Üç hizbin hikayesi: CHP'de Burcu Köksal krizi parti içi kavgayı ve sığlığı ortaya çıkardı

Kılıçdaroğlu çizgisine yakın Afyon adayı Burcu Köksal kuyuya taşı attı. Özel "sürçülisan" dedi, Köksal "Yoo..." yanıtı verdi. İmamoğlu genel başkanlığa soyunup kapıyı gösterdi. Özel kem küm etti.

Haber Merkezi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) son cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından gelen yenilginin etkisiyle uzun süredir polemiklerin, kavgaların, sürtüşmelerin yaşandığı bir türlü aşılamayan krizin zirvesinde.

Kurultaydan değişimcilerin galip çıkmasıyla Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlığı yıllardır grup başkanvekilliği yapan Özgür Özel’e kaptırmış, Özel’in arkasındaki güç olarak da seçim süreci boyunca cumhurbaşkanı adaylığında ismi geçen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu işaret edilmişti. CHP’de kolay kolay değişmeyen dengelerin değişmesiyle raylar da yerine bir türlü oturamadı. Parti, fiilen üç ana hizbe bölünmüş durumda.

Burcu Köksal’ın DEM Parti sözleri CHP’de yolunda gitmeyen pek çok şey olduğunu bir kez daha ortaya dökmüş oldu. 

Her şey yerel seçimler için Özel’in Afyonkarahisar’daki mitinginde mikrofonu eline alan Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı ve Grup Başkanvekili Burcu Köksal’ın “Belediye başkanı olarak seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları DEM Parti hariç, bütün siyasi partilere açık olacak” sözleriyle başladı.

Köksal daha önce kurultay kavgasıyla gündeme gelmiş, hatta hastanelik bile olmuştu. Grup Başkanvekili, CHP’nin Afyonkarahisar Merkez İlçe Kongresi’nde Hasan Baltacı ile çıkan tartışmada baygınlık geçirmişti. Köksal Baltacı’ya "Sen beni telefonda tehdit edemezsin. Beni Afyon'dan AKP kazıyamadı, sen kazıyamazsın" derken, Köksal’a "Burcu dışarı" diye bağıranlar olmuştu.

Özel, ağızdan çıkan sözleri “sürçü lisan” diyerek toparlamaya çalışsa da olanları Köksal geri adım atmadı. Hem gazetecilere konuşup “Sözlerimin arkasındayım” dedi, hem de sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamalarda sözlerini yineledi. Bu sefer krizin baş aktörü açık açık genel başkanın ve partinin politikalarına karşı gelen bir belediye başkan adayı ve aynı zamanda da grup başkanvekiliydi. 

Özel her ne kadar bir sonraki mitingde “Burcu Başkan'dan da selam getirdim. Orada bir küçük sürçülisan oldu, ‘Aman başkanım sen düzelt’ dedi. Afyon Belediyesi'nin de, Uşak Belediyesi'nin de seçildikten sonra kapıları ardına kadar tüm siyasi partilere, tüm Uşak ve Afyonlulara açıktır” sözleriyle durumu toparlamaya çalışsa da yetersiz kaldı.

Üç hizipten birinin başındaki İmamoğlu 'parti başkanlığı'na soyundu, Köksal'a kapıyı gösterdi

Özel’in ılımlı ve konuyu kapatmaya yönelik tavrına İmamoğlu’nun Bakırköy Cumhuriyet meydanında yaptığı konuşma ters düştü. İBB Başkanı tüm öfkesiyle partisinin belediye başkan adayı ve grup başkanvekili için Ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka parti onu söyleyeyim” dedi.

Sözlerini şöyle sürdürdü:

“O laf ne biliyor musunuz? O laf nereye gider biliyor musunuz? Hani birileri çıktı 'vatan haini, terörist', hatırlayın ya, büyükşehir belediyesi terörist doluydu. Bunu diyenle bu akıl aynı akıl, öyle yok öyle yağma yok. Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk'ün 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni toplarken herkesi kucakladı, çağırdı ya o kültürü temsil eden Atatürk'ün evlatlarıyla yönetilir kardeşim. Bu kadar net.”

Parti hiyerarşisinde Köksal grup başkanvekili olduğu için İmamoğlu’nun önünde yer alıyor. Öte yandan kurultaydan bu yana ortaya çıkan “gölge başkan Özel”, “eş başkan İmamoğlu” benzetmeleri de İmamoğlu’nun bu çıkışıyla yeniden köpürmüş oldu.

Portakal'ın ‘Kılıçdaroğlu'nun talimatı’ iddialarına eski genel başkan ateş püskürdü

SZC TV Ana Haber spikeri Fatih Portakal tüm bu olanları Kılıçdaroğlu’na bağladı. Kulis bilgisi paylaşıyorum diyerek Köksal’ın sözlerinin talimatlı olduğu imasında bulundu. Talimatın kaynağı Portakal’a göre Kılıçdaroğlu idi, yani “Kılıçdaroğlucular” harekete geçmişti. Portakal dedi ki:

“Açık açık net ismini de söyleyeyim Kılıçdaroğlu'nun yakınındaki isimlerden biri. Talimatı kanıtlayamam ama Kılıçdaroğlu'ndan geldiğini bile düşünüyorum. Bak bu kadar da net konuşuyorum. Çünkü ben de net konuşmayı seven bir insanım. Çünkü Kılıçdaroğlu; onun için önemli olan İmamoğlu'nun kaybetmesi. Kılıçdaroğlu 1 Nisan'dan sonrasının hesaplarını yapıyor. Ama özellikle İstanbul'un kazanılıp kazanılmaması çok daha önemli.”

Günlerdir sonu gelmeyen, CHP içinde ne kadar kavga eden taraf varsa birbirine girmesine neden olan bu kriz sonunda eski genel başkan  Kemal Kılıçdaroğlu’nun da konuşmasına yol açtı. İddiaların odağına oturtulunca Kılıçdaroğlu T24’ten Murat Sabuncu’ya konuştu, tüm iddiaları sert dille reddetti.

Kılıçdaroğlu özetle kim talimatı verdiyse ismi açıklanmalı, söyleyen de alçaktır dedi. Portakal’ın bunu açıklamazsa “yalan haber ürettiğini” söyledi ve “alçak bir iftiradır” diyerek tepkisini koydu.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Fatih Portakal, Burcu Köksal'ın DEM Parti ile ilgili sözleri söylemesi için benim talimat verdiğimi, yakınımdaki isimlerden biri vasıtasıyla bunu yaptığımı söylüyor. Bakın açıkça çağrı yapıyorum: Bu yakınımda olduğu ya da böyle bir cümle kurulmasını söylenen isim kimse açıklanması gerekir. Böyle bir cümlenin sarf edilmesini söyleyen kişi alçak ve şahsiyetsiz bir kişidir. Ne böyle bir talimat verdim, ne de böyle bir yakınım vardır. Fatih Portakal bunu açıklamak zorundadır. Açıklamıyorsa yalan haber ürettiğini ben söyleyeceğim. Bir kez daha açıkça söyleyeyim: Burcu Köksal'a böyle konuşması yönünde talimat verdiğim alçak bir iftiradır. Benim yakınımdaki her kişi şunu çok iyi bilir. Ben CHP'nin tüm belediye başkanlarının başarısını isterim, bu benim en büyük dileğim. Ne yazık ki aleyhime kasıtlı yalan bir haber yapılıyor. Aleyhimde yapılan kasıtlı yalan haberlere ve iftiralara ne yazık ki ben alışığım ama daha vahimi bu sefer ki operasyonda yıpranan sadece ben değilim, Cumhuriyet Halk Partisidir. Ben bana yapılana kan kusar kızılcık şerbeti içtim der susarım ama partime gelecek en ufak bir zarar varsa kimse beni susturamaz ve sindiremez.”

Özel'den bomboş belagat: 'talihsiz süreç', 'ayrımcılık yapılacakmış gibi ifadeye sürüklendi iş'...

Özel’in ön almak için attığı adım “Halkçı Belediyecilik Taahhütnamesi” ve “Yerel Yönetimlerde Eşitlik Politika Belgesi” isimli taahhütnameler oldu. CHP'nin 31 Mart yerel seçimlerinde aday gösterdiği 1142 belediye başkan adayı, taahhütnameleri ayrı ayrı imzalayacak.

Özel, "CHP'li belediyeler; kişilerin dini inancı, mezhebi, doğduğu yer, ırkı ve yine hangi siyasi görüşe bağlı olduklarına bakılmaksızın belediye hizmetlerini eşit sunacaklarına ve belediyelerin kapılarını herkese tam olarak ardına kadar açacaklarına dair söz verecekler" ifadelerini kullanarak üstü kapalı bir açıklama daha yapmış oldu.

Fakat burada sarf ettiği bir diğer söz daha dikkat çekiciydi:

“Afyon'da bir talihsiz süreç yaşandı. Belediye başkan adayımıza yerelde sürekli belediyeyi kimle yöneteceği sorusu üzerine onlara bir cevap vermek isterken sanki seçmenin bir kısmına ayrımcılık yapılacakmış gibi bir ifadeye sürüklendi iş. Tabii birtakım fırsatçılar da bunun üzerinde uzun süre tepindiler.”

Özel, Köksal’ın sözlerini hâlâ talihsizlik olarak değerlendirmeye devam ederek “fırsatçılar üzerinde tepindi” diyerek kimi işaret ettiği bilinmeyen bir ifade kullandı. CHP Genel Başkanı, Köksal’ın ısrarla arkasında durduğu ve yinelediği sözler içinse soru üzerine konunun buraya süreklendiğini öne süren pek de anlaşılmayan bir savunma içerisine girmiş oldu.

CHP’nin yaptığı kurumsal açıklamada özetle “tek bir yurttaşımız dahi kimlikleri nedeniyle haklarından ve kamu hizmetlerinden yoksun bırakılmayacaktır” mesajı verilirken, Özel “yanlışlıkla oldu, birileri sürükledi, fırsatçılar tepindi” diyor, iBB Başkanıysa grup başkanvekiline kapıyı gösteriyordu.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın "Biz bu ırkçı anlayışı, bu zehirli dili bir kez daha Kulu'dan reddediyoruz, kınıyoruz” açıklaması yaptığı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın partisine çağırdığı Burcu Köksal sessizliğini sürdürüyor. İmamoğlu’na yanıt verecek mi? Adaylıktan çekilmesi gündemde mi? Grup Başkanvekili'ne kapıyı gösteren İBB adayına partiden bir yanıt gelecek mi? CHP’de yanıtsız kalan sorular, krizin giderek tırmanmasına sebep olmaya devam ediyor.