Türkiye Katar’ın su ve gıda güvencesi mi olacak?

Türkiye ve Katar arasında 'Sadık kalarak, farkında olarak ve arzulayarak' imzalanan su yönetimi anlaşması yürürlüğe girdi…

Yusuf Yavuz

Türkiye’nin Katar ile yaptığı su anlaşması Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. “Sadık kalarak, farkında olarak ve arzulayarak” ifadelerinin dikkat çektiği anlaşma metninde iki ülkenin suyun yönetimi konusunda işbirliğini geliştireceği belirtiliyor. Deniz suyunu arıtarak kullanan bir çöl ülkesi olan Katar ile su kaynaklarını kötü yöneten kuraklık tehdidi altındaki Türkiye’nin yaptığı bu anlaşmanın, su kaynaklarının gıda güvenliği ile ilişkisini de kapsaması dikkat çekiyor. Su varlığı konusunda kıyaslanması asla mümkün olmayan Türkiye ile Katar arasında Kasım 2020’de imzalanan, 21 Mart 2021 tarihinde, Dünya Su Gününden bir gün önce Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ikili anlaşmanın yalnızca bir tür deneyim ve teknoloji alışverişi olarak açıklamak yeterli değildir. 

Türkiye ile Katar arasında 26 Kasım 2020’de İstanbul’da imzalanan su anlaşması önceki gün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

‘Sadık kalarak, arzulayarak’ su yönetimi anlaşması

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Su Yönetimi Alanında Mutabakat Zabtı” başlığını taşıyan anlaşma metninde, şu ifadelere yer verildi: “İki ülke arasındaki bütünleyici etkinlik ve ortak çıkarlar ilkelerine sadık kalarak, iki ülkenin ekonomik kalkınmalarında ve şimdiki ve gelecek nesiller için su yönetiminin öneminin farkında olarak, iki ülke arasında su yönetimi alanındaki işbirliğini güçlendirmeyi ve daha da geliştirmeyi arzulayarak aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır.”

Yeraltı suları ve gıda-su ilişkisi de anlaşma metninde

Katar ile yapılan su yönetimi anlaşmasının amacının, tarafların bu alandaki teknoloji ve bilimsel yeteneklerini güçlendirmek iki ülke arasındaki işbirliğini teşvik etmek olduğu belirtilen kararda konuyla ilgili iş birliği alanları ise özetle şöyle sıralanıyor: “Su kaynaklarını korumak ve geliştirmek, su kalitesini ve miktarını izlemek, su kaynaklarını ve bu kaynakların gıda güvenliği ile ilişkilerini yönetmek, yeraltı su sistemini ve doğal ve yapay beslenmeyi yönetmek ve iklim değişikliğinin su kaynakları üzerine etkileri.”

Su temini ve dağıtım konusunda işbirliği yapılacak

Su temini ve enerji verimliliğinin artırılması ile arıtma, dağıtım ve su kayıplarının önüne geçecek düzenlemeler konusunda işbirliğini de içeren anlaşma metninde, iki ülkenin kıyı ve geçiş suları yönetimine de yer verildi. Tarım ve Orman Bakanlığı ile Katar Genel Elektrik ve Su Kurumu (KAHRAMAA) yürütülecek olan ikili anlaşma 5 yıllık süreyi kapsıyor. Taraf ülkelerden aksi yönde talep gelmediği sürece 5 yıllık süre otomatik olarak yenilenecek.

Anlaşma Türkiye'den Katar'a su verilmesini içeriyor mu?

Türkiye adına Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Katar adına ise Enerji İşleri Devlet Bakanı Mühendis Saad Bin Sherida Al Kaabi’nin imzaladığı anlaşma, kendisi de su kısıtı çeken ülkelerden biri olan Türkiye’den Katar’a su transferi yapılıp yapılmayacağı sorusunu da akıllara getirdi.

Bakan Pakdemirli “su temini ve paylaşımını içermiyor' dedi

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bu konudaki endişelerin gündeme gelmesinin ardından yaptığı açıklamada, imzalanan metnin su transferi, su temini ve suyun paylaşılması gibi konuları içermediğini dile getirmişti.

Akıllardaki sorular tümüyle giderilmiş değil

Ancak Türkiye’nin neredeyse yeraltı sularının tamamını tüketmiş olan ve ihtiyacı olan suyun çok büyük kısmını deniz suyunun arıtılması yoluyla karşılayan petrol zengini Katar ile neden suyun yönetilmesine ilişkin bir anlaşma yaptığına ilişkin sorular halen tümüyle giderilmiş değil.

Petrol zengini Katar su ve toprağa muhtaç

Petrol ve doğal gaz rezervleri sayesinde hızlı büyüyen Körfez ülkelerinden biri olan Katar’ın tarıma elverişli arazisi neredeyse yok denilecek kadar az. Büyük kısmı çöl olan ve kumlarla kaplı olan ülkede çöküntülerden oluşan tuzlu topraklarda tarımsal üretim yapılıyor. Ancak 11 bin kilometrekarelik yüzölçümü ve yaklaşık 2,7 milyon nüfusa sahip Katar’da FAO’nun verilerine göre toplam ekili alan miktarı 6322 hektar. Bu rakam, Türkiye’nin çoğu ilçesindeki ekilebilir alandan daha az. Örneğin ünlü ilçelerimizden biri olan turizm merkezi Muğla/Bodrum’da bile 11 bin hektarın üzerinde tarım arazisi yer alıyor. Bu oran, Katar’ın yaklaşık iki katı anlamına geliyor.

Deniz suyunu arıtmak için milyarlarca dolar harcanıyor

Katar’ın yıllık yağış oranı ise ortalama 80 mm. Yıllık ortalama sıcaklığın 40 derece olduğu ülkede buharlaşma oranı da oldukça yüksek. Ayrıca ülkenin hiç nehri de yok. Kısıtlı yeraltı suyu ise ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Özetle deniz suyunun arıtılması yoluyla su ihtiyacını karşılamaya çalışan ülkede su petrolden çok daha değerli bir varlık. Katar’ın, ABD ve Japonya’nın dev teknoloji firmalarından sağlanan teknik donanımla deniz suyunun tuzdan arındırılması için milyarlarca dolar harcadığının da altı çizilmeli.

Katar'ın gıda güvencesi pamuk ipliğine bağlı

Öte yandan 2017’de Arap ülkelerinin yaptırımları yüzünden ambargo ile karşı karşıya kalan Katar’da yaşanan gıda krizinin Türkiye’deki zincir marketlerin ürünleri ile aşılmaya çalışıldığı anımsandığında tarımsal üretimin ve gıda güvenliğinin de ülke için hayati önemde olduğu ortaya çıkıyor. Kişi başına düşen 50 bin doların üzerindeki GSMH oranı ile dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Katar gıda ihtiyacının çok büyük bir kısmını ithalat yoluyla karşılıyor. Bu nedenle Türkiye ile Katar arasında suyun yönetilmesi konusunda yapılan anlaşmayı bu çerçevede değerlendirmekte yarar var.

İktidarın petro-dolara, Katar'ın su ve gıdaya ihtiyacı var

Sonuç olarak su konusunda kıyaslanması asla mümkün olmayan Türkiye ile Katar arasında 26 Kasım 2020’de imzalanan, 21 Mart 2021 tarihinde, Dünya Su Gününden bir gün önce Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ikili anlaşmanın yalnızca bir tür deneyim ve teknoloji alışverişi olarak açıklamak yeterli değildir. İktidarın en çok ihtiyaç duyduğu petrol dolarları karşılığında, Katar’ın en çok ihtiyacı olan su ve gıda konusunda sunduğu bir vaat ya da teminat olduğunu söylemek yanlış olmaz. Aç bir insan ile fırıncının yapacağı ikili anlaşmanın, un temini ve ekmek üretimi konusunda karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi ve bilgi alışverişi konusunda olacağını düşünülebilir mi?