Yeni Meclis'e kadınlardan tepki: 'Emekçi kadınların bu karanlığı yırtıp atabileceğini biliyoruz'

Meclis'teki kadın düşmanı bileşime ilişkin konuşan Kadın Dayanışma Komiteleri Sözcüsü Gizem Batı Ayaz, 'AKP Türkiyesi’ne sığmayan kadınlara çok büyük bir sorumluluk düşüyor' dedi.

Haber Merkezi

14 Mayıs’ta gerçekleştirilen 28. dönem Milletvekilliği seçimleri sonrası yeni Meclis de şekillenmiş oldu. Cumhur İttifakı Meclis'te çoğunluğu sağladı.

Yüzde 35,40 oy alan AKP'nin parlamentodaki sandalye sayısı 266 oldu. Saadet Partisi, CHP'nin listelerinden 10 milletvekili ile Meclis'e girdi. AKP listelerinden seçime giren HÜDA PAR ise Meclis'te 3 vekille yerini aldı. 

Meclis'teki kadın düşmanı, gerici bileşime ilişkin Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK) Sözcüsü Gizem Batı Ayaz soL'a konuştu. Laikliğe ve aydınlanma mücadelesine işaret eden Gizem Batı Ayaz, "14 Mayıs’la birlikte ortaya çıkan Meclis tablosu kadınlar için laikliği savunmanın, aydınlanmaya ve bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımlara sahip çıkmanın ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha gösteriyor. Yalnızca kadınları sahiplendirilmesi gereken bir eşya olarak gören, ittifak pazarlığı yaparken dahi masaya koyduğu protokol metninde 6284 sayılı kanunu hedef alan bir parti olarak HÜDA-PAR Meclis'e girdiği için değil. Kadınların kendi geleceğine sahip çıkmadıkları her uğrakta kadın düşmanları, laiklik karşıtları güçlendiği için... " dedi.

'Meclis'teki bileşimin tehlikesi yalnızca HÜDA-PAR’dan kaynaklanmıyor'

Kadın düşmanlığının 14 Mayıs’ta oluşan Meclis'le başlamadığını, yalnızca oraya daraltılmış bir mücadele ile de bitmeyeceğini söyleyen Ayaz, "HÜDA-PAR bugüne kadar laiklik karşıtlarının, kadın düşmanlarının, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması için kampanya yürüten tarikat ve cemaatlerin zihinlerindeki arzuları yüksek sesle dile getiriyor. Ancak Meclis'teki bileşimin tehlikesi yalnızca HÜDA-PAR’dan kaynaklanmıyor" diye konuştu.

'AKP Türkiyesi’ne sığmayan kadınlara çok büyük bir sorumluluk düşüyor'

Gizem Batı Ayaz şunları söyledi:

"AKP Türkiyesi’ne hiçbir itirazı olmayan, aksine bu projenin kuruluşunda aktif rol almış AKP’liler Millet İttifakı’nın listelerinden Meclis'e girdi. Kadın meselesinde, en somutundan İstanbul Sözleşmesi konusunda ne dediği belli olmayan, laiklik kavramına mutabakat metinlerinde bile yer vermeyen, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı kampanya yürüten bir partiyi barındıran bir ittifak HÜDA-PAR’ın dillendirdiği arzuları cesaretlendirmekten başka bir işe yaramaz. İşte bu yüzden bugün AKP Türkiyesi’ne sığmayan biz kadınlara gerçekten çok iş ve çok büyük bir sorumluluk düşüyor."

'Laiklik karşıtlarına karşı mücadeleyi yükselteceğiz'

Kadınların bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadeleye devam edeceğini kaydeden KDK Sözcüsü Ayaz, "Kadınlar 20 yıldır yaptıkları gibi, AKP Türkiyesi'ne itirazlarını tüm toplumsal alanlarda yükseltecek. Aileyi kutsayarak kadının toplumsal hayattaki yerini, ev ve aileden ibaret kılmaya çalışan, kadını toplumsal yaşamdan silmeye çalışan tüm kadın düşmanlarına, tarikat ve cemaatlere, laiklik karşıtlarına karşı mücadeleyi yükselteceğiz" ifadesini kullandı. Ayaz, "Aileyi, kadını kutsayarak şiddeti, cinayetleri evin içine hapsettikleri kadınların üzerinde bir baskı ve terbiye unsuru olarak kullanmaya çalışanlarla hesaplaşacağız" dedi.

'Eşitliği, özgürlüğü ve kendi yaşamlarımızı kazanmak için ayağa kalkmalıyız'

Gizem Batı Ayaz sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz biliyoruz ki Cumhuriyet’in kuruluş döneminde, laik bir toplumsal düzenin kuruluşunda eğitime erişimin önündeki engeller gerilemiş ve kadınların toplumsal hayata, üretime katılımında ciddi gelişmeler yaşanmıştı. O günden bugüne piyasacılık ve dincilik eliyle tüm kazanımlarımıza saldırıldı. Bugün ise emekçi kadınlar olarak seçimlerle başlayıp bitmeyecek bir mücadele hattını savunmak, kaybettiklerimizi geri almak ve çok daha fazlasını eşitliği, özgürlüğü ve kendi yaşamlarımızı kazanmak için ayağa kalkmalıyız, bu hattın en büyük tutkalı da laiklik.

Kadın Dayanışma Komiteleri olarak bu mücadele hattının ve örgütlülüğün bu düzeni değiştirme iradesi ile birleşerek güçlenmesi ve kadınların ayağa kalkması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. TKP’nin Türkiye’nin farklı yerelliklerinde kurulan semt evleri ile mahallelerimizde güçlendirdiğimiz ve yaygınlığını arttıracağımız KDK’lar ile üniversitelerde, iş yerlerinde bir tek kadının bile yalnız kalmamasını sağlayacağız. Ancak bu şekilde emekçi kadınların bu karanlığı yırtıp atabileceğini biliyoruz. Biz KDK’lar olarak buradayız. Kadınların laik, bağımsız ve sömürünün olmadığı, eşit yurttaşlar olarak yaşadığı bir ülkeyi kurmak için mücadeleyi her alanda yükselteceğiz."