TKP Yıldız Holding önünden seslendi: Kemer sıkmayacağız, şirketlere ve kârlarına el koyacağız!

Emekçiler ülkenin bütün zenginliklerini yaratıp "kırıntıları" alırken büyük kârlar şirketlerin hanesine yazılıyor. TKP o şirketlerden birinin önünden seslendi, "Çözüm bizim olana el koyma" dedi.

Haber Merkezi

Şirketler kârlarını rekor seviyelere taşırken halkın yaşam ve geçim koşulları gün geçtikçe ağırlaşıyor. Türkiye Komünist Partisi, yoksullaştırma hamlesine karşı emekçilerin sorunlarının kaynağına işaret ederek gerçek bir çözüm için çalışmalarını hızlandırdı.

TKP, holdinglerin kârlarının emekçi halk için neye karşılık geldiğini gösteren bir açıklamayla duyurduğu ve “Holdinglerin mal varlıkları ve kârları halkımıza feda olsun!” başlığıyla yürüttüğü kampanya kapsamında ilk eylemini İstanbul’da Yıldız Holding önünde yaptı.

Holdingin en çok bilinen iki şirketi Ülker ve Şok’un 8,7 milyar liralık 2023 yılı net kârıyla halk için neler yapılabileceğini anlatan bir video sabah saatlerine TKP'nin sosyal medya hesaplarından yayınlanmıştı.

Açlık sınırının 18 bin 978, yoksulluk sınırının 61 bin 820, asgari ücretin 17 bin 2 ve en düşük emekli aylığınınsa 12 bin 500 lira olduğu hatırlatılarak, "Emekçilerin hayatını çalan bu düzenin karşısında biz daha adil bir çözüm önerisi sunuyoruz: Büyük tekellerin mal varlıkları ve kârlarına el konulacak. İşçilerin canı şirketlerin büyüme ve kâr hırsına feda olacağına şirketlerin mal varlıkları ve kârları halkımıza feda olsun" denildi.

'Bizden çaldıklarıyla günlerini gün ediyorlar, yok öyle yağma'

TKP’nin ilk olarak mercek altına aldığı Yıldız Holding’in Üsküdar’da bulunan merkez binası önünde saat 20.00’de başlayan eylemde yüzlerce yurttaş "Yıldız Holding’in mal varlığı ve kârı halkımıza feda olsun" yazılı pankartın arkasında bir araya geldi.

Bina önünde alkışlar ve ıslıklarla başlayan eylemde “Sermaye defol bu memleket bizim", "Patronların kârına el koyacağız", "Boyun eğme bu düzeni değiştir", "Kemer sıkma patronlardan hesap sor", "Hırsız holdingler hırsız TÜSİAD” sloganları atıldı.

İstanbul İl Örgütü adına ilk konuşmayı yapan TKP Parti Meclisi Üyesi Mehmet Okuroğlu, Yıldız Holding’in ülkenin en zengin holdinglerinden biri olduğunu belirtirken tek bir ailenin bu zenginliği elinde tuttuğunu, emekçilerin yoksulluğunun arkasında bu zenginliğin olduğunu belirtti.

Emekçilerden çalınanları geri alıp, tüm emekçilerin insanca yaşadığı bir dünya kurmak için el koyacaklarını vurgulayan Okuroğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Emekçi halkımıza şu sıcak yaz günlerinde emekçi halkımız bırakın herhangi bir yaz tatiline çıkmayı ayın sonunu zor getirirken kredi kartı, borç batağında sürünürken bunlar bizden çaldıklarıyla oluşturdukları zenginlikleri arsızca yüzümüze vurup günlerini gün ediyorlar. Öyle yağma yok. Biz bunu kabul etmiyoruz."

'Kemer sıkma öğüdü verip gururla kâr açıklayanlar karşılarında bizi bulur'

Eylemde söz alan Patronların Ensesindeyiz Ağı avukatı Eylül Evren, holdinge bağlı market zinciri Şok’un 6 Şubat depremlerinin ardından kârlarını artırmasında depremzede işçileri sömürmesinin yattığına dikkat çekerek şunları söyledi:

"Geçtiğimiz yılın ilk yarısında Şok Market hedeflerinin üzerinde büyüme başarısını 6 Şubat depremlerinin büyük yıkımına karşın durmadan ve yorulmadan mağaza açmasıyla açıklamıştı.

Evet doğru. Bizler depremzede yurttaşlarımız için çadır ararken Şok market kurduğu konteyner marketlerle bir yandan kârına kâr katarken diğer yandan depremzede işçileri sömürmeye devam ediyordu."

Evren, market mağazalarında ağır koşullar altında çalışan işçilere yönelik baskı ve hukuksuzluklara da dikkat çekerek Şok’un büyümesinin kaynağına işaret ettiği konuşmasına şöyle devam etti:

"Mağazaların içerisinde işçilerin ne yaptıkları belli dahi değil. Reyon diziminden mağazanın temizliğine, mağaza sayımından etiketleri takmaya kadar her işi yaptırıyorlar. Hem az kişiyle çok iş ama kasada eksik çıkarsa onu da maaşınızdan keseriz diyorlar. İşçiler yol yemek hesabına girse asgari ücret bile kazanmıyorlar.

Üstelik mağaza sayımları gece boyu sürdüğü için şubenin içerisine karton atıp üzerinde uyuyarak ertesi gün mesaiye devam eden arkadaşlarımızın sayısı hiç de az değil.

Bilsinler ki işçilere kemer sıkma öğüdü verip sonra kâr oranlarını gururla açıklayanlar karşılarında bizi bulurlar. Biz bugün her işçinin yanındayız, örgütleniyoruz, kol kola giriyoruz. Ancak bununla da yetinmeyeceğiz, buradan bir kez daha açıkça ifade ediyoruz, hepsine el koyacağız."

'Emeği konuşmadan kimse ekonomiye çözüm üretemez' 

Evren’in ardından söz alan TKP Merkez Komite üyesi Selahattin Kural, şirketler kâr elde etmeye devam ederken emeğin geleceğini konuşmadan ekonomi tartışmalarının yapılamayacağını, halkın yoksullaşmasına iktidarın ve aynı zamanda muhalefet partilerinin de sessiz kaldığını ve bu tutumun ikiyüzlülük olduğunu vurguladığı konuşmasında şu cümleleri kurdu:

"Birileri sürekli fakirleşirken, yoksullaşırken açlıkla kiraları ödemekle zamanını, emeğini geçindirirken birileri ise sürekli kârlarını artırdı.

Ama ülkede muhalefetinden iktidarına bütün siyasi partileri bu meseleye çubuk büküp bunları konuşmadı. Bu ülkenin şirketleri sürekli kâr ediyordu ve sürekli emekçi halka da diyorlar ki daha fazla sıkın. Simit yiyin. Ekmeği iki üç tane yiyin. Ama başka bir şey yemeyin diyorlar. Yok öyle yağma.

TKP Merkez Komite üyesi Selahattin Kural

Türkiye Komünist Partisi bu ekonomi tartışmalarında bu perspektifi sunmak için bu kapının önüne geldi. Bugünden sonra da başka şirketlerin kapısının önüne gideceğiz ve diyeceğiz ki bu ülkede emeği, bu ülkenin yurttaşlarının geleceğini konuşmadan kimse ekonomi tartışması yapmasın. Kimse ekonomiye dair çözüm üretmesin.

İkiyüzlüsünüz, ikiyüzlünün yanında patronların yanındasınızdır her zaman. Değerli dostlar çok net bir tartışma yapıyoruz. Ekonomi dediğimiz şey bilinmez insanlardan uzak halktan uzak şey değildir. Ekonomi dediğimiz şey şu karşımıza duran herkesin ve buradaki herkesin cebine giren ve o gelen parayla yaşayıp hayatını sürdürebilme kapasitesidir. Ekonomi bize göre budur. Bu ülkede ekonomi namına yapılan şeylere itirazımız var.”

'Hepsi bizim, hepsi bu ülkenin emekçilerinin'

Selahattin Kural, Türkiye Komünist Partisi'nin itirazının emekçi halkı bu kârları holdinglerin elinden almak için bir araya getirmek ve bu şirketlerin elde ettiği kârlara el koyup halkın hizmetine sunmak üzerine olduğuna dikkat çekti.

TKP Merkez Komite üyesi Kural, ülkedeki ekonomik tabloyu Ülker’in zenginliğini ve bu zenginliğe el konulduğunda halka nasıl kaynaklar yaratabileceklerini ise şu cümlelerle özetledi:

“Bakın karşımızda gördüğümüz holdingin 11 bin tane Şok mağazası var. Diğer zincir marketleri de bu hesabı katabilirsiniz. 50 binin üzerinde market Türkiye'nin mahallelerinde emekçi halkın sadece ve sadece arkadaşlar gereksinimlerinden zenginleşiyor. Kâr elde ediyor. Ekmek alıyorsunuz kar. Bisküvi alıyorsunuz kar. Su alıyorsunuz kâr. Bu kârlar bu şirkete gidiyor. İşte ekonomi bu kadar basit bir şey.

Ve Temmuz ayında bu halka, bu emekçilere zam yapmadılar. Gerekçe ne? Ekonomiyi düzelteceğiz diyorlar.

Bu ülkedeki bakan denilen Mehmet Şimşek çok net diyor ki kemerlerinizi sıkacaksınız, biraz daha dayanacaksınız. Niye? Çünkü bu ülkenin patronları, şirketleri, holdingleri daha fazla kâr elde etsin diye. Arkadaşlar emekçiler için kemer sıkma deniyor.

Ve ücretlerin hepsi yerinde sayıyor. Ama kârlara bakın. Ülker’in kârı 2022 yılında 200 milyon lirayken 2023 yılında net kâr 4 milyarlara yaklaşmış.

Şok marketin 2 milyarken 3 küsur milyara yaklaşmış. Arkadaşlar bu nasıl bir aşağılıkça, ahlaksızca bir şeydir. Siz bu ülkede emekçileri yoksulluğa muhtaç bırakacaksınız ama sürekli bu patronlara kazandıracaksınız.

Yok öyle yağma. Yok. Biz bu holdinglerin hepsinin varlıklarını kendimizi alacağız. Hepsi bizim çünkü. Hepsi bu ülkenin emekçilerimizdir. Bütün kârlarına el koyacağız. Ve el koyduğumuz şeyleri de bu ülkenin emekçilerinin gereksinimleri için kullanacağız.

144 bin aileye gıda, 1,2 milyon çocuğa yemek, 677 sağlık merkezi...  

8.7 milyar lira şu Yıldız Holding'in sadece iki tane şirketinin kârı. Bakın bir holding ve bir sürü şirketi var. Ve bu ülkede Yıldız gibi binlerce holding ve şirket var. Şimdi arkadaşlar 8.7 milyar lirayla bu ülkede neler yapılır? Gelin bir bakalım.

Emekçi halk için neler yapılırmış? Arkadaşlar halk kira, fatura, ulaşım gibi dertlerle uğraşırken bu ülkede sadece 8.7 milyar lirayla 144 bin 365 ailenin bir yıllık masrafı gıda masrafı, bir yıl boyunca 150 bine yakın insan sadece bu şirketin yani Ülker ailesinin kârı için aç kalıyor. Karşılayamıyor. Bakın çocuklar okullara gidiyor. Ve beslenme sorunu var. Hepimiz bunu yaşıyoruz ve görüyoruz. Aileler kara kara düşünüyor.

Biz çocuğu okula gönderdik, bir beslenme bile koyamadık. Arkadaşlar bu ülkede bunlar yaşanıyor. Ama 8.7 milyar kârla sadece Yıldız Holding'in kârıyla 1 milyon 208 bin çocuk bir yıl boyunca bakın bir yıl boyunca beslenme sorununu ortadan kaldırıyor.

Sağlık dediğimiz sağlık bu ülkenin bütün yurttaşların erişmesi rahat bir şekilde ulaşması gereken bir şey. Bakın arkadaşlar bu kârla tam 677 adet aile sağlığı merkezi yapılıyor ve 3 bin tane sağlık emekçisini, hekimini bir yıl boyunca istihdam edebiliyorsunuz. 

Arkadaşlar bu listeyi alın hepiniz kiralarınıza bölün.Faturalarınıza bölün. Bu ülkede kaç milyon emekçinin sadece bu holdingin iki şirketiyle neler yapabildiğini nasıl iyileştirmeler olduğunu refahın nasıl arttığını göreceksiniz. İşte Türkiye Komünist Partisi'nin ısrarla vurguladığı ve bizim bu meseleyi de açmaya çalıştığımız başlık budur."

TKP Merkez Komite Üyesi Kural’ın konuşmasının ardından eylem alkışlar ve sloganlarla sona erdi. 

TKP, Türkiye’nin çeşitli illerinde başka şirketleri gündeme getirerek eylemleri sürdürecek.