Tweetler Körfezi operasyonunda yeni aşama: Havana Sendromu!

İlk kez 2017 yılında Trump yönetimi döneminde parlatılmış olan bir iddia şimdi yeniden gündemde. Küba ABD'ye saldırıyla suçlanmıştı, şimdi Çin ve Rusya da hedefte.

soL - Dış Haberler

CIA Başkanı William Burns, "gizemli Havana Sendromu"nu açıklığa kavuşturmakta kararlı olduğunu duyurdu. Burns, dünyanın çeşitli ülkelerinde görev yapan görevlilerinin ve onların ailelerinin muzdarip olduğu beyin hasarının mikrodalga kaynaklı bir saldırının ürünü olduğunu düşünüyor. 2017 yılında Havana Sendromu olarak gündeme gelen ve o zamanlar Küba'nın suçlandığı kampanya şimdi Çin ve Rusya'ya da uzanmış olarak yeniden gündemde. 

Haziran ayında ABD Kongresi'nde demokrat-cumhuriyetçi (bipartisan) ortak oylarıyla kabul edilen bir yasa, HAVANA yasası adını taşıyor. HAVANA, "The Helping American Victims Afflicted by Neurological Attacks Act" Nörolojik saldırıların Amerikalı kurbanlarına yardım kalıbının kısaltması. Bu yasa CIA Başkanına ve Dışışleri Bakanı'na "beyin hasarı yaşayan personele mali destek sağlama yetkisi" veriyor.

Trump kafası

Burns "Havana Sendromu bir gerçek ve çok ciddi" sözleriyle HAVANA yasasının ardından gelen adımı atıyor. Perşembe günü yaptığı konuşmada ABD'nin karşı karşıya olduğu tek ve en büyük jeopolitik rakibin Çin olduğunu söylerken, Trump'tan tanıdık gelen bir görüşü de tekrarladı: "Dürüstçe yanıt verirsek... (Covid ile ilgili) hayvanlardan insanlara doğal yolla geçişle mi oldu, yoksa bir laboratuvar kazası mı? Bu konuda kesin bir sonuca varamıyoruz."

"Havana Sendromu" artık sadece Küba'yı ilgilendirmiyor. 2017'den bu yana Çin, Rusya, Avrupa ve Orta Asya'daki ABD diplomatik kuruluşlarında görev yapan kişilerde yaşanan onlarca yeni vaka bildirilmiş. Biden yönetimi Viyana'da da olası vakalar olabileceğini, bunların üzerine "kuvvetle gideceklerini" açıkladı. Öte yandan yetkililer "sendromun" kaynakları hakkında hala belirsizlikler olduğunu söylüyor. ABD Dışleri Bakanı Antony Blinken Haziran ayında Kongre'de yaptığı bir konuşmada şöyle demişti:

"Ve şimdi acı gerçeği söyleyeyim: Vakalara neyin neden olduğunu bilmiyoruz. Eğer varsa, kim bunun gerçek sorumlusu bilmiyoruz."

Havana Sendromu nedir? (Ne değildir!) 

"Nörolojik saldırı sonucu yaşanan beyin hasarı" Küba'ya dönük bir diplomatik saldırının içinde ortaya çıkmış bir iddia. 2017 yılına gidiyor.

2017 yılında ABD, Küba'daki diplomatik misyonunda önemli beyin hasarları tespit ettiklerini açıkladı! Buna göre, kaynağı henüz belirlenememiş nedenlerle, Küba'da görev yapmış hariciye memurlarının bir kısmında önemli nörolojik problemler vardı.

İddia oydu ki, 2016 yılında Küba'da görev yapmış ABD'li ve Kanadalı dışişleri görevlileri arasında gözlenen bir beyin hasarı vardı ve bunun nedeni Kübanın kullandığı bir saldırı silahı olmalıydı.

Trump 2017 Ekimi'nde yaptığı açıklamada şöyle diyordu: 

"Küba'nın sorumlu olduğuna inanıyorum. Buna inanıyorum. Bildiğiniz gibi, bu gerçekten çok olağandışı bir saldırı ama ben gerçekten inanıyorum ki sorumlusu Küba."

ABD'de konuyla ilgili bir dizi araştırma yapıldı. Üniversiteler işin içine girdi. Devlet komisyonları kuruldu.

Küba, buna yanıt olarak 200 bilim insanını görevlendirdiği bir çalışma başlattı. ABD temsilciliğinin çevresinde araştırmalar yapıldı. Yakında yaşayan başka insanlar incelendi. Toprak örnekleri üzerinde çalışıldı. Ses kayıtları yapıldı.

Yapılan çalışmaların bulgularını paylaşmak üzere ABD görevlileriyle biraraya gelmekse mümkün olmadı. ABD tarafı "hastalanmış" olan görevlilerin tıbbi kayıtlarını paylaşmayı da reddediyordu.

ABD'de konuyla ilgili yapılan çalışmalarsa tam bir çılgınlığa dönüştü. Diplomatlar üzerinde yapılan tetkiklerden çok farklı sonuçlar çıkarıyordu "bilim insanları." Mikrodalga saldırısı olabileceğini söyleyenler oldu, radyo dalgalarının ve ses dalgalarının kullanılmış olabileceği öne sürüldü. (Anılan "dalga"ların frekansları arasında büyük uçurumlar var.)

Kanada'da yapılan araştırmalarda ortaya çıkan bir bulgu dikkat çekiciydi: Buna göre Kanadalı diplomatlarda görülen sorunların kaynağı, Küba'daki misyon binalarında sıklıkla kullandıkları Zika virüse ve sivrisineklere karşı uygulanan bir böcek zehiri olabilirdi. Dışişleri bünyesinde oluşturulan bir komisyonun "diğer olasılıkları bütünüyle ortadan kaldırmamakla birlikte, güçlü ihtimal olarak gördüğü" kullanılan böcek zehirinden etkilenme görüşü Ulusal Akademi bünyesinde kurulan komisyon tarafından da destekleniyordu. Tahmin edilebileceği gibi Kanada'nın çıkardığı sonuçlar ABD'de kabul görmedi!

2021 yılına gelindiğinde ABD'de yapılan araştırmalar ve ortaya çıkan raporlar kesinlikten çok uzak sonuçlar üretmiş durumdaydı. Üstelik bu çalışmaların sonuçlarının ötesinde izledikleri yolla ilgili büyük soru işaretleri vardı.

UCLA çalışması

"Kitlesel Psikojenik Hastalık ve konsolosluk gizemi ve histerisinin arkasındaki gerçek öykü"

UCLA (Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles) Nöroloji bölümünden Robert Baloh ile Yeni Zelandalı Psikolojik Tıp uzmanı Rober E. Bartolomew'in yaptıkları çalışma bu açıdan ilginçti. Çalışmada uzmanlar, diplomatların yaşadığı sağlık sorunlarının "Kitlesel Psikojenik Hastalık" örneği olabileceğini öne sürüyorlardı.

Dışişleri Bakanlığı ve üniversitelerde kurulan komisyonların yaptığı çalışmaların hiçbirinde hastalarla ilgili olası psikolojik kaynaklar üzerinde durulmadığı sıklıkla söylendi. "UCLA değerlendirmesi" olarak popülerleşen "psikojenik hastalık" değerlendirmesi tahmin edileceği gibi CIA ve Dışişleri cephesinde rağbet görmedi.

Asıl eğlenceyse Havana'daki misyon binaları çevresinde yapılmış bazı ses kayıtlarının yayınlanmasıyla çıktı. Amerikan televizyonları, AP ve devlet yetkilileri bu kayıtların diplomatlarda görüldüğü iddia edilen "beyin hasarının" kaynağının "ses saldırısı" olduğunu gösterdiğini ilan ettiler.

Bu sesler üzerinde çalışmalar yapıldı, hasarın kaynağı olabilecekleri ispatlanmaya çalışıldı.

Eğlenceli gelişme ardından geldi: Bu ses kayıtları üzerinde yine Amerikalı iki bilim insanının yaptıkları çalışmalarda kayıtların Karayip bölgesinde yaygın olan bir böcek türüne, Anurogryllus celerinictus’a ait olduğu gösteriliyordu! Bilgisayarlarla yapılan ses analizlerinin sonucu buydu: "Saldırının kanıtı" olarak sunulan ses kayıtları cırcır böceklerinin çiftleşme çağrılarından oluşuyordu!

Amerikalı diplomatlara saldırıda parmağı olan Küba'nın "komünist" devleti değil, belki ancak cırcır böcekleri olabilirdi!

Tolga Binbay