Gaziemir’de TKP’nin emekçi mahallelerinde açtığı, dayanışmanın ve mücadelenin merkezleri semt evlerine bir yenisi eklendi. Atıfbey Semt Evi, direnen Digel Tekstil işçileri ve FELECE işçilerinin katılımıyla açıldı.
Haber Merkezi
Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) emekçi mahallelerinde açtığı semt evleri çoğalmaya devam ediyor. Aydınlanmanın, dayanışmanın ve mücadelenin adresi semt evlerinin bir yenisi, dün İzmir’in Gaziemir ilçesine bağlı Atıfbey Mahallesi’nde, direnişte olan Digel Tekstil ve FELECE işçilerinin de katılımıyla açıldı.
Gaziemir halkının yoğun ilgi gösterdiği açılış, semt evi adına yapılan konuşmayla başladı. Konuşmada, yaşam koşullarının her geçen gün daha da zorlaştığı bugünlerde, yoksulluk ve hayat pahalılığıyla hep birlikte mücadele etmenin önemine vurgu yapıldı. Semt evinde gençler, işçiler, kadınlar ve mahalleliyle birlikte yürütülecek çalışmalarla ilgili bilgi verildi.
Direnen Digel Tekstil işçileri de açılıştaydı
Sendikalaştıkları için işten çıkarılan ve aylardır Gaziemir Serbest Bölge’de direnişte olan Digel Tekstil işçileri de açılışa katıldı. Açılış konuşmasının ardından Digel Tekstil işçileri adına Bahar Tunçer söz aldı. Digel Tekstil işçilerinin yanında olan Türkiye Komünist Partisi’ne teşekkür ederek konuşmasına başlayan Tunçer, şöyle devam etti:
“Ocak ayından bugüne, işten 49. ve 46. maddelerden, haksız, hukuksuz ve kıdem tazminatsız işten çıkarılanlar olarak fabrika önünde direniyoruz. Digel Tekstil işvereni yetkiye itiraz davasını İzmir’de açmak yerine Ankara’da açarak direnişimizi kırmaya çalıştı. Ama bizim direnişimi kıramayacak. Soğuğu gördük, şimdi sıcağı da görüyoruz, psikolojik baskı da görüyoruz ama buna rağmen direnişimizi hiçbir şekilde kıramayacaklar; yılmadık, yılmayacağız.”

TKP İzmir İl Başkanı Gedik: ‘Dört bir yanımız yanıyor, savaş kapımızda; bir araya gelmek zorundayız’
Digel Tekstil işçisinin ardından TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik söz aldı. Açılışta bir araya gelen Gaziemirlilere Türkiye’yi tehdit eden savaşı, son günlerde İzmir’in çeşitli bölgelerinde başlayan ve giderek kontrolden çıkan yangınları, bir karikatür gerekçe gösterilerek Leman dergisine başlatılan saldırıları ve hukuksuz adımları hatırlatarak seslenen Gedik, Gaziemirlilerin de tüm yurttaşlar gibi iki seçenekle karşı karşıya olduğunu belirtti:
“Dün Madımak’ın yıldönümüydü, önceki gün Cumhuriyet düşmanları yine sokaklarda dehşet saçtı, günlerdir İzmir’in dört bir yanı yangınlarla boğuşuyor, savaş kapımızda… Bu yangın yerinde iki seçeneğimiz var diye düşünüyoruz: Ya yalnız başımıza çaresizlik içinde bekleyeceğiz ya da bir araya gelip dayanışarak, mücadele ederek bu karanlığı yıkıp atacağız.”
‘Yangınlar insan kaynaklı diyenler, özelleştirmelerin sonuçlarını konuşturmuyor’
İzmir’i etkisi altına alan yangınlardan biri de, Gaziemir ilçesine bağlı Beyazevler mevkiinde başlamış, rüzgârın etkisiyle hızla ormanlık alana doğru yayılmıştı. Yangın bölgelerinden birinde gerçekleşen açılışta yaptığı konuşmada Gedik, birinci dereceden sorumlu kurumların yangınların sebeplerine ilişkin sunduğu gerekçeleri hatırlatarak kurumların yapması gerekenleri sıraladı:
“Şimdi en yakıcı konumuz yangın değil mi? Her gün yüreğimiz ağzımızda. Ne diyor yetkili kurumlar? ‘Yangınların yüzde 90’ı insanlar yüzünden yaşanıyor.’ Birisi mangal yakmış, birisi anız yakmış…
Bazı örneklerde yangınlar bu yüzden başlıyor doğru.
Peki, özelleştirmelerin ardından bir maliyet kalemi olarak görülen ve yapılmayan elektrik hatlarının bakım-onarım işleri… Bunu da konuşmamız gerekmez mi? İnsanların yangınlara dair bilinçlendirilmesi devletin görevi değil midir? Bunca gelişen teknolojiyi neden önlem amaçlı kullanmıyoruz?
‘Şu kadar uçakla, şu kadar arazözle yangına müdahale ettik’ diyorlar. Utanmıyorlar, ‘Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı müdahalesini yaptık’ diyorlar.
‘Cumhuriyet’in bu olağandışı durumlara tedbir amaçlı kurduğu kurumları satıp savdık, satamadığımıza da patronlara rant sağlayacak liyakatsiz kadrolarımızı yerleştirdik’ diyemiyorlar.
Birinci derece sit alanları yandıktan sonra, 80 yaşındaki hasta insan evinde yanarak can verdikten sonra bazı şeyleri konuşmak anlamını yitiriyor.”

‘Felaketler karşısında bizi çaresizlikten ancak örgütlü gücümüz kurtarabilir’
Tüm bu sorunların ucunun özelleştirmelere, Cumhuriyet’in değerlerinin hiçe sayılmasına, kamu kaynaklarının patronlara peşkeş çekilmesine çıktığını ifade eden Gedik, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bizi tüm bu felaketler karşısında çaresizlikten kurtaracak olan, örgütlü gücümüzdür. Önce mahallelerimizden, işyerlerimizden başlayacağız örgütlenmeye. Bu semt evi bunun için var. Kendimizi yalnız, çaresiz hissetmeyeceğiz; dayanışmayı öğreneceğiz, öğreteceğiz.
Ülkemizi saran tarikatları, holdingleri tarihin çöplüğüne atmak için verdiğimiz bu mücadelede aydınlanmanın, dayanışmanın ve mücadelenin merkezlerinden biri de Atıfbey Semt Evi olacak.”
Açılışa ayrıca hazırlık sürecinde desteklerini esirgemeyen Çağdaş Kadınlar Derneği, Volgograd Kardeş Şehir Aileleri Kültür Derneği, Atatürk Kültür Merkezi, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Menderes Kültür Yaşam Derneği temsilcileri de katıldı.
Müzisyen Gerçek Delikan’ın müzik dinletisiyle devam eden açılış, TKP gönüllüsü olma çağrısıyla sona erdi.
Vali ile GDZ Elektrik karşı karşıya: İzmir'deki yangınların sorumlusu kim? | ![]() |