8 Mart'da kadınlardan mesaj: Boyun eğmiyoruz!

TKP'li Kadınlar Ankara ve İstanbul'da yüzlerce kişinin katılımıyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri gerçekleştirdi.

Ankara
Etkinlikte ilk olarak TKP'li Kadınlar'ın hazırladığı sinevizyon gösterildi.

Sinevizyon gösterisinin ardından ODTÜ emekçileri adına konuşan bir kadın işçi, ODTÜ'deki taşeron işçilerin örgütlenme sürecini ve TKP'nin bu süreçte düzenlediği yemekhane grevini anlattı. Kadın işçi, işçilerin birlikte hareket etmenin verdiği güçle haksızlıklara topyekün göğüs gerdiğini ve örgütlü mücadele ile tanışmanın hak ettiklerini kazanmaya vesile olduğunu söyledi.

Kadın işçiden sonra söz alan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi Işıl Genel, üniversiteli kadınların AKP dönemiyle birlikte, cemaat örgütlenmesinin yoğun baskısı altında kaldığını, türbanı özgürlük simgesi olarak gösteren gericilerin üniversiteyi gericiliğin pazarı haline getirdiğini anlattı. Genel, tüm sağlık emekçilerinin 13 Mart'ta Ankara'da yapacağı eylemle AKP'ye cevap vereceğini belirtti.

AYÖP adına konuşan öğretmen Fatoş Aytemiz, ücretli öğretmen olarak çalışmanın mevsimlik işçi olarak çalışmakla bir olduğunu söyledi. Ataması yapılmadığı için çareyi intihar etmekte bulan genç öğretmenlerin adını ‘sosyalist Türkiye'de yaşatacaklarını' belirten Aytemiz, komünistlerin seçimlerde 500 bin oy aldığı bir ülkede hiçbir öğretmenin, hiçbir kadının boynunu eğmeyeceğini ya da yaşamına son vermeyeceğini söyledi.

Liseli öğrenciler adına konuşan bir genç, okullarda "evrim" konusunu anlattığı için görevden alınmayan, cemaatlerin bastığı ve öğrencilerin yüzüne bile bakmadığı kitapları zorunlu kılmayan, hakkını arayan işçilere destek veren liselilerin okuldan atılmadığı bir ülkeye 13 Haziran sabahı, 500 bin oy alan bir TKP ile uyanabileceğini ifade etti.

Geçtiğimiz yıl Ankara'da tüm Türkiye'ye umut aşılayan bir direniş örgütleyen TEKEL işçileri adına konuşan Yıldız Gök, TEKEL direnişinin bir efsaneye dönüştüğünü ancak memlekette direnişlerin efsaneye dönüşmediği, birlikte örülen mücadele atmosferinin yaratılması gerektiğini söyledi. 500 bin oy alan bir komünist partinin olduğu bir ülkede 4-C'ye mahkum edilen işçilerin olmayacağını söyleyen Gök, bu yüzden tüm emekçi kadınların TKP'nin güçleneceği bir seçim için çalışması gerektiğini belirtti.

Son olarak TKP'li Kadınlar adına konuşan Umut Kuruç, kadınlara "Gülben Ergen'i örnek alın, 3 çocuk doğurdu ama kariyerini de yaptı" diyen AKP'li bakan Selma Aliye Kavaf'tan da,"daha fazla özel okulumuz olmalı ve öğretmenlerimiz bu özel okullarda çalışmalı" diyen Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'dan da, 500 bin oy alan TKP'nin hesap soracağını söyledi. Kuruç, tüm emekçi kadınları sosyalizm için çalışmaya davet etti.

Müzikleriyle tüm kadınları halaya davet eden Grup Günyüzü, İtalyan halk şarkısı Çav Bella ile tüm emekçi kadınların hep bir ağızdan söylediği ezgilerle etkinliğe son verdi.

İstanbul
İstanbul’da Çağlayan’da gerçekleştirilen salon etkinliğinde sözü ilk olarak Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Ümraniye Şube Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Düzgün aldı. Konuşmasına İzmir’de yapılan Alevi mitingini selamlayarak başlayan Düzgün, Alevi kadınların seçimlerde bu sisteme boyun eğmeyeceklerini belirtti.

Düzgün'ün ardından kürsüye gelen bir lise öğrencisi, AKP’nin başlattığı gericilik sürecinin liselere de yansıdığından bahsederek, annelerin mücadele eden çocuklarına yardımcı olması gerektiğini belirtti.

Gebze’den ev kadını Halime Başdemir, konuşmasında ailesinden şiddet gördüğünden bahsederek töre cinayetini işleyenleri kınadığını belirtti. Burjuva kadınlarla eşit olmadıklarını, kadınların başı kapalı olsa da Emine Erdoğan ile aynı sorunları paylaşmadıklarını kaydeden Başdemir, “çocuklarımızı gericilerin eline vermeyeceğiz” diyerek konuşmasını bitirdi.

Sağlık emekçisi ve öğretim üyesi Arzu Kader Harmancı, konuşmasında, sağlık başlığındaki dönüşümlerin kadınların hayatını nasıl etkilediğine değindi. Kar amaçlı hale getirilen sağlık sisteminin sağlığımızı tehdit ettiğini söyleyen Harmancı, televizyondaki sağlık programlarında kadınların tek sorununun kilo problemi gibi gösterildiğini, oysa bebeklerin açlıktan öldüğü bir ülkede yaşadığımızı hatırlattı. Harmancı, “karşı taraftaki kadınlar kadar çalışmamız, en az onlar kadar ideolojik davranmamız gerekiyor çünkü bizim mücadelemiz farklı, biz kazandığımızda onlar da kazanacak, bütün ülke kazanacak” diyerek sözlerini bitirdi.

Casper bilgisayar işçilerinden etkinliğe mesaj iletildi. 20 gündür direnişte olduklarını belirten Casper işçileri, patronların baskılarına boyun eğmeyeceklerini belirttiler. İşçiler, 12 Mart Cumartesi saat 16.00’da boyun eğmeyen herkesi Taksim Galatasaray’da dayanışmaya çağırdı.

Avukat Yelda Koçak konuşmasına son dönemde yaşanan kadın cinayetlerini sıralayarak başladı. AKP ülkemizi gericileştirdikçe daha fazla kadının öldürüldüğünü, tecavüzlerin arttığını, kadınların susturulduğunu söyleyen Koçak, AKP’nin hukuku işlemez hale getirmeye çalıştığını belirtti. Koçak, kadına yönelik şiddetin çoğu zaman cezasız kaldığını ve haksız tahrik indirimi, iyi hal indirimi gibi yasalarla katillerin, tecavüzcülerin cezalarının hafifletildiğini sözlerine ekledi. Kadına yönelik şiddetin nedenleri üzerine konuşulmadan konuya yaklaşmanın ve çözüm olarak tecavüzcüyü hadım etmeyi öneren zihniyetin bu samimiyetsizliği kanıtladığını söyleyen Koçak, “Biz boyun eğmeyen 500 bin kişi olalım ki tüm bunların hesabını sorabilelim” diyerek sözlerini bitirdi.

Sinevizyon gösteriminin ardından TKP Merkez Komitesi’nin kadınlara mesajı okundu. Mesajda eşitsizliğe, teslimiyete, haksızlığa önce kadınlar boyun eğmemelidir denilerek, tüm onurlu, ilerici, başı dik, boyun eğmeyen kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü kutlandı.

Etkinlikte son konuşmayı yapan TKP Kadın Bürosu üyesi Hanife Şahan, kötüye giden bir ülkede “umutsuzluğun” en büyük düşman olduğunu belirtti. Şahan tam da böyle dönemlerde boyun eğmeyen insanın ayağa kalkması gerektiğinden bahsetti. Şahan son olarak kadınları TKP’nin seçim çalışmalarına omuz vermeye çağırdı.

Etkinliğin ikinci yarısına sanatçı Mercan Erzincan türküleriyle katıldı.

Etkinlik,“emeğin, üretenlerin sesini en duymayan kulaklara bile ulaştıralım” çağrısıyla sona erdi.

(soL-Kadın)