Hatay'da inşa edilen deprem konutlarının durumu tartışmalara yol açtı. Şantiyelerde çalışan işçiler soL'a konuştu: 'Yıkılması için depreme dahi gerek yok. Mezarlık yapılıyor.'
Özkan Öztaş
Hatay Samandağ'da inşaatı süren TOKİ'nin deprem konutlarında ortaya çıkan görüntüler kamuoyunda tartışmalara sebep oldu. İnşaatlarda rant sistemi kurulduğundan bahseden işçiler yapılan binaların depreme dayanaksız olduğunu ifade ediyor.
soL'a konuşan inşaat işçileri durumun sadece Samandağ'dan ibaret olmadığını ve birçok yerde yapılan deprem konutlarının yıkılması için depreme gerek bile olmadığını ifade ediyor.
Malzemeler mevzuata uygun değil, denetimler yetersiz
Konu gündeme ilk önce Gazete Duvar'dan Burcu Özkaya Günaydın'ın haberiyle yansıdı. Haberde Samandağ'da devam eden inşaat işçileri kötü koşullardan dolayı iş bırakırken, eylemler sırasında medyaya yansıyan görüntülerde binaların mevzuata uygun yapılmadığı ve depreme dayanıksız olduğu iddia edildi.
Şantiyede çalışan işçiler demirlerin eksik atıldığını, mevzuata uygun yapılmadığını, birçok yerde betonların sağlam olmadığını ifade ediyor. İşçiler aynı zamanda denetimlerin yeterli olmadığını da belirtiyor.
Defne'de de durum aynı: 'Her iş hızlı yapılıyor'
soL'a konuşan inşaat işçileri, şantiyelerde temel sorunun işlerin hızlı yapılması ve birçok şeyin bu nedenle verimli bir şekilde tamamlanmaması olduğunu ifade ediyor.
Bir işçi durumu şu sözlerle anlatıyor:
"Denetim aslında var. Yok diyemem. Ama hızlı yapılıyor burada her iş. Çoğu zaman müşavir firmalar işlerine geldiği gibi hareket ediyor. Bazen imalat hatası yapılan yerler oluyor. Öyle durumlarda yıkılan yerler oldu. Ben mesela temelden iki kat çıkan binayı yıktıklarını kendi gözümle gördüm. Mevzuata uygun yapmadılar çünkü. Ama bu durum her şirkete uygulanıyor mu, ondan emin değilim. Beton hataları çok oluyor. Ben mesela daha çok ince işlerde çalışıyorum ama orada da durum çok iyi değil. İnce işçilik genelde hızlı şekilde imalatın sürdüğü alanlardan biri. Burada şeflerin dediğine göre bütün binaların su geçirme olasılığı yüksek. Yani en ufak bir yağmurda buranın duvarları kabaracak su geçirecek binalar. İşçi sayısı az, 'yetişin, çabuk' basıncı fazla. İşçilere 'sağlam yapın' diye değil, 'acele edin' diye talimat veriliyor"
'Burası yeni yapılan bir yeri değil de terk edilmiş bir yeri andırıyor daha çok'
Bir diğer inşaat işçisi ise yaşanan sorunları şu sözlerle anlatıyor:
"Burası yeni yapılan bir yeri değil de terk edilmiş bir yeri andırıyor daha çok. Evet bazı sorunlar teknik olarak olur. Yani bunda yapacak bir şey yok. Neredeyse her yerde benzer sorunlar var. O kadar önemli değil bazı hatalar.
Ama buradaki hatalar facia boyutunda. 'Olur o kadar' diyeceğin şeyler değil. Mesela ben Gülderen şantiyesinde çalışıyorum. İlk iki kat 41 etriye ile yapılırken sonrasında yapılan katlarda 20 etriyeye düşüyor. Bunlar demiri boyutları. Yani demir kesiti 41 etriyeden 20'ye düşüyor. Şimdi mevzuat böyle mi? Proje mi öyle yoksa yüklenici firmanın tasarrufu mu bunu ben bilemem. Ben işçiyim bana gelen talimatı uyguluyorum. Ama bu kısımların iyi denetlenmesi lazım."
'Birçok yerde imalat hatası var'
Hatay'da Dikmece'de sürmekte olan TOKİ konutlarında ise öne çıkan şey üretim hataları.
soL'a konuşan işçiler "Öyle büyük hatalar var ki insan anlatmaya dahi utanıyor. Buraya uzmanların, denetim şirketlerinin gelmesi lazım." diyor.
Bir işçi, "Ben ilk kez TOKİ'nin böyle bir inşaatını gördüm. Normalde TOKİ sağlamlığı ile bilinir. Yıllarca inşaatlarda çalıştım TOKİ'den daha iyi bina göremedim. Zaten depremlerde de ayakta kalanlar TOKİ'nin binaları. Şimdi benim anlatmam lazım ama gerek var mı diye düşünüyorum? Hakikaten durum çok kötü. Bu fotoğrafa bakmak için uzman ya da inşaatta çalışmış olmaya gerek yok. Yani bu binalar yapılırken dahi çökebilir. Burası TOKİ deprem konutları. Sen denetimi bırakıp işleri taşeronların insafına bırakırsan böyle olur. Depremde ilk çöken lüks evlerden farkı yok bunların" sözleriyle anlatıyor yaşanan durumu.
Hal böyle olunca da depremzede yurttaşlar yaşanan duruma karşın acil denetim talep ediyor. Denetimlerin yapılıp yapılmayacağını, denetimler doğrultusunda usule uygun olmayan yapıları nelerin bekleyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.