'Türkiye Avrupa’nın çöplüğü haline getirildi'

Komünistler AKP'nin ve patronların çöp iştahının ülkemizi dünyadaki plastik üretiminin 'foseptik çukuruna' çevirmesine tepki gösteriyor.

Haber Merkezi

"Türkiye’ye 2004 yılından bugüne Avrupa Birliği ülkelerinden ithal edilen plastik atıklar 196 kat arttı. Bu, son bir yıl içinde her yıl yaklaşık 241 kamyon plastik çöpünün Avrupa’dan Türkiye’ye gelmesi demek. Çöpler ya doğaya atılıyor ya da yakılıyor, iki türlü de büyük bir kirlilik yaratıyor. Para karşılığı başkalarının çöpünü almak kadar utanç verici ne olabilir? Anlaşılan AKP ekonomiyi çöplerle kurtarmayı düşünüyor."

Günlük gazete Boyun Eğme hükümetin AB'den çöp alarak ülkeyi 'dünyadaki plastik üretiminin foseptik çukuruna çevir'diğini belirterek söz konusu çöp alış verişine bu ifadelerle karşı çıkıyor.

Boyun Eğme'de ilgili yazı şöyle devam ediyor:

Gıdanın israfı, çöpün tasarrufu

Bugün yerli gıda ürünleri çöpe giderken dünyada paketlenen gıdaların plastikleriyle başımız belada... Ancak iki sorunun kaynağı da aynı. Tarımda küçük üreticiyi ortak üretime sevk etmek, ürünlerin toplanmasını ve dağıtımını planlamak tekelci kâr mantığına zıt olduğu için büyük bir israf yaşanıyor. Market zincirlerinin ve endüstriyel gıda üreticisi şirketlerin keyfi yerinde.

Öte yandan aynı kâr mantığıyla, pandemi sonrası o çok sevilen deyimle dünyadaki “tedarik zincirleri” içinde patronların çöp iştahı ülkemizi dünyadaki plastik üretiminin foseptik çukuruna çeviriyor. Rekabetçiliğimiz sayesinde Çin’in yerini aldık!

Dünyada büyüyen gıda krizi gibi bu krizi derinleştiren plastik kirliliği de tekelci kapitalist sistemden kaynaklanıyor.

Günümüzün en büyük plastik üreticisi firmaları Exxon Mobil (eski Standart Oil Company), Dow DuPont gibi tekeller. Bu tekellerin artan etkisiyle dünyada toplam plastiğin yarısı geçtiğimiz 13 yıl içinde üretildi. Plastik üreten polimer endüstrisinin bu başat aktörlerinin adları sıklıkla çevre felaketleri ve skandallarına karışıyor.

Plastiklerin, atık yönetimi sistemi içinde geri dönüştürülmesi, katı atık depolama sahalarında kontrollü koşullarda gömülmesi veya uygun ko-şullarda yakılması mümkün. Ancak atık yönetim düzenlemeleri zayıf olan Türkiye gibi ülkelerde bugünkü örneklerde gördüğümüz gibi plastik atıklar doğaya bırakılıyor veya kontrolsüz koşullarda yakılarak toprak, hava ve deniz/su kirliliğine yol açıyor. Plastiklerde en fazla çöp birikimine se-bep olan ambalaj sanayiindeki “kullan at” plastik malzemeler tam da kapitalizmin tüketimci ve sorumsuz mantığını yansıtıyor.

Bugün piyasaya sürülen plastiklerin sadece %9’u geri dönüşümü sağlanabilir nitelikte. En başta gıda gibi temel ihtiyaçların üretiminde muazzam bir israf yaşanırken, cadde ve koridor kö-şelerine mavi geri dönüşüm kutularıyla çevreye duyarlılığının ölçülmesi kapitalizmin plansızlığını makyajlamasından başka bir şey değil.

Kelimenin tam anlamıyla 'çürütüyorlar'

Çöplük haberlerini aldığımız sırada bir başka içler acısı görüntü de sebze meyve hallerinden geldi. AKP’nin yamalı kapanmasına göre semt pazarları da kapatıldığından, ülkenin dört bir yanında tonlarca yaş sebze meyve beklemede kaldı, bir bölümü ise tüketiciye ulaşamadan çürüdü.

Domates, patates, soğan, yeşillik... Sofranın temel unsurları ancak belirli saatlerde açık olan marketlerden, yüksek fiyata alınmak zorunda. Daha birkaç gün önce enflasyon rakamları açık-landığında, gıda fiyatlarındaki durdurulamayan artışı konuşuyorduk.

Bugün ortaya çıkan manzara ise işlerin daha kötüye gideceğini gösteriyor. Plansız kapanmanın, kimseye danışmadan alınan kararların yurt-taşlara etkisi düşünüldüğünden de ağır olacak. Adı üstünde: Kapitalizm bir çürüme düzenidir.