyor. Almanya'dan ise 40 civarı çoğu üniversite mezunu genç kadının ailelerinin haberi olmadan Suriye ve Irak'a savaşmaya gittiği belirtiliyor. Avusturya'da 15 yaşındaki Sabina Selimovic ve 16 yaşındaki Samra Kesinovic adlı iki genç kadının, kendileri gibi diğer en az 12 kadınla birlikte Ortadoğu'ya gittiği bildiriliyor.

ABD'nin Suriye'ye savaşmaya giden kadınlarla ilgili yaptığı herhangi bir çalışma yok. Daveed Gartenstein-Ross'un (Washington'da yer alan Demokrasi'yi Savunma Kurumu'nda anti-terörizm uzmanı) açıklamasına göre bu durum henüz kaygı verici boyutlara ulaşmamış ve Suriye'den gelen diğer tehditlerin yanında çok önemli değil.

Kadınları cihatçı örgütlere katılmaya sevk eden ne?
Karim Pakzad'a (Fransız Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü) göre kendi ülkelerinde kendilerini yeterince önemli hissetmeyen bu kadınlar kendilerini bir ideale adama ihtiyacı duyuyorlar.

Shaista Gohir'e (İngiltere Müslüman Kadınlar Ağı) ve Mia Bloom'a (Massachusetts Üniversitesi'nde profesör ve Bomba etkisi : Kadın ve Terörizm kitabının yazarı) göre ise bu kadınların neden bu örgütlere katıldıklarına dair çok az bilgi var ve genellikle yol masrafları gibi mali teşvikler ve iyi bir hayat vaadi ile kandırılıyorlar.

Sosyal medya hesaplarına yansıyan ise kadınların İslamcı bir çizgiye ikna edildikleri ve bu yönde paylaşımlar yaptıkları yönünde. Bu hesapların kadınların kontrolünde olup olmadığı ise bilinmiyor.

Öte yandan bölgedeki kadınlar, tecavüz, cinsel taciz, köle olarak satılma, zorla evlendirilme ile karşı karşıya kalıyorlar. BM geçen ay IŞİD'in 1500 genç kadın ve erkeği seks kölesi olmaya zorladığını rapor etti. Musul'da ise sokak sokak dolaşıp kadınları kaçırıp, tecavüz ettikleri, çok sayıda savaşçının da birden fazla karısı olduğu biliniyor

Bölgeye giden genç kadınlar özellikle göçmen ve Müslüman ailelerde yetiştikleri bildiriliyor. Dikkat çeken başka bir nokta ailelerinin radikal dinci aileler olmamaları ve çocuklarını geri getirmek için uğraşmaları.

Tüm bu verilerle birlikte Avrupa ülkelerinde yaşayan göçmen Müslüman kadınların önemli bir kısmının buradaki sosyal yaşamın dışında kaldıklarını, yalnızca ailelerin ve çevrelerinin geleneksel ve dindar yaşam tarzlarını sürdürmelerinin etkisi olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Kadınların, Avrupa ülkelerindeki örgütlenmeler üzerinden Türkiye'ye oradan da Suriye'ye ulaştığı bildiriliyor. Türkiye'nin bu konuda hiçbir önlem almaması ise kaygı uyandırıcı olarak nitelendiriliyor.