Suriye'de Heyet Tahrir'uş Şam (HTŞ) öncülüğündeki grupların 27 Kasım'da başlattıkları saldırılar sonucunda Şam'ın kontrolü cihatçılara geçti. Başta ABD, İsrail ve AKP hükümetinin harekete geçirdiği cihatçı güçlerin Şam'ı ele geçirmesiyle birlikte Suriye yönetimi düştü.
Türkiye'den de gelişmelere dair çeşitli açıklamalar geldi. AKP iktidarı tüm imkanlarını seferber ederek "yeni idare" ile çalışmaya devam edeceğini açıklarken, Türkiye'nin Suriye politikasının mimarlarından olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu da "başarı varsa başta Sayın Erdoğan olmak üzere hepimize ait" dedi.
Cumhur İttifakı'nın diğer ortağı MHP "Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız, kesinlikle orada bir teröristan kurulmasına da müsaade etmeyiz" açıklamasında bulunurken, birçok partinin ise konuya dair resmi bir açıklama yapmaması dikkat çekti.
Fidan: Her türlü imkanı kullanarak yeni idareyle çalışacağız
AKP cephesinden yapılan ilk resmi açıklama Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan geldi. Fidan, 22'nci Doha Forumu için bulunduğu Katar'ın başkenti Doha'da gelişmelere dair açıklamalarda bulundu.
Suriye yönetiminin Astana sürecini iyi değerlendiremediğini ve bu nedenle "rejimin yavaş yavaş çürüdüğünü" söyleyen Fidan, "Yeni hükümet bütün tarafları kapsayıcı bir şekilde davranmalı ve bütün muhalif güçler şu anda birleşmeli" çağrısında bulundu. Fidan, cihatçı grupların yanı sıra uluslararası aktörlerin de "yeniden inşa sürecinde" aktif rol aması gerektiğini savundu.
"Türkiye Suriye'nin milli birliğine, istikrarına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok büyük bir önem atfediyor. Aynı zamanda Suriye halkının da refahını önemsiyor" iddiasında bulunan Fidan, Türkiye'nin her türlü kapasite ve imkanını kullanarak "yeni idare" ile birlikte çalışmaya devam edeceğini söyledi.
Fidan, ülkelerini terk eden milyonlarca Suriyelinin de artık ülkelerine geri dönebileceğini sözleri arasına ekledi.
'Kardeş Suriye halkının tamamı ile dayanışma içinde olacağız'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da gelişmelere dair sosyal medya üzerinden açıklamada bulunarak, "Yaşadıkları büyük acılar ve verdikleri tarihi mücadele sonunda Suriye halkı yeni bir dönem başlatmaktadır" dedi.
Yılmaz, Suriye halkının iradesini yansıtan yeni bir rejim için geçiş sürecinin sağlıklı işlemesi gerektiğini ve bunun için de kapsayıcı ve inşa edici bir yaklaşımın esas alınması gerektiğini söyledi. Yılmaz, uluslararası aktörlerin Suriye’nin istikrarına zarar verici eylemlerden kaçınması ve inşa sürecine destek vermesi gerektiğini savundu.
"Tüm unsurları ile Suriye halkının birliği, istikrarı ve huzuru için siyasi ve ekonomik olarak yeniden yapılanma sürecinin başarılı olmasını diliyorum" diyen Yılmaz, "Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği korunarak; tüm dinlerden, mezheplerden ve etnik kimliklerden Suriye vatandaşlarının barış içinde bir arada yaşaması için gerekli şartlar hızla oluşturulmalıdır" ifadelerini kullandı. Yılmaz, "Suriye’de güvenli ve ekonomik olarak elverişli ortamın tesisi" ile Suriyelilerin ülkelerine "onurlu, güvenli ve gönüllü" dönüşünün sağlanacağını belirtti.
Yılmaz Suriye'deki Kürtlere ilişkin de "Yeni dönemde terör örgütlerinin ülkemize yönelik oluşturdukları tehditlerinin ortadan kaldırılması en önemli önceliklerimizdendir. İnanıyorum ki Suriyeli Kürt kardeşlerimiz terör örgütünün vesayetinden ve baskılarından kurtularak, Suriye’nin bütünlüğü içinde huzurlu bir ortama kavuşacaklardır" dedi.
Yılmaz, açıklamasını "Türkiye Cumhuriyeti olarak gelişmeleri yakından takip etmeye, bölgemizin barış, istikrar ve refahı için çalışmaya devam edeceğiz. En zor zamanlarında olduğu gibi, bugün ve yarın da kardeş Suriye halkının tamamı ile dayanışma içinde olacağız" ifadeleriyle sonlandırdı.
TKP: Suriye’de 'kazananlar'ın tamamı ABD ve İsrail’in müttefikidir
Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından yapılan açıklamada yaklaşık 15 yıl önce ABD emperyalizmi ve bölge gericiliği tarafından Suriye’yi parçalamak için yürürlüğe konan planın dün itibariyle başarıya ulaştığı belirtildi. Açıklamada, ABD, İsrail, İngiltere, AKP hükümetinin harekete geçirdiği cihatçı güçlerin kısa bir sürede Suriye yönetimini düşürdükleri aktarıldı.
Açıklamada söz konusu gelişmeyle birlikte Suriye'ye istikrar ve barışın gelmeyeceğinin altı çizilerek "Tersine yıllarca katliamların, işgallerin, yağma ve talanın, sonu gelmeyen çatışmaların yaşandığı Suriye’de bütün bunları az da olsa dizginleyen son tutamak noktası da ortadan kalktığı için barbarlık dönemi açılacak" denildi.
TKP açıklamasında, Suriye'deki tabloda kazananın "şimdilik" İsrail olduğu ve İsrail meselesinin bir din meselesi olmadığının bir kez daha kanıtlandığı vurgulanarak "Cihatçı gruplar ve İsrail büyük bir uyum içinde çalışarak Suriye’yi ele geçirmiştir. AKP hükümeti bu uyumu sağlayan unsurdur" ifadeleri kullanıldı.
"Bugün Suriye’de 'kazananlar'ın tamamı ABD ve İsrail’in müttefikidir. Belki 'kazananlar' arasında kanlı çatışmalar gerçekleşecek, belki sahada bir haftadır tanık olunan “uyum” ABD tarafından tesis edilecek" ifadelerinin kullanıldığı açıklamada İsrail ile ABD'nin cihatçıları kullanarak Suriye'de geçici bir zafer kazandığı vurgulandı.
"İsrail, ABD ve cihatçılık Türkiye’de yenilmelidir" vurgusu yapılan açıklamada, yurttaşlara seslenilerek "Bu bir oyun değil. Ülkemizi, geleceğimizi önemsiyorsak, nasıl ayağa kalkıp bu barbarlıktan kurtulacağımızı konuşmamız ve gereğini yapmamız gerekiyor" çağrısında bulunuldu.
CHP'li Tanrıkulu: Barış içinde bir rejim inşa edilsin
CHP'den son gelişmelere ilişkin uzun süre açıklama gelmezken CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesindeki semt pazarındaki ziyaretleri esnasında Suriye'ye dair değerlendirmede bulundu.
Tanrıkulu, vatandaşların Suriye'deki yeni rejim inşası ve Rojava'da yaşananlar hakkında endişeli olduğunu aktardı. Bölgede yaşayan Kürtlerle akrabalık bağları olan birçok yurttaşın, sınırın diğer tarafında yaşayan akrabaları ve oradaki halkın geleceği konusunda kaygılandıklarını ifade etti.
Tanrıkulu, özellikle AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Suriye politikasını şekillendirirken yerel halkın endişe ve duygularını dikkate alması gerektiğini vurguladı. Tanrıkulu, "Yeni bir barış olsun, hem burada bir barış inşa edilsin hem de Suriye'de, gerçekten Suriye'deki halkların iradesine uygun barış içinde bir rejim inşa edilsin" şeklinde konuştu.
Özgür Özel'den akşam saatlerinde açıklama: 'Otoriterlikle yöneten Esad'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel akşam saatlerinde sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak "Suriye’yi yıllardır otoriterlikle yöneten Esad rejimi, bugün itibarıyla son buldu" dedi.
Özel açıklamasında "Şimdi Suriye’de tüm Suriyelileri temsil eden bir geçiş hükümeti kurulması elzemdir. Cumhuriyet Halk Partisi, Suriye’nin toprak bütünlüğünden, Suriye’de demokrasi, barış ve istikrar ortamından yanadır" ifadelerini kullandı.
"Bizim Suriye’ye dair önceliğimiz, yurttaşlarımızın güvenliği ve huzurudur" diyen Özel "Yıllardır Türkiye’de çeşitli statülerle bulunan Suriyelilerin evlerine dönüşlerini mümkün kılabilecek kapsamlı bir program derhal ortaya konulmalıdır" diye belirtti.
Özel "Suriye'nin tüm dostlarını, Irak'ta ve Libya'daki hataların tekrarlanmaması adına, tüm Suriyelileri temsil edecek bir geçiş hükümetinin, ardından insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir rejimin kurulmasına destek vermeye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
MHP'li Yıldırım: Toprak bütünlüğünden yanayız, teröristan kurulmasına müsaade etmeyiz
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, "Bir ve Birlikte Hilal'e Doğru Türkiye Toplantıları" kapsamında Şanlıurfa'da düzenlenen programda konuştu.
Suriye yönetiminin düşmesine ilişkin de konuşan Yıldırım, "Öncelikle Türkiye düşmanı PKK'nın hamisi gitti. Dikkat edin Suriye ordusu çekilirken bazı yerleri PKK'ya teslim etti" dedi.
Yıldırım, "Suriye'nin kendi sınırları içerisinde mutlu, güvenli ve refah seviyesi yüksek bir devlet olması arzumuzdur" dedi ve "Türkiye Cumhuriyeti olarak hiç kimsenin toprağında gözümüz yok. Hiç kimseden de toprak talebimiz yok" iddiasında bulundu.
Cihatçı gruplar tarafından ele geçirilen Halep Kalesi'ne Türkiye bayrağı asılmasını anımsatan Yıldırım, "Halep kalesine Türk ordusundan veya vatandaşından olmayan Suriyeli Türk bayrağı asıyorsa o bir ahde vefadır. 'Ben zulme uğradım, evimden barkımdan oldum, gittiğim yer Türkiye oraya sığındım, onlar bana gereğini yaptı' demektir. Bu senin sempati alanındır" yorumunda bulundu.
Yıldırım, konuya dair sözlerini, "Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız, kesinlikle orada bir teröristan kurulmasına da müsaade etmeyiz. Bu bizim güvenliğimizle ilgili bir hadisedir" ifadeleriyle noktaladı.
MHP'li Yıldız gelişmeyi Bahçeli'nin Öcalan çağrısına bağladı
Gelişmelere dair açıklamada bulunan bir diğer MHP Genel Başkan Yardımcısı da Feti Yıldız oldu. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaya Suriye yönetiminin düştüğünü belirterek başlayan Yıldız, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'a yaptığı "Meclis'te DEM Parti grup toplantısına katılıp terörün bittiğini ilan etme" çağrısını hatırlatarak devam etti:
"Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 de yaptığı tarihi çağrıyı, Orta Doğu'da nelerin olup bittiğini tam olarak kavrayamayanların bir müddet ekranlardan uzak kalması veya büyük bir pişkinlikle arz-ı endam etmeye devam etmeleri kendi bilecekleri iştir. Milliyetçi Hareket Partisi, Devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak, Türk milletinin maddi ve manevi gelişmesi önündeki engelleri kaldırmak, hürriyet, adalet, hakkaniyet ve fırsat eşitliğini esas alan, toplumsal barış ve huzuru hakim kılmak, temel hak ve hürriyetleri, kardeşlik hukukunu ve dayanışma kültürünü geliştirmek ve terörün silinip gitmesi için tüm gücüyle çalışmaya devam edecektir."
DEM Parti: Normalleşmenin önü açılmalı
DEM Parti ise partinin Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüleri Ebru Günay ve Berdan Öztürk'ün imzasıyla yayımlanan bir açıklama paylaştı.
Açıklamada "Suriye'de Esad rejimi etnik, mezhepsel ve dinsel anlamda ayrışmalar ve büyük acılar bırakarak çökmüştür" denildi ve "Artık Suriye’nin tarihten ders çıkararak tüm öz dinamikleriyle yeniden ayağa kalkması ve demokratik değerlere bağlı özgürlükçü bir Suriye’nin kurulması için tüm Suriyeli kesimlerin tam bir uzlaşı içerisinde yeni bir anayasa oluşturarak bölgesel istikrara ve barışa katkı sunmasını içtenlikle temenni ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Yerlerinden edilmiş Suriyelilerin topraklarına geri dönmesi ve ateşkesin süreklileşmesi için uluslararası toplumun "yapıcı bir katkı" sunması gerektiği vurgulanan açıklamada ihtiyaç halinde Birleşmiş Milletler'in sorumluluk alması gerektiği ifade edildi.
Suriye'de "normalleşme" için gerekli adımlar ise şöyle özetlendi:
"Suriye’de Kürtlerin, Sünni Arapların, Arap Alevilerin, Hristiyanların, Dürzi toplulukların ve diğer tüm azınlıkların meşru temsilcilerinin oluşturacağı bir geçiş yönetimi ile Suriye’deki normalleşmenin önü açılmalıdır. Bu hassas süreçte bölgesel güçlerin dışarıdan müdahalelerinin Suriye’nin demokratik geleceğine darbeler vurabileceği riskine karşı tüm tarafları bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz."
Davutoğlu: Başarı başta Sayın Erdoğan olmak üzere hepimize ait
Türkiye'nin Suriye'ye dönük saldırganlığının mimarlarından olan ve son zamanlarda "Yeni Osmanlıcılık" hayallerini yeniden dillendirmeye başlayan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise Beşar Esad yönetiminin düşmesinden duyduğu memnuniyeti gizlemedi.
TV100'e konuk olan Davutoğlu, "Esad bizi dinlememesinin bedelini ödüyor. Dinleseydi şu anda halkı ile barışık Şam’da belki de Orta Doğu’ya örnek bir demokrasi kurabilirdi. Bizi dinlemedi" iddiasında bulundu.
Geçmişte AKP hükümetlerinde Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulunan Davutoğlu, "Şu anda söylüyorum. Bir başarı varsa başta Sayın Erdoğan olmak üzere hepimize ait" diye konuştu.
Davutoğlu, "Peki ya Türkiye Esad'ın yanında olsaydı? Ya şu an Esad'ın çöken heykeli ile beraber Türkiye'nin itibarı da yerle bir olsaydı? Ya Türkiye ortak olsaydı da, aynı anda Erdoğan ya da görevde olsaydım benim fotoğraflarımız yakılıyor olsaydı bu en büyük bedel olmaz mıydı?" ifadelerini kullandı.
Özdağ: Ülkemiz, Erdoğan’ın Suriye’de yaptıklarının bedelini ödeyecek
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da partisinin kongresinde Suriye'ye dair değerlendirmelerde bulundu.
AKP'nin dış politikada sıkıştığını ve Erdoğan'ın iktidarda kalmak için her türlü tavizi vermeye hazır olduğunu söyleyen Özdağ, "En büyük tavizin Suriye’de verildiği anlaşılıyor" dedi.
Özdağ "HTŞ’nin baskın saldırısı eğer AKP’nin bilgisi dışındaysa burnunuzun dibinde neyin olduğunu bilmiyorsunuz demektir. Saldırısı bilginiz dahilindeyse Amerika ve İsrail ile ortak operasyon yapıyorsunuz demektir" yorumunda bulundu.
Özdağ, AKP hükümetinin Suriye politikasının yaşamsal bir krize neden olacağını ve Türkiye'nin de Erdoğan'ın politikaları yüzünden bedel ödeyeceğini söyledi:
"Biliyoruz ki bu sizin bilginiz dahilinde oldu. Demek Netanyahu ile aranız o kadar bozuk değilmiş. IŞİD’in oynadığı rolü, HTŞ’nin oynadığını görüyoruz. HTŞ, eski El-Kaide, bunu da inkar etmiyorlar zaten. Şam rejimi düştü, şimdi Suriye’de yeni iktidar ve toprak paylaşımı savaşı başlayacak. Özetle PKK YPG terör ordusu Suriye’de altın vuruşu yapmaya hazırlanıyor.
Saray rejimi ülkemizin öyle bir jeopolitik tuzağa düşmesine yol açmıştır ki Cumhuriyet tarihimizin ortaya yaşamsal kriz çıkartacak kadar ağır bir hatası olmuştur. Önümüzdeki dönemde ülkemiz, Erdoğan’ın Suriye’de yaptıklarının bedelini ne yazık ki ödeyecektir."
"Artık ‘Esad gitmeden Suriyelileri gönderemeyiz’ bahanesi ortadan kalkmıştır" diyen Özdağ, "Esad gitti. ‘Zafer Partisi ne yapacak’ diyorlar. Zafer Partisi sizin yollamaya niyetiniz olmayan Suriyelileri yollayacak. Şimdi diyecekler ki ‘Durun biraz. Önce yeni Suriye rejimi kurulsun, tam istikrar sağlansın. Ondan sonra dönerler.’ Her zaman yaptıkları gibi yanlış istatistikler yayınlayacaklar" ifadelerini kullandı.
BTP: Siz ABD’nin, İsrail'in istediğini yapıyorsunuz
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Ankara Keçiören ilçe kongresine katıldı.
Türkiye'nin HTŞ'yi "terör örgütü" olarak tanımladığını hatırlatan Baş, "Ne hikmetse Türkiye'de ne kadar yandaş grup varsa sanki Türk milleti bir yerleri fethediyormuşçasına naralar atıyorlar, sevinç çığlıkları atıyorlar ve milletimizi bu operasyona ikna etmeye çalışıyorlar" dedi.
Baş, "Orta Doğu'da ne zaman Amerika elini bir yere attıysa bu İsrail'in faydasına oldu, AK Parti hükümeti buna maşa oldu ve Orta Doğu'da 20 yıldır kan durmadı. ABD ne zaman nereye sulandıysa orası mahvoldu" diyerek, saldırıları destekleyen Türkiye vatandaşlarına şöyle seslendi:
"Siz ABD’nin, İsrail'in istediğini yapıyorsunuz. Sizin yaptığınız sözcülük Amerikan sözcülüğü. Bunu bilmiyor da yapıyorsanız sözüm yok ama bunu hainlik olsun diye yapıyorsanız bu millet size gün gelir hesabını sorar. Demokrasi diyoruz. Ama demokrasi diye ahmaklığa da tahammül edecek değiliz, böyle bir şey olmaz.
Kaleye Türk bayrağı asıldı ve ‘Halep fethedildi’ diye bize anlatmaya başladılar. Sürekli size Osmanlı dönemi dizilerini gösteriyorlar, sürekli o dönemlerden hikâyeler anlatıyorlar ve burca bayrağı dikince ülkeyi fethettim sanıyorsun. Fetih nasıl biliyor musunuz? Fetih kendi dilini konuşturduğun yerdir. Şimdi bakalım kim kimi fethetmiş, kim kimin müstemlekesi olmuş? Şimdi dönelim bakalım biz mi Halep'i fethettik yoksa bu denklemde ABD, Batı emperyalizmi mi bizi fethetti, hangisi oldu? Onun parası burada geçiyor, onun dili burada geçerli dil.
HTŞ’nin aldığı yerleri biz biliyoruz ki, ABD burayı, senin ifadenle söyleyelim ’Bu başı başıbozuk’ gençlere bırakmayacak. Burayı Esad'a da bırakmayacak. Orayı Arap’a yar etmeyen ABD, Türkiye’ye hiç yar etmeyecek. Bu topraklar kime kalacak? Burası yine dönecek dolaşacak Amerika'nın emellerine hizmet eden yapılara kalacak."
Perinçek'ten askeri harekat çağrısı
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, TV 100'de yayınlanan "Taksim Meydanı" isimli programa konuk oldu ve Suriye gündemine dair açıklamalarda bulundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yayının ardından Perinçek hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu. Soruşturmaya gerekçe olarak Türkiye'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) terörist olarak nitelendirilmesi ve Esad yönetimine yönelik övgü sözleri gösterildi.
Başsavcılığın açıklamasında "Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hakkında canlı yayın sırasında yapmış olduğu ve Devletimizin genel milli güvenlik politikasına aykırı şekilde, Suriye ülkesinde faaliyet gösteren Özgür Suriye Ordusunu terörist olarak nitelediği ve Beşar Esed rejimini övücü sözleri nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturmaya başlanmıştır" denildi.
Öte yandan Perinçek bugün de Ulusal Kanal'da gelişmelere dair açıklamalarda bulundu. Perinçek, "Amerika ve İsrail ile birlikte neyin bayramını kutluyorsunuz? Amerika ve İsrail'in getirdiği özgürlük mü var? Amerika ve İsrail'in getirdiği bağımsızlık mı var? Amerika ve İsrail'in getirdiği toprak bütünlüğü mü var? Amerika ve İsrail'in getirdiği huzur mu var? Barış mı var Suriye'de? Neyin bayramını kutluyorsunuz" dedi.
Doğu Perinçek yaptığı açıklamada, "Suriye bölünüyor. Kukla PKK devletçiği kuruluyor. Ortaçağ karanlığı Suriye’nin üzerine çöküyor. Filistin ve Lübnan kuzeyden kuşatılıyor. Suriye etnik ve mezhepsel çatışmaların içine itiliyor. Sığınmacı sorunu büyüyor. ABD ve İsrail’in Türkiye’yi bölme tehdidi ağırlaşıyor" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'ye askeri harekat başlatması için çağrıda bulunan Perinçek, şu ifadeleri kullandı:
"Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) girişimlerini görüyoruz, PKK alanlarına karşı bir askeri harekat başlamıştır fakat bu harekatın kesin sonuçlu etkili olması için Türk Silahlı Kuvvetleri derhal o alanlara girmeli, PKK/PYD'nin işgal ettiği alanlarda kukla devlet girişimini Türk ordusu, Türk askeri Mehmetçik derhal dağıtmalıdır.
Bütün bu tehditlere karşı Türkiye, Rusya, İran, Filistin, Irak, Lübnan, bölge ülkeleri ve Suriye halkı birleşecek ve ABD ile İsrail’in emperyalist girişimi bozguna uğratılacak. Buna kuvvetle inanıyoruz. Çünkü bölge ülkelerinin ve Suriye halkının çıkarı, Suriye'nin Amerika ve İsrail'in işgali altına girmesinde değildir, karanlıklara boğulmasında kesinlikle değildir. Bölge ülkeleri ve Suriye halkı birleşerek bu girişimi, bu Amerikan emperyalizminin ve İsrail siyonizminin girişimini kesinlikle bozguna uğratacaklardır. Vatan Partisi Türkiye’nin bağımsızlığı, bütünlüğü, bölge ülkelerinin dayanışması ve üretim devrimi için iktidar görevlerine hazırdır."