Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Antalya'daki kamu arazilerini özel sektörün tahsisine açmasına TKP Antalya İl Örgütü'nden tepki geldi. Açıklamada, kamu kaynaklarının yağmaya açılamayacağı vurgulandı.
Haber Merkezi
Geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı 11 ilde 21 kamu arazisini özel sektörün tahsisine açtı.
Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, 11 ildeki 21 kamu arazisine otel, tatil köyü ve personel lojmanı inşa edilecek. Tahsisle 6 binin üzerinde yeni yatak kapasitesi hedefleniyor.
Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, söz konusu araziler Antalya, Ardahan, Ordu, Aydın, Hatay, Adana, Eskişehir, Afyonkarahisar, İzmir, Muğla ve Yalova illerinde yer alıyor.
Tahsisle, 100 ile 1200 yatak arasında değişen kapasitelere sahip 18 adet 3, 4 ve 5 yıldızlı otel, tatil köyü, günübirlik tesis ve özel konaklama tesisi yapılması planlanıyor. Ayrıca üç adet personel lojmanı da projeler arasında yer alıyor.
Yarısından fazlası Antalya'da: TKP İl Örgütü'nden açıklama
Tahsise açılan kamu arazilerinin yarısından fazlası Antalya’da bulunuyor. Antalya 1983-2025 yılları arasında turizm kapsamında özel sektöre açılan kamu arazilerinin yüzde 49,5 ine sahip. Bu oranla Antalya, diğer illeri açık ara geride bırakıyor.
TKP Antalya İl Örgütü, bakanlığın kamu arazilerini peşkeş çekme hamlesinin ardından bir "Halkın Kaynaklarından Elinizi Çekin!" başlıklı bir açıklama yayımladı.
Konut fiyatları nedeniyle emekçiler taşınmak zorunda kalıyor, öğrenciler eğitimini yarıda bırakıyor
Halka ait kamu arazilerinin Bakanlık eliyle özel sektöre peşkeş çekilirken Antalya’da konut krizinin her geçen gün büyüdüğüne dikkat çekilen açıklamada, Merkez Bankası Konut Fiyat Endeksi verilerine göre kentte son 5 yıldaki konut fiyatı artış oranının yüzde 1000in üzerinde olduğuna işaret edildi. Kira fiyatlarının da 2020-2024 yılları arasında yüzde 880 artış gösterdiği vurgulanan açıklamada, 2025 yılında kira artış oranları düşmesine rağmen Antalya’da yüksek kira fiyatlarında düşüş yaşanmadığına dikkat çekildi.
Son yıllarda konut fiyatları ve kiralardaki artış sebebiyle emekçilerin bir kısmının kent merkezlerindeki evlerinden ayrılarak kentin dışına taşınmak zorunda bırakıldığı belirtilen açıklamada, bir kısım emekçinin de şehri tamamen terk etmek zorunda kaldığı ifade edildi. Antalya’da üniversite okumaya hak kazanan öğrencilerin bir bölümü yetersiz yurt ve yüksek kiralardan dolayı okuluna hiç gelemediği anımsatılan açıklamada, öğrencilerinin bir bölümünün de Antalya’daki pahalılıkla baş edemediği için eğitimini yarıda bıraktığına işaret edildi.
Açıklamada, "Ağırlaşan ekonomik koşulların kendisini derinden hissettirdiği kentlerden biri olan Antalya emekçiler ve öğrenciler için yaşanamaz hale gelmişken halkın yararına hiçbir adım atmayan iktidar, kamu kaynaklarını turizm patronlarını daha da zengin etmek için kullanıyor" ifadeleri kullanıldı.
'Kamu kaynakları yağmaya açılamaz, tüm kaynaklar derhal devletleştirilmeli'
"Halka ait olan kamu arazileri Bakanlığın gelir kapısı, patronların kar kaynağı olamaz!" denilen açıklamada, kamu arazilerinin turizm patronlarını zengin etmek için değil halkın yararına planlamalar için kullanılması gerektiği belirtilen açıklamada, bu arazilerin başta barınma problemi olmak üzere Antalya’nın emekçileri ve öğrencilerinin sorunlarına dönük planlamalar için değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.
Açıklama şöyle sonlandı:
"Kentimizin de, ülkemizin de acil ihtiyacı daha fazla kamu kaynağının yağmaya açılması değil, tüm kaynakların derhal devletleştirilmesi ve merkezi bir planlamayla emekçiler için yaşanabilir kentler yaratılmasıdır. Patronlar halka ait olan zenginliklerden derhal elini çekmeli, Turizm Bakanlığı bu yağmaya aracılık etmeye son vermelidir!"