Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi'nin (TUSAŞ), Ankara'nın Kahramankazan ilçesindeki yerleşkesine yönelik saldırıya ilişkin yeni bilgiler ortaya çıktı.
Sivas'tan bindikleri taksiyle Ankara'ya geldikleri belirlenen saldırganların, saldırıda kullandıkları tüfek, tabanca, el bombası ve EYP'lerin sırt çantalarında olduğu ve 20 saat boyunca Ankara'da bu şekilde dolaştıkları tespit edildi.
Öte yandan saldırıya ilişkin istihbarat bilgisine 17 Ağustos'ta ulaşıldığı iddia edildi.
Ankara'ya getiren taksicinin ifadesi ortaya çıktı
Saldırganları Ankara'ya getiren ticari taksi sürücüsü A.O.'nun ifadesine Sabah gazetesinde yer verildi. A.O. ifadesinde, Sivas'ın Kangal ilçesinde kullandığı taksiyi durduran evli çift görünümündeki iki kişinin kendilerini madenci olarak tanıttıklarını anlattı.
Doğu Ekspresi'yle yolculuk yaparken yeni hamile olan kadının rahatsızlandığını, bunun için yolculuğunu yarıda bıraktıklarını söylediklerini anlatan sürücü A.O., şu ifadeleri kullandı:
"İkisinin de sırtlarında çanta vardı. Erkek olan kişi, eşinin yeni hamile olduğunu, düşük riskinin bulunduğunu bunun için otobüsle yolculuk yapamayacaklarını söyledi. Ankara'ya gitmek istediklerini söylediler. Daha sonra Ankara'ya getirdim. 12 bin lira nakit para aldım. Kent merkezinde bir petrol istasyonunun yakınında indirdim. O gün aracıma binen iki kişiyi de daha önce hiç görmedim. Onları bıraktıktan hemen sonra tekrar Sivas'a döndüm."
Taksi sürücüsünün ifadesinde belirttiği gibi 20 dakika sonra Ankara'dan çıkış yaptığı PTS kameralarıyla belirlendi. Taksi sürücüsünün PKK ile herhangi bir bağlantısı olmadığı soruşturma dosyasına girerken, taksici A.O. ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Ankara'da 20 saat boyunca tüfek ve bombalarla dolaştılar
Jandarma tarafından yapılan çalışma kapsamında saldırganların saldırıdan bir önceki gün saat 20.00'de Ankara'ya geldikleri, daha sonra taksiyle Polatlı ilçesine giderek geceyi orada geçirdikleri aktarıldı. Saldırı günü Kahramankazan ilçesine gittikleri tespit edilen saldırganların, saldırıdan bir gün önce TUSAŞ'a gidip keşif yaptıklarına ilişkin iddialarının gerçek olmadığı belirlendi.
Öte yandan saldırganların saldırıda kullandıkları tüfek, tabanca, el bombası ve EYP patlayıcıların sırt çantalarında olduğu ve 20 saat boyunca Ankara'da bu şekilde dolaştıkları tespit edildi. Toplanan güvenlik kameraları görüntülerinde iki saldırganın da sırt çantalarının ağır olması nedeniyle güçlükle yürüdükleri, yanlarında cep telefonu dahil hiçbir iletişim cihazının bulunmadığı kaydedildi.
Soruşturmada şu ana kadar saldırganlara yardım eden kişi veya kişiler tespit edilemedi. Ayrıca AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Terör saldırısının Suriye’den bir sızma hareketi şeklinde gelişmiş olduğunu özellikle öğrenmiş bulunuyoruz" ifadelerine karşın, saldırganların Türkiye dışından geldiğine yönelik iddiaların hâlâ değerlendirme aşamasında olduğu belirtildi.
'İstihbarat bilgisi 17 Ağustos'ta elde edildi'
Öte yandan T24 yazarı Tolga Şardan da gerçekleştirilen saldırıya ilişkin dikkat çeken bir iddiayı gündeme getirdi.
Şardan yazısında, TUSAŞ'a yönelik saldırıyla ilgili Şırnak’ta yapılan bir operasyonda bilgiler elde edildiğini ifade etti. Saldırıya ilişkin istihbarat bilgisine saldırıdan yaklaşık iki ay önce ulaşıldığını kaydeden Şardan, "Tam tarih vermek gerekirse; 17 Ağustos’ta elde edildi" ifadelerini kullandı.
"İstihbarat birimlerinin ortak yürüttüğü operasyonda yakalanan PKK’lıdan elde edilen veriler, bölgedeki jandarma komutanlıklarına bildirildi" diyen Şardan, "Gerek Van’a konuşlu Jandarma Asayiş Komutanlığı, gerekse Şırnak’taki İl Jandarma Komutanlığı, kısa sürede gelişmelerden haberdar edildi. Tabii aynı bilgiler, Ankara’ya da ulaştırıldı. MİT’in ulaştığı veriler, İçişleri Bakanlığı’nın çatısı altındaki Emniyet ve Jandarma’ya gönderildi" ifadelerini kullandı.
Şardan, istihbarat birimlerinin ortak yürüttüğü operasyon kapsamında yakalanan PKK üyelerinden elde edilen verilerin, Van ve Şırnak'taki jandarma komutanlıklarına bildirildiğini aktardı. Aynı bilgilerin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve İçişleri Bakanlığı çatısı altındaki Emniyet ile Jandarmaya da iletildiğini ifade eden Şardan, yazısına şöyle devam etti:
"Şimdi; bu aşamada artık kimsenin 'gerekli istihbarat alınamadı' mazeretine sığınma şansı kalmadı maalesef. Tam tersine, bilginin elde edilmesiyle, eylemin gerçekleştirilmesi arasında yaklaşık iki ay var! İster istemez, 'İki ayda ne yapıldı?' sorusu akıllara geliyor kuşkusuz."