SÖYLEŞİ | Doç Dr. Serkan Öngel: TÜİK en gerçek verilere sahip ama baskı altında ve yöntemi sorunlu

Birleşik Metal İş Sendikası Araştırma Merkezi'nde çalışmalar yürüten Doç Dr. Serkan Öngel, son zamanların en çok tartışılan başlıklarından olan istatistik konusuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Volkan Algan

Birleşik Metal İş Sendikası Araştırma Merkezi (BİSAM)'nde çalışmalar yürüten Doç Dr. Serkan Öngel, son zamanların en çok tartışılan başlıklarından olan istatistik konusuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

İktidarın kuruma müdahaleleriyle güvenirliği tartışmalı hale gelen TÜİK'in veri açısından ülkedeki en zengin kurum olduğunu dile getiren Öngel, önemli olanın yöntem olduğunu söyledi. İstatistikte yöntemi değiştirerek çoğu zaman herkesin istediği sonuçlara ulaşabilmesinin mümkün olduğunu dile getiren Öngel, bu yüzden yöntem bilgisinin paylaşılmasının çok önemli olduğunu söylüyor. Öngel TÜİK'in bu konudaki tutumunun şaibeye neden olduğunu da "Verilerin sürekliliği yöntem değişiklikleri ile sürekli kesintiye uğruyor. Ayrıca sadece ilgilisinin dikkate aldığı, kamuoyuna açıklanan yöntem değişikliklerine de bir süre sonra, web sayfasında, ulaşamıyorsunuz. Bu şeffaflıkla ilgili soru işaretlerine neden oluyor." sözleriyle dile getiriyor.

Öncelikle istatistik konusunu yerli yerine oturtmak için en baştan başlayalım isterseniz. İstatistik herkesin işine geldiği gibi kullanabileceği bir silah mıdır? Böyle bir kanı var toplumda.

İstatistiklerin bize anlattığı çok şey var. Doğru veriye ulaşmak istiyorsanız tutarlı ve doğru bir yöntem izlemeniz gerekiyor. Sadece bu da değil, örneğin evreni ne kadar temsil ettiği, veriyi elde edenlerin kim olduğu, nasıl elde ettikleri, bu kişilerin denetlenip denetlenmediği de önemli. Elde edilen veri ile gerçeklik arasında bir çelişki varsa bunu insanlar elbette sorgulamak durumunda. Yine de aynı yöntemi izleyerek elde ettiğiniz veriler bile bir süre sonra size bir eğilimi verebilir. Elde ettiğiniz verilerin ne kadar gerçeği yansıttığından bağımsız olarak söylüyorum bunu. İstatistik herkesin işine geldiği gibi kullanabileceği bir silah mı diye sordunuz? Şeffaf, açık bir biçimde yöntemi ortaya koymuyorsanız, yöntemde yapılan değişiklikleri açıklamıyorsanız, sayıları manipüle ediyorsanız bu elbette bir kandırmacaya dönüşebilir. O yüzden bir istatistikle karşılaştığınızda öncelikle onun elde edilme yöntemine bakmalısınız. Yöntem size çok şey anlatacaktır.

Siz istatistik alanında akademik eğitim almış biri olarak, istatistiği bilim alanları arasında nasıl bir yere konumlandırıyorsunuz?

İstatistik yaşadığımız çağda giderek kıymetlenen bir bilim. Bu dönemde veri toplama imkanları giderek arttı. Dijitalleşme bu süreci kolaylaştırdı. Veriler bizlere çok şey anlatıyor. Elde edilen verilerden geleceğe dair çıkarımlar yapmak mümkün. Yapay zekâ büyük oranda bu çıkarımlar üzerine inşa oluyor. Faaliyet yürüttüğünüz alanda elinizde güçlü bir veri seti varsa ister ticari ister siyasi amaçla yürütülen bir faaliyet olsun bu, sizi diğerleri karşısında bir adım öne taşıyor. Karanlıkta yürümüyorsunuz sonuçta. Veri önünüzü görme fırsatı sunuyor. Ancak elde ettiğiniz istatistiki verilerle yetinmek size tüm gerçekleri anlatmaz. Siz bu verileri nitel verilerle desteklemek durumundasınız.

Bugün her şeyi sayılarla açıklama çabası var. Pek çok bilim dalı istatistiksel analizler üzerine kendini inşa ediyor. Ancak elde edilen verilerin gerçekleri ne ölçüde yansıttığı büyük bir soru işareti. Bu soru işareti her şeyin sayılara indigenemeyeceğinden de kaynaklanıyor bir parça. Bir de yöntem konusu var ki, işin başladığı yer. Yöntem değiştirerek sayıları değiştirmek her zaman mümkün. O zaman hangi yöntemle elde edilen veri bize gerçeği verecek ki?

İstatistiğin de -birçok başka başlıkta olduğu gibi- çıkar çatışmalarının bir mücadele alanı olduğunu söylenebilir mi?

Özellikle bazı alanlarda...

İstatistik elbette ki sınıfsal bir mücadele alanı. Veriler üzerinden yürütülen algı çalışmalarına maruz kalıyoruz. Sadece Türkiye özelinde değil uluslararası alanda da bu böyle. Bir yöntem değişikliğiyle her şeyi bir anda güllük gülistanlık gösterebilirsiniz. Elde edilen verileri doğru bir biçimde analiz etmek gerekiyor.

Yaygın bir kanıya göre TÜİK'e artık asla güvenilmemeli... Diğer taraftan bu kurum hala önemli çalışmalar yapan, çok sayıda uzmanı içinde barındıran köklü bir yapı. Ve tek görevi enflasyon ya da işsizlik verilerini açıklamak değil. Siz TÜİK'in güncel durumuyla ilgili nasıl bir değerlendirmede bulunursunuz?

TÜİK, Türkiye’de kurumsal geçmişi ve birikimi olan, kamusal sorumlulukla hareket etmesi beklenen bir kurum. Dediğiniz gibi köklü bir yapı. Türkiye genelindeki pek çok konu üzerine TÜİK’in elde ettiğinden daha detaylı verilere ulaşmak mümkün değil. Ancak gerek büyüme gerek enflasyon gerekse işsizlik verileri konusunda, yöntemden kaynaklanan ciddi sorunların olduğunu düşünüyorum. Sayılarla oynamak yerine yöntemle oynanarak, iktidarın işine gelecek değişiklikleri yapmak mümkün.

Verilerin sürekliliği yöntem değişiklikleri ile sürekli kesintiye uğruyor. Ayrıca sadece ilgilisinin dikkate aldığı, kamuoyuna açıklanan yöntem değişikliklerine de bir süre sonra, web sayfasında, ulaşamıyorsunuz. Bu şeffaflıkla ilgili soru işaretlerine neden oluyor.

Araştırmacılar, herhangi bir araştırma ile ilgili yöntem değişikliklerine, tarihsel bir kronoloji içinde kolayca ulaşabilmeli. Ama bu bilgiler çok geriye gitmiyor nedense. TÜİK dönem dönem açıkladığı kimi verileri, bir bakıyorsunuz açıklamaz oluyor. Nedenini anlamak mümkün değil. Çok ciddi bir kapasitesi olduğu, o veriyi ürettiği halde artık bu veriyi paylaşmayabiliyor.

Bence TÜİK’in sorunu siyasetin baskısı nedeniyle sürekli yaptığı işleri gözden geçirmek zorunda bırakılmasıdır. Bu baskı kamusal sorumlulukla ve özerk hareket etmesi beklenen her kurumu çürütmeye adaydır.

Siz BİSAM olarak özellikle enflasyon, işsizlik verileri, açlık-yoksulluk sınırı gibi, halkın yaşamını doğrudan etkileyen başlıklarda, TÜİK verilerini de kullanarak, çoğu zaman TÜİK'le aynı gün içinde çeşitli konularda bulgularınızı paylaşıyorsunuz. Ve iki kurumun verileri karşılaştırıldığında genel olarak bambaşka manzaralar görüyoruz. Bu fark nereden kaynaklanıyor, birkaç örnekle açıklar mısınız?

TÜİK, Türkiye çapındaki örgütsel yapısı ve kadrolarıyla en geniş ve gerçekçi verilere erişme potansiyeline sahip. Bu anlamda Türkiye geneline dair bir veri olarak en güvenilir olması beklenen TÜİK’in verileri. Ancak yöntem meselesi biraz önce ifade ettiğim gibi burada belirleyici. Örneğin işsizlik verilerine baktığımızda DİSK-AR’ın açıkladığı geniş tanımlı işsizlik verileri var. Bu resmi işsizlik verilerinin iki katı. Ancak DİSK-AR da TÜİK verilerini kullanıyor. İkisi arasındaki fark yöntem farkıdır. Siz umudu olmadığı için ya da son bir ay içinde cevap beklese bile aktif bir iş arama kanalı kullanmadı diye, kişileri işsiz kategorisi içinde değerlendirmiyorsanız, bu ciddi bir sorun. Ancak bakın burada gerçek işsizlik gibi bir iddia yok. Tanıma, yönteme vurgu yapılıyor. Bence önemli olan o. Tüketici fiyat endeksinde en ciddi ağırlığı olan kalem araba fiyatları. Araba fiyatlarındaki değişim ekmek fiyatlarındaki değişimden daha fazla enflasyonu etkiliyor. Sepette fiyatı sürekli düşen ürün grupları var. Bunlar da resmi enflasyonu aşağıya çekiyor. Bu nedenle alternatif enflasyon hesaplamaları gündeme geldi bu dönemde. Herkesin enflasyonu kendi yaptığı harcamaya göre değişiyor.

Açlık ve Yoksulluk sınırı alanında ise çok sayıda açıklama var. Bunlar belli bir beslenme kalıbının, güncel fiyatlarla değerlendirilmesi sonucunda elde edilen ve kamuoyu ile paylaşılan veriler. Alınması gereken kalori miktarı, fiyatların nereden derlendiği önemli oluyor. Kimi kurumlar bir iki semt pazarı, bir iki marketten değerlediği fiyatlar üzerinden hesaplıyor açlık sınırını. Kimisi internetteki fiyatları takip ediyor. BİSAM ise TÜİK’in madde fiyatlarını kullanıyor. Ama bu alanda neredeyse sendikalar arası bir yarış var, herkes bir diğerinden fazla çıkarma gayretinde. O nedenle yine yöntem meselesine, şeffaflığa dikkat çekmek lazım. Mesele açlık sınırını çok göstermek değil, istikrarlı, güvenilir ve şeffaf bir yöntemle bu çalışmaları gerçekleştirmektir.

İstatistik takip etmek, tabii doğru adresten olursa, çok faydalı bir uğraş. Özellikle güncel tartışma başlıklarında istatistikleri amatörce takip etmek isteyenler için önerebileceğiniz adresler var mıdır?

Resmi istatistikler açısından TÜİK temel bir kaynak. Özellikle veritabanını kullanabiliyorsanız çok orijinal verilere ulaşmak mümkün. DİSK-AR çok iyi bir kaynak-portal haline geldi. Bunların yanında SGK istatistikleri, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, TCMB verileri var. Kimi kurumlar zaman zaman veritabanları üzerinden sorgulama yapabildiğiniz çalışmalar yapıyor ama ne yazık ki sürdürebilirliği olmuyor bunların. Uluslararası alanda ILO, DB, IMF, UNCTAD, Eurostat ilk aklıma gelenler.