Yunanistan’da halk, savcısına sahip çıkıyor

Bilindiği gibi Yunanistan uzun zamandır AB ülkeleri arasında ve son yılarda dünya ölçeğinde “yolsuzluklar” sıralamasında ilk sıralarda yer alan bir ülke. Öyle ki Yunanistan’da yolsuzluklarla mücadele için özel bir başsavcı görevlendirilmiş. İktidar son zamanlarda bu savcının üstüne giderken, halk savcıya sahip çıkmak için kampanya başlattı.

Haber Merkezi

Son zamanlarda COVID 19 salgınına fena halde gömüldük ve sağlık ortamındaki birçok önemli başlık gözlerden kaçmaya başladı. Örneğin Temmuz ayında ABD’li ilaç şirketi Alexion’un, Sağlık Bakanlığı’nda milyonlarca dolar rüşvet dağıttığı iddiası bunlardan yalnızca biri.

Medyaya düşen haberlerde ABD Borsası’nın, Alexion ilaç şirketinin Sağlık Bakanlığı yöneticilerine rüşvet verdiğine ilişkin bir komisyon kararı açıkladığı ve şirkete 21 milyon dolar ceza verildiği belirtiliyordu. İddiaya göre olay 2010 – 2015 yılları arasında gelişiyor ve şirket Soliris adlı ilacına ruhsat alabilmek için 1,3 milyon dolar rüşvet dağıtıyordu.

Aslında normalde olması gereken, iddianın bir Cumhuriyet Savcısı tarafından incelenmesi ve gerekirse ilgililer hakkında soruşturma açılması. Fakat tahmin edilebileceği gibi böyle bir şey olmuyor ve mesele COVID 19’un tozu dumanı arasında yitip gidiyor.

Bugünlerde komşumuz Yunanistan’da da çok benzer bir olay, çok farklı bir yönden tartışılıyor. Bilindiği gibi Yunanistan uzun zamandır AB ülkeleri arasında ve son yılarda dünya ölçeğinde “yolsuzluklar” sıralamasında ilk sıralarda yer alan bir ülke. Öyle ki Yunanistan’da yolsuzluklarla mücadele için özel bir başsavcı görevlendirilmiş.

Yunanistan’daki yolsuzluğun ortaya çıkışı bizdekine çok benziyor. Bu kez ABD Adalet Bakanlığı, İsviçre kökenli bir ilaç şirketi olan Novartis Hellas aleyhine, 2006 – 2009 yılları arasında Yunanistan Sağlık Bakanlığı yetkililerine rüşvet dağıttığı ve bunun karşılığında kanser ilaçlarını piyasanın çok üzerinde fiyatlardan sattığı iddiasıyla bir dava açıyor. Birkaç yıl süren davada Novartis kendisine yöneltilen çok sayıda hekim ve politikacıya rüşvet verdiği suçlamalarını kabul ediyor ve 233 milyon dolarlık cezaya çarptırılıyor.

Öykünün bundan sonraki bölümü bizdekinden “farklı” ilerliyor. Yunanistan’ın Yolsuzlukla Mücadele Başsavcısı Eleni Touloupaki hemen ABD mahkemesinin kararını ihbar kabul ederek soruşturma başlatıyor. Üç yıl kadar süren davada, olayın geçtiği dönemde iktidarda olan Yeni Demokrasi Partisi’ne mensup on politikacı suçlu bulunuyor.

Ancak bu sürede Yunanistan’da politik iklim değişiyor ve sahte solcu Syriza seçimleri kaybediyor, Yeni Demokrasi Partisi (YDP) iktidara geliyor. YDP hükumeti kurar kurmaz Yolsuzlukla Mücadele Başsavcısı Touloupaki aleyhine büyük bir karalama kampanyası başlatıyor. Başsavcı ve yardımcılarının YDP’li politikacıları “üretilmiş” delillerle suçladığı ve güçlerini kötüye kullandıkları savunuluyor.

Sonunda geçen ay Yunanistan Yüksek Mahkemesi savcısı, Başsavcı Touloupaki ve yardımcılarını Novartis davasında “şüpheli” olarak ifade vermeye çağırıyor. Başsavcı ve yardımcıları, bugün iktidarda olan sağcı Yeni Demokrasi Partisi’ne mensup “10 masum politikacıyı”, bilerek sahte delillerle suçlamak ve cezalandırmakla suçlanıyorlar.

Yunanistan daha bu olayın şokunu atlatamadan geçtiğimiz hafta sonu Başsavcı Touloupaki’nin, devlet tarafından kendisine tahsis edilen polisler tarafından korunan evine “hırsızlar” giriyorlar ve birçok doküman ve hard-diskleri çalıyorlar. Bunun üzerine Touloupaki, “bir sonraki adım beni öldürmeleri” diyerek Yunanistan halkını kendisine sahip çıkmaya çağırıyor.

Bu hafta Yunanistan’da yurttaşlar, Başsavcıyı yolsuzların hışmından koruyabilmek için ülke çapında örgütlenerek “Eleni Touloupaki Destek Grubu” kurdular.