Semaver Kumpanya'dan yeni oyun: 'Aslında hepimizin ihtiyacı olan bir güzel son...'

Oyunda Suat Derviş'in edebiyatımıza kattığı sınıfsal yaklaşıma ve edebiyatta bir kadın olarak var olma mücadelesine sıkça değiniliyor.

Buğrahan Aydın

Bu sene 26.’sı düzenlenen İKSV Tiyatro Festivali’nde Işıl Kasapoğlu’nun 30 yıl önce tasarladığı ve Semaver Kumpanya'nın hayata geçirdiği “İstanbul Mon Amour” projesinde yer alan "Güzel Son" oyununun galası yapıldı. Hakan Tabakan'ın kaleme aldığı oyunun rejisi Volkan M. Sarıöz'e ait. Oyunun sahnelenmesinde Ahmet Kaynak, Mehmet Konu, Mertcan Ertürk, Metin Alpargun, Muhammed Türkoğlu, Onur Şenol ve Selen Şenay rol alıyor.

Birbirinden gizemli davetiyeler ile Mösyö Lambo'nun Meyhanesi'ne davet edilen Orhan Veli, Melih Cevdet, Nurullah Ataç, Sait Faik, davete gelip gelmeyeceği tartışılan Halim Şefik Güzelson ve yoldan geçerken uğrayan Suat Derviş'in bir araya gelişiyle çıkılan şiir ve edebiyat yolculuğu izleyiciye sunuluyor. Türk edebiyatına yakından, güçlü bir mizah anlayışıyla bakılan oyunda Suat Derviş'in edebiyatımıza kattığı sınıfsal yaklaşıma ve edebiyatta bir kadın olarak var olma mücadelesine sıkça değiniliyor. Oyunda, cumhuriyet döneminde aydınlara ve muhalif sanatçılara uygulanan baskılar ve bu baskılarla edilen mücadelelerin altı çizilirken, şiir ve edebiyat dünyasının çeşitli tartışmaları da masaya yatırılıyor.

Oyun hakkında hiçbir önbilgiye sahip olmadan gittiğinizde, sahnede görülen dekor "bir dönem hikayesi izleyeceğiz" diye düşündürtüyor. Ancak karakterler sahnede seyirciyle buluşmaya başladıkça iş değişiyor. Yani Nurullah Ataç'la, Orhan Veli'yle, Melih Cevdet'le tanıştıktan sonra kapıdan Suat Derviş'in girdiğini gördüğünüzde, izlediğiniz oyunun bir dönemden çok, bir tarihi ele aldığını fark ediyorsunuz: edebiyat tarihimizi. Şairlerimizin ve yazarlarımızın politik duruşlarındaki zıtlıklarının, eserlerini konumlandırdıkları akımların farklılıklarının, yaşam tarzlarına yansıyan karakter değişimlerinin ve geçmişe baktığımızda zaman içerisinde değişen düşünce dünyalarının bile masaya yatırıldığı bir edebiyat tarihi... Tarih deyince, didaktik bir metin beklemiyor izleyici. Deyim yerindeyse, tam aksi şekilde, mizahı güçlü bir kalemle aktarılmış, samimi bir sohbetten bahsediyoruz. Bu yukarıda saydığımız önemli isimlerle bir meyhanede bir araya geldiğimiz, birlikte sarhoş olurken, sohbetlerine her an bir kıyısından dahil olabileceğimizi hissettiğimiz bir samimiyet bu.

Şiir ve edebiyat dünyamızın böylesine önemli isimlerinin arasında sahnede bir anda Suat Derviş'i görünce, önce heyecanlanıyor, sonra da "yine bir takım liberal yaklaşımlarla..." ya da "feminist bir yazardı..." özetlemesiyle karşılaşma ihtimalinden dolayı küçük çaplı bir gerginlik yaşıyorsunuz. Merak etmeyin! Oyunun yazarı Hakan Tabakan, Suat Derviş'i hakkıyla, önce "edebiyatımıza sınıfsal bir yaklaşım getirerek, diğer saygıdeğer ustalara da ilham vermiş komünist bir yazar", sonra "erkek dilini ve tabuları yıkmış, ayar çekmiş mücadeleci bir kadın" olarak yansıtıyor. Suat Derviş'in baskılarla, sürgünlerle, hapislerle geçen yaşamına da değinilmeden geçilmiyor. 

Tabii, "şiir ve edebiyatımıza yön vermiş bunca büyük ismin yanında bir de Nâzım yok mu?" diye sorabiliriz. Bunu da merak etmeyin! Oyunda birden fazla kez, sanatçıya ve aydına uygulanan zulmün ve buna karşı verilen mücadelenin öncülerinden ve en cesurlarından olduğu vurgusu yapılıyor, hak ettiği saygı ve selam anısına ve mücadelesine gönderiliyor.

"Biz de Mösyö Lambo'nun Meyhanesi'nde, onlarla birlikteydik" hissini veren oyunun metni kadar altının çizilmesi gereken bir şey daha var: sahne performansları. Böylesine büyük karakterleri ancak böylesine büyük performanslarla sahnelemeniz gerekir. Semaver Kumpanya "Güzel Son" oyununda kurduğu kadrosuyla, bunu da fazlasıyla yapıyor.

"Güzel Son" izleyiciye, şiire ve edebiyata doyacağı, geçmişe dönüp bakınca "hepimizin ihtiyacı olan güzel bir son" diyeceği, keyifli bir oyun vaadediyor. Oyun, 14 Ocak ve 25 Ocak tarihlerinde Çevre Tiyatrosu'nda seyircisiyle buluşuyor. İzleyiciye duyurulur.