Krizin faturası öğrencilere kesildi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği’nde bir dizi değişikliğe gitti. Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği’ndeki en kritik değişikliklerden biri 18. madde. Yapılan değişiklikle taşımalı eğitim kapsamında olan ikili eğitim yapan okullardaki öğrencilerin ücretsiz yemek hakları ellerinden alındı. Fakat değişiklikler bununla sınırlı değil. Değişiklikler taşıma koşullarına uymuyorsa zorunlu yatılı okul, sosyal yardım alan ailelerin çocuklarının ifşa edilmesi gibi bir dizi sorunu daha beraberinde getiriyor.
Eğitim İş Genel Özlük Hukuk ve TİS sekreteri Orhan Yıldırım soL’a yönetmelikteki tüm maddeleri değerlendirdi. Öne çıkardıkları önemli.
Eğitimde tasarruf mu olur?
Yıldırım’ın ilk dikkat çektiği şey tasarruf kapsamına eğitimin de alınması. Sağlık ve eğitimin tasarruf edilebilecek şeyler olmadığını dile getiren Yıldırım, “Tasarrufu da bir kenara koyalım. Türkiye dışındaki Milli Eğitim Vakfı’na ait okullara milyarlarca lira aktarırken ve burada bir tasarruf tedbiri gözetmezken, protokol yaptığınız tarikat ve cemaatlere bir şekilde MEB kaynaklarının aktarılmasını sağlarken, zorunlu ve parasız alınması gereken alandaki çocukların mağdur edilmesi kesinlikle kabul edilemez” dedi.
750 bin civarında ilkokul ortaokul seviyesinde öğrenci var taşımalı eğitim kategorisinde. Öğrenci sayısının az olduğu bir gerekçe olarak sunularak köy okullarının kapatılmasının yanlışlığının altını kalın kalemlerle çizen Orhan Yıldırım bu politikanın AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana sürdürdüğünü söylüyor. Köy okullarının 3’te 2’sinin kapatıldığını söyleyen Yıldırım, tek sebep “ekonomik” dedi.
Madde 11’deki değişikliklerle başlayan Yıldırım “Can güvenliğinin olmaması, iklim koşulları ve coğrafi şartların elverişsiz olması gerekçelerinden herhangi birine bağlı olarak planlama komisyonu kararı ve mülki idare amiri onayı ile 2 kilometreden az mesafeden taşıma yapılabilir” bendine yönelik tepkili. Yıldırım, “can güvenliği olmayan köyler mi var?” sorusunu soruyor.
'Zorunlu yatılı pansiyonlar' meselesi: Konu tarikat yurtlarına uzanır mı?
Dikkat çektiği bir diğer şeyse madde 11’deki b bendi:
“Taşıma merkezi okula uzaklığı 30 kilometreden fazla olan öğrencisi taşınacak yerleşim birimlerinde ikamet eden ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri zorunlu olarak yatılı bölge ortaokulları ve pansiyonlu okullara yerleştirilir.”
“Burada bir zorunluluk var” diyen Yıldırım şöyle devam ediyor:
“30 km ötesinde bir yerde oturuyorsanız ben onu ne taşırım ne okul yaparım ne öğretmen gönderirim diyor. Bu çocukların alınıp pansiyonlu bir yere götürülerek zorunlu yerleştirileceğini söylüyor. Devletin görevi ihtiyaç varsa oraya ihtiyacı yapmaktır.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Sivil Toplum Kuruluşu çatısı altında tarikat ve cemaatlerle yaptığı protokolleri hatırlatan Yıldırım, “Pansiyonlarda sürekli bu cemaatlerin elleri var. Çocuklarımızı eğitim için götürüp tarikat-cemaatlere teslim ediyorsunuz. Bu kabul edilemez” ifadelerini kullanıyor. Bakanlığın yayınladığı her şeyde “ancak” ibaresinin olduğuna dikkat çeken Yıldırım şunları söylüyor:
“‘Taşımalı yaparız ama imkan yoksa araç iki kere gider gelir’ diyor. Bu da öyle. ‘Ancak’ diyerek bu pansiyonların yetersiz kalma durumunda oradaki Milli Eğitim’e imkan tanıyor. ‘Ya taşıyın ya zorunlu pansiyonlara getirin yoksa o çevrede hangi imkan varsa kullanın’ diyor. Bunun cemaat-tarikat evi-yurdu olmayacağının garantisi var mı? Her şey devlet gözetimi, kontrolü ve kurumları içerisinde olmalı.”
Gözleri öğrencilerin boğazından geçen lokmada
‘Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği’nde yapılan değişikle taşıma kapsamında olan ikili eğitim yapan okullardaki öğrencilerin ücretsiz yemek hakları kaldırıldı. Tekli eğitim yapan okullarda ise yemek hizmetine devam edilecek ancak bu okullardaki öğrencilere yönelik ücretsiz yemek uygulamasına da kurallar getirilecek. Öğrenci taşıma uygulaması kapsamı dışındaki öğrenciler, ücretini ödeseler dahi yemek yiyemeyecek. Benzer şekilde eğitimciler de yemek hizmetinden yararlanamayacak.
Kimlerin ikili eğitim yapan okulların zaten taşımalı eğitim yapılan okullar olduğunu söyleyen Yıldırım bu karara da tepkili:
“Zaten sizin ikili eğitime gitmenize karar verenler, ‘yemek vermem’ diyor. Çocuğu sabah 6’da köyden alıyorsunuz, 12’de okuldan çıkacak ve 1-2 saat yine yol gidecek. Bu çocuk yemek yemeyecek mi o sırada? Siz taşıyorsanız bu çocukları, o çocuklara tabii ki yemek vereceksiniz.”
Madde 18’in 4. Bendine dikkat eden Yıldırım, “ifşa var” diyor. Madde şöyle:
“Öğrenci taşıma uygulaması kapsamı dışındaki öğrencilere yemek hizmeti verilmez. Ancak, öğrenci taşıma uygulaması kapsamında yemek hizmeti sunulan okullarda eğitim gören kapsam dışındaki öğrencilerden Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı verileri dikkate alınarak okul müdürlüğü tarafından tespit edilenlere de öğle yemeği verilebilir.”
Yani taşımalı dışında yemek verilecek çocuklar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan yardım alan ailelerin çocukları olacak. Yani çocukların ailelerinin ekonomik durumları ifşa edilecek. Yıldırım, “Devlet böyle bir iş yapmaz. Sakıncalı bir maddedir bu, insanları ifşa ediyorsunuz” diyor.