Nöbetçi hakimliğe sevk edilen otel müdürü Zeki Yılmaz, otelin muhasebe müdürü Kadir Özdemir, aşçı Faysal Yaver, elektrikçi Hüseyin Özer ve mutfak çalışanları Yusuf Karahanlı, Fidan Kurç ile Mehmet Gündüz için de tutuklama kararı verildi.

Böylece dosya kapsamında tutuklananların sayısı 9'a yükseldi. İş güvenliği uzmanı E.K. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Gözaltına alınanlardan 4'ünün jandarmadaki işlemleri sürüyor.

Bilirkişi heyeti inceleme yaptı

Adalet Bakanlığı'nca görevlendirilen İTÜ'lü akademisyenlerden oluşan heyet otelde inceleme yaptı.

Güvenlik önlemlerinin alındığı binaya giriş yapan heyet, yaklaşık yarım saatlik incelemenin ardından bölgeden ayrıldı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, soruşturmada, yangının çıkış noktasıyla ilgili elde edilen yeni belge ve bulgular ile kamera görüntüleri çerçevesinde, yangın ve binaların yangından korunmasında uzmanlıkları bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetimi Enstitüsü, Mimarlık Fakültesi, Elektrik-Elektronik Fakültesi, Makina Fakültesi ve İnşaat Fakültesi'nde görev yapan öğretim üyesi akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyeti görevlendirildiğini açıklamıştı.

Yangın sonrası 2,5 saatlik kamera görüntülerine ulaşıldı

Yangının çıktığı ilk anlar ve sonrasındaki 2,5 saate ilişkin, oteli dışarıdan gören yakındaki bir güvenlik kamerasının kaydettiği görüntülere de ulaşıldı.

21 Ocak'ta saat 03.30 ile 06.00 arasında yaşananların bulunduğu kayıtta yangından kısa süre sonra otelin vadiye bakan arka cephesindeki alevlerin geceyi aydınlattığı, otelin ön tarafında da hareketlilik yaşandığı görülüyor.

Ekiplerin saat 04.20 sularında müdahaleye başladığı yangında, güvenlik kamerasının kaydı saat 04.30'a yaklaşırken arka cephenin alevle kaplandığı, yükselen alevlerin yukarı katlara doğru artmaya başladığı anlaşılıyor. Otelin dış cephesinden parçaların koptuğu da görülen kayıtta, saat 04.40 sularında ekiplerin merdivenlerle ön cephedeki odalardan tahliyeye başlaması yer alıyor.

Kamera kaydı saat 05.00 sularını gösterirken çatının ve yan cephenin büyük bölümünün yandığı, saat 05.15'e kadar yoğun alevlerin oteli kapladığı, saat 05.40 sularında da otelin ön cephesinde alevlerin yoğunlaştığı anlaşılıyor.

'Kâr hırsı öldürmeye devam ediyor'

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM) Yürütme Kurulu da otel yangınına ilişkin bir açıklama yayınladı. "İnsanların yaşamı hiçbir zaman güvence altında değildir" denilen açıklamada sorumlu isimlerin tümü hakkında suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.

"THTM, tüm yurttaşların güvenle yaşayacağı bir ülke inşa edebilmek için tüm Cumhuriyetçileri bu ortaçağ kalıntısı neo-Osmanlıcı zihniyete karşı mücadeleye çağırmaktadır" ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Asıl arıza kuşkusuz kapitalist sistemin kendisinde. Ama sistemin sigortalarının bütünüyle ortadan kaldırıldığı, kurumsal denetim düzeneklerinin bir başkancı sistemle birlikte tamamen berhava edildiği, toplumsal denetimin veya kamuoyu tepkilerinin esasen yapısal olarak düşük olduğu veya sürekli baskılandığı bir toplumda cinayet gibi kazaların her an ortaya çıkması neredeyse kaçınılmazdır. İnsanların yaşamı hiçbir zaman güvence altında değildir. Sayıları artık yılda iki bini bulan iş cinayetleri bilançosu zaten bunun en vahim göstergesi olarak her daim karşımızdadır.

Bolu Kartalkaya’da Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan yangının arkasında 79 ölüme ve kimisi ağır 51 yaralıya sebebiyet vererek söndürülebilmiş olması, sermayenin gözü dönmüş kâr hırsı ve siyasi iktidarın ona zemin hazırlayan yapısı dikkate alınmadan anlaşılamaz. Bu gözü dönmüşlük o kadar pervasızdır ki, 19.12.2007’de çok ayrıntılı düzenlenerek yayınlanmış 'Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik' 2012’de Bakanlar Kurulu Kararı ile en hassas noktasında değiştirilerek 'özel yapı, bina, tesis ve işletmeler' için öngörülen 'mahalli itfaiye teşkilatı' denetimi yönetmelikten çıkarılmıştır! Peki kimlerin talebiyle? İnşaat ve işletme maliyetlerini azaltmak (yani kârlarını çoğaltmak) isteyen inşaatçı, müteahhitler ve turizmcilerin talebiyle. İnsan yaşamının kâr hırsından daha değerli olamayacağı anlayışı hakim olunca cinayet gibi kazaların da yolu açılmıştır.

Türkiye böylece iş kazalarında Avrupa ülkelerinin zirvesindeyken, yapıların denetimi ve işletme ruhsatı almalarında itfaiye denetimi gerektirmeyen yegane Avrupa ülkesi olmak gibi bir başka vahim rekorun da sahibi olmuştur. Devri-Tayyibistan’da uzunca süredir Turizm ve Kültür Bakanı koltuğunda çok sayıda turizm işletmesi ve bir tur operatörü olan bir sermayedarın oturması ve bu tür işletmelere yeterlilik belgesini bizzat veriyor olması da kuşkusuz bu rekoru kolaylaştırmıştır. Son bilgilere göre, Grand Kartal AŞ’nin 12.12.2024’te Bolu Belediyesi’ne özel bir başvuruda bulunarak bir inceleme istediği, yapılan incelemede çok sayıda yetersizlik tespit edildiği için 24.12.2024 tarihli bir dilekçeyle bu taleplerini geri çektikleri anlaşılıyor. Böyle bir işletmenin faaliyette bulunmasının bile büyük bir risk olduğu anlaşılıyor.

2012’de Bakanlar Kurulu da bugün bir kısmı AKP’de olmayan pek ünlü simalardan oluşuyor: Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bulunuyor. Başbakan yardımcısı koltuklarında Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Emrullah İşler bulunuyor. Bakanlar da çok “tanıdık”: Sadullah Ergin, Fatma Şahin, Egemen Bağış, Nihat Ergün, Faruk Çelik, Erdoğan Bayraktar, Ahmet Davutoğlu, Taner Yıldız, Suat Kılıç, Mehdi Eker, İdris Naim Şahin, Cevdet Yılmaz, Ertuğrul Günay, Mehmet Şimşek, Ömer Dinçer, Veysel Eroğlu, Binali Yıldırım. Bunların içinde Kültür ve Turizm Bakanı koltuğunda oturan ise eski CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay’dır!

THTM olarak bu isimlerin tümü hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Elbette bugün görevde bulunan ve bu tür yapıların denetiminden birinci derecede sorumlu bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile işyeri güvenliğinden sorumlu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da unutulmamalı. Bu arada, AKP’nin Ankara İl Kongresi ve 'rozet takma' töreni sona erene kadar kaza ile ilgili haberleri sansürleyen ve gerçek ölü ve yaralı sayılarını donduran, yurttaşların ve kazada yakınlarını yitirenlerin haber alma hakkını engelleyen AKP yönetimi ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da siyaseten ve hukuken sorumlu tutulmalıdır.

THTM, tüm yurttaşların güvenle yaşayacağı bir ülke inşa edebilmek için tüm Cumhuriyetçileri bu ortaçağ kalıntısı neo-Osmanlıcı zihniyete karşı mücadeleye çağırmaktadır."

Otel yangını: TKP'den Erdoğan, Turizm Bakanı ve otel patronları hakkında suç duyurusu