UCM'nin 'Netanyahu' kararına dünyadan tepkiler: İsrail 'antisemitik' iddiasına sarıldı

UCM, İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant'ın savaş suçlarından dolayı tutuklanmasına karar verdi. Kararın ardından çeşitli ülkeler, kuruluşlar ve örgütlerden açıklamalar geldi.

Haber Merkezi

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), aylar süren değerlendirmelerin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın savaş suçlarından dolayı tutuklanmasına karar verdi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kuruluş belgesi Roma Statüsü'ne taraf 124 ülkenin Netanyahu ve Gallant’ın sınırlarına girmesi durumunda onları tutuklama zorunluluğu bulunuyor. 

Kararın ardından çeşitli ülkeler, kuruluşlar ve örgütlerden açıklamalar geldi. Filistin kararı "memnuniyetle" karşılarken, İsrail ise kararın "antisemitik" olduğunu iddia etti.  Birçok ülke mahkemenin kararına "saygı duyduklarını" açıkladı. Bazıları tutuklama emrine uyup uymayacaklarına dair soruları yanıtsız bırakırken, bazıları ise kararlarını deklare etti.

UCM Başsavcısından kararların uygulanması için çağrı

UCM Başsavcısı Kerim Han, 20 Mayıs'ta sunulan başvuruların, bağımsız bir soruşturma sonucunda ve adli süreçten geçirilmiş nesnel, doğrulanabilir kanıtlara dayandığını belirterek, tutuklama kararlarının uygulanması için UCM üyesi ülkelere çağrıda bulundu.

Başsavcı Han'ın, UCM sitesinde yayımlanan açıklamasında, "Tüm taraf devletleri, Roma Statüsü'ne olan bağlılıklarını yerine getirmeye ve yargı kararlarına uymaya davet ediyorum. Mahkemenin yargı yetkisi kapsamındaki tüm durumlarda olduğu gibi, bu davada da işbirliklerine güveniyoruz" ifadelerine yer verildi. Han, UCM üyesi olmayan devletlerle de hesap verebilirliği sağlamak ve uluslararası hukuku desteklemek için işbirliğine açık olduklarını kaydetti.

BM sözcüsünden de çağrı

Kararın uygulanmasına dair bir çağrı da Birleşmiş Milletler'den (BM) geldi.

UCM'nin Roma Statüsü kapsamındaki bağımsızlığına ve yetkisine, yargı yetkisine sahip olduğu tüm durumlar ve davalarda saygı duyduklarını belirten BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurence, şunları kaydetti:

"En ciddi uluslararası suçlar için hesap verebilirliği artırma çalışmalarını tam anlamıyla destekliyoruz. Roma Statüsü'ne taraf olan ülkeler, UCM'nin kararlarına saygı gösterme ve bunları yürürlüğe koyma yükümlülüğüne sahiptir ve bu doğrultuda hareket etmelerini bekliyoruz."

İsrail 'antisemitik' iddiasına sarıldı

İsrail Başbakanlık Ofisi, tutuklama emri çıkaran UCM'yi "antisemitizmle" suçladı. UCM'nin "taraflı ve ayrımcı" olduğu ileri sürülen yazılı açıklamada, Netanyahu ve Gallant'a yöneltilen suçlamaların "asılsız olduğu" iddia edilerek reddedildiği belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise yaptığı görüntülü açıklamada, UCM'nin kararını eleştirdi. UCM'nin "taraflı" olduğunu ileri süren Netanyahu, mahkemenin kendisi ve Gallant'a "hayali suçlar yönelttiğini" iddia etti. Netanyahu, kararının "antisemitik olduğunu" öne sürerek "baskılara boyun eğmeyeceklerini" savundu ve kararı tanımayacaklarını söyledi.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, yaptığı yazılı açıklamayla UCM'nin kararını eleştirdi. Herzog açıklamasında, "Bu, adalet için karanlık bir gün. İnsanlık için karanlık bir gün" yorumunda bulundu.

Öte yandan, hakkında tutuklama emri çıkarılan Gallant’ın yerine Savunma Bakanlığı koltuğuna oturan Yisrael Katz da, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, kararın "uluslararası adalet sistemini benzeri görülmemiş bir seviyeye indiren ahlaki bir rezalet" olduğunu iddia etti. Karara tepki gösteren diğer bakanlar da UCM'yi "Yahudi düşmanlığıyla" suçladı.

İsrail'de ana muhalefetteki Yeş Atid Partisi ile bir diğer muhalefet Ulusal Birlik Partisi de söz konusu kararı kınadıklarını açıkladı.

İsrail Meclisindeki Barış ve Eşitlik İçin Demokrasi Cephesi (Hadaş) ise söz konusu karara destek vererek "Netanyahu ve Gallant, Gazze'nin sistematik olarak yok edilmesinin ve halkının toplu şekilde katledilmesinin sorumluluğunu taşıyor ve suçlarının bedelini ödemeli" açıklamasında bulundu. Açıklamada, "Filistin ve İsrail halklarının geleceği adına savaşın durdurulması, hükümetin devrilmesi, yönünün değiştirilmesi, işgale son verilmesi ve siyasi çözüme ulaşılması" çağrısında bulunuldu.

Filistin'den tepkiler: 'Umut ışığı'

Karar, Filistin ve Filistinli örgütler tarafından desteklendi.

Filistin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, çıkarılan tutuklama kararlarının “memnuniyetle karşılandığı” bildirildi. Açıklamada, “UCM’nin kararları sadece BM kurumlarıyla birlikte uluslararası hukuka olan güveni değil, aynı zamanda özellikle Filistin halkının hala soykırıma maruz kaldığı bir dönemde adalet, hesap verebilirlik ve savaş suçlularının yargılanmasının önemine dair umut ve güveni de yeniden tesis etmiştir” ifadeleri kullanıldı.

UCM ve BM üyesi devletlerin söz konusu mahkeme kararlarını uygulaması gerektiği hatırlatılan açıklamada, hem Netanyahu hem de Gallant ile iletişim ve toplantıların durdurulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, “Filistin’in, halkına karşı suç işlemiş ve halen işlemekte olan tüm suçlular adalet önünde hesap verene kadar uluslararası adalet kurumları ve mahkemelere işbirliğini sürdüreceği” kaydedildi.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu Üyesi Vasıl Ebu Yusuf, AA'ya yaptığı açıklamada, "Netanyahu ve Gallant'a yönelik tutuklama emirlerinin çıkarılması, İsrail'in Gazze'deki soykırım suçlarının durdurulması için bir umut ışığıdır" dedi. Ebu Yusuf, "olağanüstü öneme sahip" olarak değerlendirdiği kararın, Gazze'deki çocukların, kadınların ve sivillerin sistematik yok edilmesi, öldürülmesi ve işgal altındaki Batı Şeria'nın parçalanması ve işgalin Filistin halkına karşı yürüttüğü imha savaşının bir sonucu olarak değerlendirdi.

Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada da UCM'nin kararının memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, Netanyahu ve Gallant aleyhinde alınan kararın, "İsrail'in savaş suçlarına ortak olan ABD yönetiminin aylardır engellemeye çalıştığı bir adım" olduğu kaydedildi. Hamas'ın açıklamasında, UCM'ye "Filistin halkına karşı en ağır cinayet ve açlık politikası suçlarını işleyen İsrail liderleri, bakanları ve görevlilerinin hesap verme kapsamını genişletmesi" çağrısında bulunularak, "tüm ülkelerden İsrailli savaş suçlularının yargılanmasında mahkemeyle işbirliği yapmaları" talep edildi.

Fetih Hareketi Sözcüsü Abdulfettah Devle ise yaptığı yazılı açıklamada, Netanyahu ve Gallant'a karşı tutuklama emri çıkarılmasını "işgal hükümetinin işlediği suçlar ve ağır ihlaller karşısında cesur bir adım" olarak nitelendirdi. Kararı, uluslararası adalet ve insan hakları açısından bir "zafer" olarak değerlendiren Devle, "uluslararası yargı kurumlarının iradesi karşısında cezasızlık politikasının artık mümkün olmadığını" ifade etti.

İsrail'e petrol Türkiye üzerinden gidiyor ama iktidar karardan 'memnun'

Gazze'deki can kaybı 33 bini, yaralı sayısı ise 75 bini aştıktan sonra tepkilere boyun eğmek zorunda kalan AKP iktidarı, 7 Ekim'den aylar sonra İsrail'le ticaretin durdurulduğunu açıklamıştı. Söz konusu kararın ardından ticaret arka yollardan devam etse de Türkiye üzerinden İsrail'e taşınan petrol akışı hâlâ sürüyor. 

Gazze'ye yönelik ikiyüzlü politikalarını devam ettiren iktidar cephesinden de söz konusu karara dair açıklamalar yapıldı.

"Uluslararası Ceza Mahkemesinin oy birliğiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama kararı çıkarması, insanlık adına verilmiş bir karardır" ifadesini kullanan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bu iki ismin soykırımcılıktan dolayı eninde sonunda hesap vereceğini belirtti. Çelik, "Bu kararı antisemitik olarak tanımlamak, soykırımı örtbas etme çabasıdır. Bu karar insanlık değerlerini koruma kararıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kararın "önemli bir başlangıç" olduğunu belirterek, "Soykırım ve savaş suçları işleyen Netanyahu ve çetesinin hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır" dedi. Yılmaz, "Biz de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu çabaya katkı sunmaya devam edeceğiz" iddiasında bulundu.

AKP'li TBMM Başkanı Numan Kurutulmuş "Yakalama kararı, insanlığın geleceği adına ümit verici olduğu kadar Netanyahu ve çetesinin üzerindeki koruma kalkanının kalkacağının da habercisidir" dedi. Kurtulmuş, uluslararası Adalet Divanı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uyana kadar İsrail'in apartheid uygulamaları nedeniyle Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınması gerektiğini vurguladı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada "Bebek, çocuk, kadın demeden masum Filistinli kardeşlerimizi hedef alarak hayattan koparan, binlerce Filistinliyi yaralayan, milyonlarca Filistinliyi ise sistematik olarak göçe zorlayan barbar İsrailli yetkililer, işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle en kısa sürede hukuk önüne çıkarılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Söz konusu kararın, Filistinlilere soykırım uygulayan İsrailli yetkililerin adalet önüne getirilmesi bakımından "son derece önemli bir adım" olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise "Uluslararası hukukun bütün kurum ve kurallarıyla, soykırımı cezalandırmak üzere hayata geçmesi için çalışmaya devam edeceğiz" iddiasında bulundu.

ABD, İsrail'in yanında: 'Tutuklama emri çıkarması rezalettir'

Söz konusu karara karşı tepki ise 2002 yılında Roma Statüsü'nden imzasını çeken ABD'den geldi.

ABD Başkanı Joe Biden, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada "UCM'nin İsrailli liderler hakkında tutuklama emri çıkarması rezalettir" ifadesini kullandı. İsrail ile Hamas'ın "eş değer" olmadığını ifade eden Biden, "İsrail'in güvenliğine yönelik tehditlere karşı" her zaman Tel Aviv'in yanında yer alacaklarını yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre de UCM'nin tutuklama kararını kökten reddettiklerini belirtti. "ABD, UCM'nin bu konuda bir yargı yetkisinin olmadığı konusunda bugüne kadar açık davrandı" diyen sözcü, bundan sonraki adımlar konusunda İsrail ile temaslarının süreceğini vurguladı.

Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, kararı kabul etmediklerini belirterek, "Savcıların tutuklama emri çıkarmak için acele etmesinden endişe duymaya devam ediyoruz" diye konuştu. Singh, UCM'nin bu konuda yargı yetkisine sahip olmadığını savundu.

Öte yandan tutuklama kararına ilişkin Temsilciler Meclisi üyeleri ve senatörlerden farklı tepkiler geldi. 

Dünyadan çeşitli tepkiler

Karara ilişkin dünyadan da çeşitli tepkiler geldi. Birçok ülke mahkemenin kararına "saygı duyduklarını" açıkladı. Bazıları tutuklama emrine uyup uymayacaklarına dair soruları yanıtsız bırakırken, bazıları ise kararlarını deklare etti.

İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani UCM'nin kararına ilişkin yaptığı açıklamada, "Kararın içeriğinin ne olduğunu ve mahkemeyi bu karara iten nedenleri göreceğiz. Mahkemenin siyasi değil, hukuki bir rol oynaması gerektiğini her zaman hatırlayarak UCM'yi destekliyoruz. Müttefiklerimizle birlikte ne olacağını ve ne yapacağımızı, nasıl davranmamız gerektiğini değerlendireceğiz" ifadesini kullandı. Tajani'nin açıklaması parlamento grubunda yer alan milletvekili ve senatörlerin tepkisine neden oldu. Ayrıca İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto da tutuklama emri çıkartılmasının "yanlış" olduğuna inandığını, ancak Netanyahu ve Gallant'ın İtalya'ya gelmeleri durumunda uluslararası hukuk gereği onları tutuklamak zorunda kalacaklarını söyledi.

İngiltere Başbakanlık sözcüsü, tutuklama emrini uygulama konusunda açıklama yapmazken, "Bu hükümet, İsrail'in uluslararası hukuk kapsamında meşru müdafaa hakkına sahip olduğunu açıkça ortaya koydu" dedi. UCM'nin bağımsızlığına saygı duyduklarını belirten sözcü, Netanyahu'nun, İngiltere'yi ziyaret etmesi halinde tutuklanıp tutuklanmayacağı yönünde defalarca sorulan sorulara ise cevap vermedi. Netanyahu'nun İngiltere'ye gelmesi halinde tutuklanıp tutuklanmayacağına yönelik soruları yanıtsız bırakan İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper, "Bu, İçişleri Bakanı olarak benim konum değil. UCM bağımsız bir mahkemedir ve biz de onun bağımsızlığına ve üstlendiği göreve saygı duyuyoruz" dedi. Öte yandan çeşitli partilere mensup milletvekilleri, hükümete tutuklama emrini uygulaması için çağrı yaptı.

Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, UCM tarafından hakkında tutuklama emri çıkarılan Netanyahu'yu Hollanda'ya geldiğinde tutuklayacaklarını söyledi. Veldkamp, "Hollanda, Netanyahu ile artık zorunlu olmayan temaslar kurmayacak. Hollanda'nın UCM'nin Roma Statüsü'ne uyması mecburidir" dedi. İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Dışişleri Bakanı Gideon Saar'ın Hollandalı mevkidaşı Veldkamp ile telefonda görüştüğü belirtildi. Görüşmede Saar'ın, Veldkamp'a "UCM'nin Netanyahu ve Gallant'a yönelik tutuklama emrini uygulayacaklarına ilişkin açıklamasından duyduğu hayal kırıklığını" dile getirdiği aktarıldı. Öte yandan İsrail basını, Saar'ın, UCM kararına uyacaklarına dair açıklaması sebebiyle Veldkamp'ın 25 Kasım'da İsrail'e yapacağı ziyareti iptal ettiğini yazdı.

Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoine ise bakanlığın haftalık basın toplantısında, gazetecilerin ısrarlı sorularına rağmen, Netanyahu'nun Fransa'ya geldiği taktirde tutuklayıp tutuklamayacağı konusunda net bir cevap vermekten kaçındı. Lemoine, bu konunun hukuki olarak çok ihtiyatlı davranmayı gerektiren bir durum olduğunu belirtti.

Almanya'da, aralarında Federal Meclis milletvekillerinin de bulunduğu bazı siyasetçiler, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) tutuklama emri çıkarmasına destek vererek Almanya'nın İsrail'e silah sevkiyatını derhal durdurması çağrısında bulundu.

İspanya Başbakan Yardımcısı ve Çalışma ve Sosyal Ekonomi Bakanı Yolanda Diaz, Filistin halkına yönelik soykırımın cezasız kalamayacağını belirterek, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama emrine destek verdi.

İsviçre Federal Adalet ve Polis Bakanlığı Federal Adalet Ofisi İletişim Sorumlusu Ingrid Ryser da UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emri kapsamında İsviçre'nin, Netanyahu'yu ülkeye gelmesi halinde tutuklamakla yükümlü olduğunu bildirdi.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kanada'nın, UCM'nin "kurucu üyelerinden" biri olduğunu belirterek "Uluslararası hukuku savunuyoruz ve uluslararası mahkemelerin tüm düzenlemelerine ve kararlarına uyacağız" dedi.

İrlanda Başbakanı Simon Harris de tutuklama emrine ilişkin, "İrlanda UCM'nin üstlendiği role saygı duymaktadır. Mahkemenin hayati çalışmalarını yürütmesine destek verecek pozisyonda olan herkes de acilen böyle yapmalı." açıklamasını yaptı.

Karara ilişkin bir destek de Belçika Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter'dan geldi. De Sutter, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Avrupa, (karara) uymalı, ekonomik yaptırımlar uygulamalı, İsrail ile Ortaklık Anlaşması'nı askıya almalı ve bu tutuklama emirlerini desteklemeli. Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar cezasız kalamaz" ifadelerini kullandı.

Arjantin Devlet Başkanlığı Basın Biriminden yapılan açıklamada ise "UCM'nin, İsrail Başbakanı ve eski Savunma Bakanı hakkında tutuklama emri çıkarmasına kesinlikle katılmıyoruz. Bu karar, Hamas ve Hizbullah gibi terör örgütlerinin sürekli saldırıları karşısında İsrail'in meşru savunma hakkını göz ardı ediyor" ifadesi kullanıldı.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, karara teki gösteren isimler arasında yer aldı. Orban, UCM’nin kararıyla yüzleşmek gerektiğini ileri sürerek, "Bu nedenle, İsrail Başbakanı Netanyahu’yu bugün Macaristan’a davet edeceğim. Gelmesi durumunda, UCM’nin kararının burada hiçbir etkisinin olmayacağı ve içerdiği şartlara da uymayacağımızın garantisini kendisine vereceğim" dedi.