Yaptıklarından Sağlık Bakanlığı'nın haberi olduğunu, bakanlık müsteşarının o dönem kendisini tebrik ettiğini söyleyen Sarı, bakanlığın 3 vakayla ilgili savunma vermesi gerektiğini kaydetti.
Haber Merkezi
İstanbul'da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 26'sı tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması sanık avukatlarının beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, mahkeme heyeti, bir sanık avukatınca yapılan "reddihakim" talebini reddetti.
Duruşmaya tanıkların dinlenmesiyle devam edilmesi üzerine sanık avukatları, ret kararına itiraz haklarının olduğunu ve üst mahkeme itirazı değerlendirmeden duruşmaya devam edilemeyeceğini söyledi.
Söz alan sanık avukatı Burak Mengü, "Bu yapılan, yasalara ve usule aykırıdır. Heyetinizi yeniden reddediyorum" ifadesini kullandı.
Bunun üzerine duruşmada tanıkların dinlenmesinden vazgeçen mahkeme heyeti, sanıkların tahliye taleplerini aldı.
Çetenin lideri olduğu gerekçesiyle tutuklu yargılanan Fırat Sarı savunmasında "Bu mahkeme salonunda ben bebek katili, dolandırıcı görmüyorum. Ben örgüt yöneticisi olarak suçlanıyorum ama bu insanların hiçbiri beni örgüt yöneticisi olarak görmüyor” dedi.
Medyaya gerçek dışı haberler sunulduğunu iddia eden Sarı şöyle devam etti:
"Ortaya sunulanlar haber değil kurgu. Kanıta dayalı değildi. Avukatların itirazına rağmen bu haberler yasaklanmadı. Benim şu an özgür yargılanma hakkım yok. Herkes her iddiasını söyleyebilir mi? Vahşilik, canilik her şey söyleniyor. Ben nasıl adil yargılanabilirim bu baskıyla."
‘Sağlık Bakanlığı’nın haberi vardı, müsteşar beni tebrik etti’
NTV Sarı’nın savunmasında o dönemki İstanbul İl Sağlık Müdürü'nün daha sonra Sağlık Bakanı olduğunu hatırlattığını aktardı.
Buna göre Fırat Sarı, yaptığı işlerden Sağlık Bakanlığı'nın haberi olduğunu söyledi.
Sarı, "Olan bu insanlara oldu. Biz toplumsal olarak yok edildik. Ben annemin, çocuğumun yüzüne bakamıyorum. Yaptığım işlerden Sağlık Bakanlığı'nın haberi vardı. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı tebrik etti beni o zaman" diye konuştu.
‘Sağlık Bakanlığı da suçludur, gelip 3 vakayla ilgili savunma vermeliler’
Avukatlarının baskıdan dolayı ayrıldığını iddia ederek şu an avukatı olmadığını söyleyen Sarı, "Ben meslek hayatım boyunca 15-20 bin yenidoğan yoğun bakım hastası baktım. Benim ölüm oranım Türkiye ortalamasının çok altında. Bu dosya sürecekse Sağlık Bakanlığı da suçludur, gelip 3 vakayla ilgili savunma vermeleri gerekiyor. Aynı dönemde bütün hastanelerdeki bebek ölüm oranları açıklansın" dedi.
Yanlış bir şey yaptığını düşünmediğini savunan Sarı tahliyesini talep etti.
Anadolu Ajansı’nın aktardığı ifadesine göre Sarı, hakkında çıkan haberlerle ilgili de basın yasağı getirilmesini de istedi, 112’nin 2023-2024 yılları arasında kaç hastaneye kaç bebek sevk edildiğini açıklamasını talep etti.
Sarı "Bebek katili, kan satan, organ satan insanlar haline geldik. Bu haberler durmadı. Bir basın yasağının gelmesi gerekiyor. Çocuğumun, annemin yüzüne bakamıyorum. Annem, 'Bunları sen yapmış olamazsın.' diyor. 112 tek tek 2023-2024 yılları arasında kaç hastaneye kaç bebek sevk ettiğini açıklasın" şeklinde konuştu.
İlker Gönen ise savunmasında, İstanbul'da her hastanenin danışmanlık hizmeti aldığını söyleyerek örgüt suçlamasını reddetti.