Trump’ın Türkiye’ye seçtiği büyükelçi: Körfez Arapları’nın ortağı, İsrail’in iş bitiricisi

Sadık bir Trump destekçisi patron olan Barrack, Körfez ülkelerindeki yatırımları ve bu ülke liderleriyle samimiyetiyle tanınıyor.

Ogün Eratalay

20 Ocak 2025 tarihinde göreve başlayacak olan ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada ABD’nin Yunanistan ve Türkiye Büyükelçiliklerine getireceği isimleri açıkladı.

Buna göre eski Fox News sunucusu, adı Trump’ın oğluyla birlikte anılan ve Trump destekçisi Kimberly Guilfoyle Yunanistan’da görev yaparken, Ankara’daki büyükelçi Tom Barrack olacak.

Thomas Barrack kimdir?

Barrack ailesi 1900 yılında Lübnan’dan ABD’ye göçüyor. Kaliforniya’da 1947 yılında doğan Tom Barrack varlıklı bir ailenin oğlu. İyi bir eğitim alıyor, hukuk alanında doktora sahibi. Girdiği ilk iş, dönemin ABD Başkanı Richard Nixon’ın avukatlığını yapan Herbert Kalmbach’ın şirketinde oluyor. Bu kişi, Nixon döneminin sonunu hazırlayan Watergate Skandalı’na karıştığı için meslekten atılan birisi. Barrack, siyasette arka kapılardan iç çeviren bir şirkette çalışıyor ve öğreniyor. 

Arapça anadili olduğu için firmanın yatırımları olan Suudi Arabistan’a gidiyor. Bu dönemde Suudi prenslerle squash oynuyor, kaynaşıp yakınlaşıyor. Yeni arkadaşları sayesinde çevresi genişleyen ve geliri artan Barrack, bölgede iş yapan dev inşaat ve sondaj şirketi Fluor’da işe giriyor. 

İşleri o kadar iyi gidiyor ki, Kaliforniya’da ABD Başkanı Ronald Reagan’ın çiftliğinin yanındaki çiftliği alıyor, başkanın atları onun çiftliğinde tutuluyor. Barrack’ın ilk devlet görevi 1982 yılında İçişleri Bakanı James Watt’a bağlı müsteşar yardımcılığı oluyor. Önceden çalıştığı hukuk firmasında olduğu gibi burada da içişleri bakanından öğreniyor. Göreve geldikten yaklaşık iki yıl sonra istifa etmek zorunda kalan James Gaius Watt, kıyıların petrol ve doğalgaz aramalarına açılması, federal arazilerde kömür ve madencilik yapılması için özel şirketler lehine yaptığı uygulamalarla biliniyor. Ayrıca çevre ve şehir planlama alanlarında yaptığı usulsüzlüklerden yargılanıp ceza alıyor. Barrack da bu dönemde çevresini daha da genişletip, öğrendiklerini uyguluyor. Bağlı bulunduğu bakan görevden alınınca o da istifa edip emlakçılığa başlıyor. 

Emlakçılığa atılan adım ve Trump’la tanışma

1985 yılında Donald Trump ile tanışıyor ve New York Manhattan’daki ünlü Plaza Oteli’nde ortaklıkları başlıyor. 1990 yılında Colony Capital adlı emlak şirketini kuruyor. Bu dönemde servetine servet katıyor. Michael Jackson’ın ünlü Neverland çiftliğini, Fairmont Otel zincirini,  Bahamalar’daki Atlantis eğlence merkezini satın alıyor, Ortadoğu’da yatırım yapmayı ihmal etmiyor. 

Bölgeyle teması en yüksek düzeyde olan bir isim olduğu için özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Otayba ailesiyle yakın temaslarını kullanıyor. Zengin petrol yatakları bulunan başkent Abu Dhabi’de ağırlığı olan Barrack, ABD şirketleri adına petrol arama ve çıkarma pazarlıkları yapıyor. Bölgede otel işletmeciliği de yapan Barrack, Raffles otel zincirindeki hisselerini BAE’ye satıyor.

Dünyanın sayılı zenginlerinden

Barrack yaklaşık olarak milyar dolar seviyesinde ölçülen serveti sayesinde ABD ve dünyanın önemli zenginlerinden. Yatırım olarak gördüğü her alana girmekten çekinmiyor. Kâh Trump’ın talimatıyla damadı Jared Kushner’i iflastan kurtarıyor, kâh Paris Saint Germain futbol kulübünün Katarlılara satılmasına aracılık ediyor. 

Barrack futbol üzerinden Katar Yatırım Ajansı ile kurduğu iyi ilişkileri eğlence sektöründe devam ettiriyor. Kendisi satın aldığı ünlü Miramax yapım şirketini dört katı fiyatına ülkemizden de tanıdığımız beIN Medya grubuna satıyor. Bu dönemde adı seks skandallarıyla anılan Harvey Weinstein’ın The Weinstein Company adlı şirketini iflastan kurtarmaya çalışsa da başarılı olamıyor. (Barrack’ın benzer bir suçlu olan Jeffrey Epstein ile de yakın dostluğu bulunduğunu ekleyelim.) Emlak alanında North Star şirketiyle ortaklık kurup şirketinin adını Colony NorthStar yapan Barrack, yatırımlarına devam ediyor.

Kirli kokular

Barrack’ın ABD ve Orta Doğu’daki devletlerin en tepelerdeki etkisinden ve kirli ilişkilerinden bahsetmiştik. Bunun dışında tüm servetine rağmen Cayman Adaları’nda yatırımları bulunduğunu ve 2017 yılında ifşa edilen Paradise Papers skandalında geçen offshore hesapları olduğunu ekleyelim. Barrack Kaliforniya Üniversitesi mütevelli heyetinde, aynı zamanda Fransız Accor Otel zinciri, San Francisco merkezli First Republic Bank, United ile birleşen Continental Airlines,  Kore merkezli Korea First Bank gibi pek çok grubun yönetim kurulunda. Uluslararası sınıfsal bağlantıları o kadar kuvvetli ki Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından verilmiş bir Légion d'honneur nişanı bile var.

Siyasetçi kimliği

Siyasetle yeniden ilgilenmeye Donald Trump’ın ilk başkanlığından önce kampanya döneminde başlar. Kampanya için 23 milyon dolar toplamasının dışında, kampanya sırasında başta Otayba ailesi olmak üzere Trump lehine girişimlerde bulunur. Trump başkan seçildikten sonra Körfez ülkelerindeki bağlantılarını daha etkili kullanmaya başlar. Trump döneminde Birleşik Arap Emirlikleri elçi olarak atanmasını istedikleri Steve Stockman’ı Barrack’a ilettiğini ancak bu kişinin hırsızlık ve zimmetine para geçirmek suçundan dolayı tutuklandığı için bozulduğunu ekleyelim. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda Trump yönetimi lehine usulsüz şekilde Körfez ülkelerinden yatırım aldığı iddia edilmiş, Barrack ve ortağı Matthew Grimes yabancı bir devlet lehine lobi yapmak suçundan yargılanmıştır. İki gün hapiste kalan Barrack, 5 milyon dolar kefaletle serbest bırakılmış, sonrasında ulusal güvenliğe zarar vermediği tespit edilerek beraat etmiştir.

15 Eylül 2020 tarihi, İbrahim Anlaşmaları imza töreni.

Yeni dönem beklentisi

Trump tarafından Türkiye Büyükelçiliği göreve getirileceği ilan edilen Tom Barrack, yeni ABD Başkanı’nın 2020 yılında gerçekleştirdiği İbrahim Anlaşmaları sürecinin de bir parçasıydı. Trump yönetiminin geleneksel dışişleri aygıtının dışında ördüğü, doğrudan İsrail’in ekmeğine yağ süren ve bölgedeki müttefiklik ilişkilerini emperyalizm lehine tasarlamayı hedefleyen anlaşma 15 Eylül 2020’de Washington’da imzalanmıştı. Buna göre Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, İsrail ile iki anlaşma imzalamış, anlaşma uyarınca bu iki ülke İsrail’in egemenliğini resmî olarak tanımış, diplomatik ilişkileri başlatmıştır. Anlaşmanın etkisiyle Sudan ve İsrail, Fas ve İsrail arasında ayrı anlaşmalar imzalanmış, İsrail’in Arap ülkeleri arasında tanınması sorunu büyük ölçüde aşılmıştı. Arap ülkelerinin İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesi, gerilim durumunda olmayan ülkeler bile olsa anlaşmalar yapılması, emperyalizmin ve siyonizmin elini oldukça rahatlattı. 7 Ekim’de Gazzelilerin saldırısı, bu sürece de yanıttı.

Trump'ın elçileri.

Barrack’a göre ‘Ortadoğu’da keyfekeder sınırlar’ çizildiğinden beri sorun var

X hesabını az ve genelde işle ilgili haberler için kullanan müstakbel Ankara Büyükelçisi, geçen yıl 29 Ekim’de, yani 7 Ekim saldırılarının ertesinde yaptığı bir paylaşımda, “1916 Sykes-Picot Anlaşması’nda Batılı güçler eski Levant bölgesine ellerinde kalem keyfekeder yeni sınırlar çizdiklerinden beri, Levant’taki aşiretlerin ve bayrak rejimlerinin birbirinden farklı kültürel ve ekonomik çıkarlarını yeniden düzenleyecek hiçbir barışçıl mekanizma olmadı” yorumu yapmıştı.