Evlendiği günden beri şiddet gördüğü boşanma aşamasındaki eşi Sezgin Çeken’i, sığındığı aile evine girip saldırması üzerine boğuşma sırasında öldüren Ezgi Çeken meşru müdafaa hakkı yok sayılarak 15 yıl ceza aldı. KDK sorumlusu İnam "Suçlu Ezgi’yi korumayanlardır" dedi.
Haber Merkezi
Boşanma aşamasındaki eşi tarafından, sığındığı aile evinde 21 Ağustos 2024'te saldırıya uğrayan Ezgi Çeken'in, eve zorla giren Sezgin Çeken’i boğuşma sırasında öldürmesi üzerine yargılandığı dava sonuçlandı.
10 aydır tutuklu bulunan Ezgi Çeken, meşru müdafaa hakkı yok sayılarak 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Silivri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada kasten öldürülme suçundan, haksız tahrik ve iyi hâl indirimleri uygulanarak verilen ceza kararı tepkilere yol açtı.
Şiddete maruz kaldığı için onlarca kez koruma kararı aldıran Ezgi Çeken'in yargılandığı duruşmayı Kadın Dayanışma Komiteleri de takip etti.
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komite üyesi ve KDK sorumlusu Senem Doruk İnam, sistematik şiddet ve eziyete maruz kalan Çeken'in Çatalca Adliyesi'ne defalarca şikayet için başvuruda bulunduğunu hatırlattı.
Senem Doruk İnam sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Suçlunun Ezgi olmadığını biliyoruz. Suçlu Ezgi’yi ve binlerce koruma kararı olan ama ölümle burun buruna yaşamak zorunda kalan kadını korumayanlardır" diyerek hukuki ve siyasi mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.
Senem Doruk İnam'ın açıklaması şöyle:
"Ezgi Çeken… Gencecik bir kadın, bir anne, bir emekçi.
Evlendiği ilk günden beri, hamileliği sırasında bile eşi Sezgin Çeken’den ağır şiddet gören hatta balkondan atılmakla tehdit edilen Ezgi bu eziyete boyun eğmediği için Sezgin’e boşanma davası açtı.
İzleyen süreçte şiddet; tehdit, hakaret, çocuk kaçırma ve akla gelebilecek her şekilde artarak devam etti. Ezgi her defasında kolluğa koştu, onlarca kez koruma kararı aldı. Çatalca adliyesinde Sezgin hakkında yaptığı şikayetlerin soruşturma numaraları birbiri ardına sıralandı. 4321, 4322, 4324, 4325…
Hatta bir defasında Ezgi, Sezgin’in kaçırdığı çocuğunu almak için kolluk eşliğinde Sezgin’in yanına gitti. Sezgin 5 kolluk görevlisini yaralayarak aştı ve yine Ezgi’ye saldırmayı başardı. Yine ölüm tehditleri, yine hakaretler.
Olay günü Ezgi bir fabrikada iş görüşmesindeydi. Sezgin tarafından bir saat içinde tam 92 kere aranmıştı. Yine çocuk kaçırmaya teşebbüs etmişti. O gün Ezgi yine karakola gitti. Şikayeti zapta bile geçirilmedi, eve gönderildi. Üstelik bütün bunlar olurken hala yürürlükte olan bir koruma kararı vardı. Sezgin takibe başladı; Ezgi KADES’e bastı.
Sezgin eve girdi; Ezgi KADES’e bastı.
Kendisine saldırdı, babasına çullandı, burayı kan gölüne çevireceğim dedi. Babası kömürlükte sakladığı silahını alarak havaya ateş etti ve aralarında bir arbede başladı. Kendisini ve tüm ailesini korumak için elinden gelen her şeyi yapan Ezgi yapayalnızdı. Yaşamak için yere düşen silahı alarak kullanmak zorunda kaldı.
Şiddete boyun eğmeyip boşanmak istediği için mi suçlu Ezgi? Onlarca şikayete, koruma kararına, kamu görevlilerin gözlerinin önünde bile yaşanan saldırılara rağmen sesini duyuramadığı için mi suçlu?
Yapayalnız ve biçare halde müstakbel katiliyle başbaşa bırakıldığı için mi suçlu?
Yaşamak istediği için mi suçlu?
Suçlunun Ezgi olmadığını biliyoruz. Suçlu Ezgi’yi ve binlerce koruma kararı olan ama ölümle burun buruna yaşamak zorunda kalan kadını korumayanlar.
İlan ediyoruz: BU İŞ BURADA BİTMEDİ.
Hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdürürken kadınları tehdit eden, yaşamdan koparan bu alçak düzeni alaşağı etmek için siyasi kavgamıza daha büyük bir hırsla sarılacağız.