Şeşen'den Gencebay'a: Her türlü rezilliği yapabilecek insanların dümen suyuna nasıl gidebildiniz?

Sanatçı Burhan Şeşen, Orhan Gencebay'a hitaben açık mektup kaleme aldı, 'MESAM seçiminde oy uğruna her türlü rezilliği yapabilecek insanların dümen suyuna nasıl gidebildiniz?' diye sordu.

Haber Merkezi

Sanatçı Burhan Şeşen, MESAM tartışmalarına ilişkin Orhan Gencebay'a hitaben bir açık mektup kaleme aldı.

Şeşen, Birgün'deki köşesinde yer alan bu açık mektupta, Gencebay'a "Yaklaşan MESAM (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) seçiminde birkaç oy uğruna her türlü rezilliği yapabilecek insanların-özellikle müzisyen demiyorum- dümen suyuna nasıl gidebildiniz? Devletime saygılıyım bahanesiyle her iktidarla nasıl bu kadar içli dışlı olabildiniz?" diye sordu.

Şeşen'in açık mektubundan bir bölüm şöyle:

“Toplu hak yönetimi” toplu hareket edilerek alınır Orhan ağabey. Sizin tabirinizle “50 yıllık şöhret hayatı”nız bunun önüne geçmemeli. Meslek birlikleri ve bu alanda çabalayan STK’ler sizin orkestra elemanlarınız, müzik sektörü de sizin kulisiniz değil. Bir defa bu konuda anlaşalım. Çok iyi, çok ünlü bir müzisyen olmak bir müzik meslek birliğini iyi yöneteceğimiz anlamına gelmez. Yöneticilik -özellikle sanat alanında ise- farklı özellikler gerektirir. Bu birliklerde söz sahibi olduğunuz zaman alkışı iktidar tarafından değil, üyelerinizden almanız gerekir. Ve de devletle masaya oturulduğunda kişisel ilişkiler değil temsil ettiğiniz kurumun prensipleri gelir.

Aylardır müzik meslek birlikleri ve müzikle ilgili sivil toplum kuruluşları müzisyenlerin ve sektörün nefes alabilmesi için çabalıyoruz. Bunların içinde kurumumu temsilen naçizane ben de varım. Ama iktidarın borazanı bir gazeteye verdiğiniz bir demeçte “Müzisyenler için mücadelemizde Şeşen’in hiçbir katkısı yok” başlığı beni çok üzdü, sizi üzmedi mi? Hak takibi yapan bir meslek birliğinin bir zamanlar başkanı olarak sizin ağzınızdan çıkan ve de emeğe saygısızlık olan bu röportajı okuduğunuzda hiç mi yüzünüz kızarmadı? Benim Kültür Bakanlığı’nın yaptığı bu desteği sahiplendiğimi nerede gördünüz? “Devreye girdik ve arkadaşlarımız için bunu yaptırdık” dediğimi öne süren bu kâğıt parçasına nasıl kandınız?

Bunca aydır çabalayan müzik meslek birlikleri, müzik ile ilgili vakıf ve derneklerin, Kültür Bakanlığı’nın emeğini nasıl bir çırpıda görmezden geldiniz? Ankara’ya giderken telefonla konuşmadık mı? “Ağabey müzisyenler açlık sınırında. Aldığım randevular bunlar. Ama sizin de çok geniş bir çevreniz var. Ziyaret etmem gereken başka yer varsa ve sektöre destek sağlayacaksa lütfen söyleyin oralara da gideyim” demedim mi? Yaklaşan MESAM (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) seçiminde birkaç oy uğruna her türlü rezilliği yapabilecek insanların-özellikle müzisyen demiyorum- dümen suyuna nasıl gidebildiniz? Devletime saygılıyım bahanesiyle her iktidarla nasıl bu kadar içli dışlı olabildiniz?

İktidarlar gelip geçici ama sanatçılar hep kalıcı. Bazı ülkelerde devlet başkanları sanatçılarını bir resepsiyonda görebilmek için can atarken, siz nasıl oldu da bu iktidarın yüzü oldunuz? Milyonlarca seveniniz vardı bir zamanlar. Belki hâlâ vardır, bilemiyorum. Onlara karşı çok büyük bir borcunuz var. İktidarın değil halkın sesi olmak…