'SGK çok büyük bir mali kriz içinde'

İktisatçı Prof. Dr. Oğuz Oyan, SGK'de giderek artan açığı ve bu açığın kapatılması için emekli maaşı ve sağlık harcamalarının karşılanamaması tartışmalarını soL için yorumladı. Oyan'a göre maaş ödememe gibi bir seçenek gerçekçi olmasa da SGK çok büyük bir mali kriz içinde.

Aslı İnanmışık

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) bütçesindeki açık giderek artıyor. 2020 yılında pandemi ile birlikte açılan makasın ardından AKP'nin atabileceği adımlara ilişkin tartışmalar başlamış durumda.

Kurumda yaşanan açığın kapatılmasının bir yolu olarak, emekli maaşı ve sağlık harcamalarının karşılanmaması seçeneği gündeme getirilmişti.

Eski milletvekili, iktisat profesörü ve soL yazarı Oğuz Oyan konuyla ilgili tartışmaları yorumladı. SGK'de çok büyük bir mali kriz olduğu söyleyen Oyan, öte yandan şimdilik AKP'nin emeklilere ödeme yapmama yoluna gitmeyi tercih etmeyeceğini belirtiyor. Ancak Oyan'a göre, enflasyon ve kazanılmış haklara saldırı gibi durumlar kapıda görünüyor.

'Merkezi yönetim bütçe giderleri içerisinde SGK'ye transferler AKP döneminde sıçradı'

Oyan soL'a şu değerlendirmeleri yaptı:

"2019'da SGK gelir-gider dengesi gerçekten 39,3 milyar lira açık veriyor. Bu 2020'de 50,1 milyara çıkıyor gerçekten de. Fakat SGK açısından bu gelir-gider dengesi bize açıklarla ilgili yeterli boyutu vermiyor. Çünkü Hazine yardımı olmaksızın bunlar çok daha büyük olurdu. Hazine yardımlarını işin içine kattığımızda, 2019'da Hazine yardımı alan SGK 114 milyar 236 milyon iken, 2020'de 2020 programı itibariyle 127 milyar 936 milyona çıkıyor. Bu aslında 2019'dan 2020'ye bir artış olduğunu gösteriyor. 

Merkezi yönetim bütçe giderleri içerisinde SGK'ye transferler 2002 yılına bakıldığında yani AKP öncesi dönemde yüzde 9,4 iken, 2007'de sıçrama ile yüzde 16,2 oluyor. 2009'da bir sıçrama daha var yüzde 19,6'ya çıkıyor. Daha sonra da bunun altına düşmüyor. 2019'da da yüzde 19,4 olarak görüyoruz. Bu arada yüksek seviye korunuyor. 2020'de de yüzde 20 civarında olduğunu görüyoruz." 

Oyan ayrıca bütçenin toplam giderinin AKP döneminde yüzde 20'sinin SGK'ye transferler olarak gittiğini söyledi. Bu transferlerin giderek arttığını anlatan Oyan, Hazine yardımının SGK'ya göründüğünden daha fazla olduğunu dile getirdi:

"Bunlara cari transferler diyoruz. Ne gibi transferler yapılıyor biraz açalım. SGK'ye tamam, Hazine yardımı var ama bu rakamın içinde devletin kendi çalıştırdığı kamu işçileri, memurları için ödediği sosyal güvenlik primleri yok, bunlar ayrıca gösteriliyor. Örneğin 2019'da Ocak-Temmuz olarak bakınca, devletin kendi çalışanlarına sosyal güvenlik devlet primi 25 milyar iken, 2020'de 28 milyar olmuş."

'SGK'ye Hazine yardımları bütçeden göründüğünden daha fazla'

"Sağlık, emeklilik ve sosyal yardım bakımından Hazine yardımları 2019'da 112 milyar 976 milyon iken, 2020'de yine Ocak-Temmuz için bakılınca 159 milyar 652 milyona çıkıyor. Yüzde 41 artış var yani, bir yılda. Bu da enflasyonun 3-3,5 katı. Bir kere çok hızlı bir tırmanma var AKP döneminde. 2020'de ayrıca bir tırmanma var. 2020 özel bir dönem olduğundan, çifte kriz olduğundan böyle tabii. Örneğin işverene teşvik verirken, 'Ben senin işveren sigortası primini ben karşılayacağım' diyor. Bu verilen bütçe rakamında gözükmüyor onlar. Devletin aslında SGK'ye Hazine yardımları bütçeden göründüğünden daha fazla. Çünkü işsizlik sigortası fonunu devreye sokuyor aynı zamanda.

Peki devlet sağlık giderleri, emeklilik ödemeleri gibi harcamaları karşılarken sıkıntı yaşar mı? Belirli sıkıntıları aşarlar diye düşünüyorum. Bunlar çünkü çok ciddi bir çöküntüye yol açar. Emeklilik maaşlarını ödeyememek, devletin memuruna maaş vermemesiyle eşdeğer bir şey. Bunu göze alamazlar. Yerine daha bol kepçe para basmayı, enflasyonun patlamasını falan göze alabilirler. Ama ödememeyi göze almazlar. Türkiye'de pek örneği de yok. Böyle bir riskin olduğunu sanmıyorum dolayısıyla ama tabii ki devlet bir mali iflasa doğru sürüklenebilir. Sırf bu nedenle değil, başka nedenleri de var."

'SGK'nin çok büyük bir mali kriz içinde'

SGK'nin çok büyük bir mali kriz içinde olduğu çok açık olduğunu söyleyen Oyan, devletin kurumu bir kenara atmasının da mümkün olmadığını hatırlattı. "Tabii bir takım hakları sınırlamaya, emeklilerin kazanılmış haklarıyla ilgili bazı kararlar almaya çalışabilirler" diyen Oyan şöyle konuştu: 

"Bunun bir yolu da enflasyondur. Para basma üzerinden ödemelere başlanırsa, bir süre sonra o emekli maaşları pul olur ve devlet açısından da yük azalmış olur. Enflasyon da bugünkü düzeylerinin üzerine çıkarsa bir vergidir sonuçta. Bugünkü düzeyiyle bile vergi işlevi görüyor. 

Şimdilik böyle bir tehlike olmasa da, devletin ilaç paralarını ödeyemediğini, tıbbi cihaz satanlara da ödeme yapılamadığını düşünürsek, sırf sağlık alanında bile ciddi bir takım açıkların üst üste gelindiğini, ödeme açmazları içerisine girildiğini görüyoruz."