İzmir'in Selçuk ilçesinde dün akşam saatlerinde bir barakada yangın çıktı.
Evde yalnız olan ve dumandan etkilenen 5 kardeş; 5 yaşındaki Fadime Nefes, 4 yaşındaki Funda Peri, 3 yaşındaki Aslan Miraç, 2 yaşındaki Masal Işık ve 1 yaşında olan Aras Bulut Akcan hayatını kaybetti.
5 kardeşin hayatını kaybettiği yangınla ilgili gözaltına alınan 27 yaşındaki anne Melisa Sinem Akcan, ilk ifadesinde, hurdacıdan parasını almak için 15-20 dakikalığına evden ayrıldığını, döndüğünde ise yangının çıktığını gördüğünü söyledi.
Babalarıysa 1,5 yıldır açık cezaevinde.
Kapılarda kilit bile yokmuş
Ailenin komşusu Soner Şahin'in anlattığına göre, kadının çığlıkları üzerine etraftakiler sokak lambası olmayan ve karanlıkta kalan bölgedeki eve koştu. İçerden duman çıktığını, annenin çocuklarını dışarı çıkardığını anlatan Şahin, "Beşinin de hayatını kaybettiğini anladım, dumandan zehirlenmişlerdi. Bir çocukta yanıklar vardı, kararmışlardı" dedi. Annenin plastik ve hurda toplayarak geçimini sağladığını doğruladı.
Annenin kendilerine sobanın devrilmesi sonucu yangının çıktığını söylediğini belirten Şahin, "Kapılarda kilit yok ama pvc kapı olduğundan kapıyı çekip kolu çıkartıp ayrılıyormuş çocukların yanından, bize de öyle söyledi. Kapıyı çocuklar açmasın diye. Zaten çocukların açma gücü yoktu. Çocuklar zaten küçüktü" diye konuştu.
Anne Melisa Sinem Akcan'ın amcası Yılmaz Açar, gazetecilere yaptığı açıklamada, çocukların bakımını devlet kurumlarının üstlenmek istediğini ancak yeğeninin buna izin vermediğini iddia etti.
Çocukları en son 2 ay önce yardım getirdiğinde gördüğünü belirten Açar, "Aile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından yardım alıyordu. Babası, biz yardım ediyorduk, komşuları yardım ediyordu. Sıkıntı görmeyecek durumdaydı ama meselenin iç yüzünü bilmiyorum. Çocukların babası yaklaşık 1,5 yıl önce cezaevine girdi. Açık cezaevinde kaldığı için izinli gelip, ailesini görüp gidiyormuş" diye konuştu.
Kardeşi Halim Açar'ın da 15 gün önce torunlarını almak istediğini dile getiren Açar, "Anneleri 'ben çocuklarıma bakacağım' dedi ve direndi. Sosyal yardımlaşma da birkaç sefer gelmiş 'Çocukları alalım' diye, vermemişler. Kardeşim, 'Üçünü yurda verelim, hiç olmazsa ikisini yanıma alayım' diyordu ama kabul etmediler" ifadesini kullandı.
Bakanlık 18 kez ziyaret etmiş
DHA'da yer alan haberde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kaynakları, 5 kardeşin hayatını kaybettiği faciayla ilgili; Akcan ailesinin bakanlık tarafından Sosyal Ekonomik Destek Hizmeti ile desteklendiğini, yapılan ilave desteklerle birlikte, aileye Ağustos ayından bu yana toplam 110 bin lira sosyal yardım desteği sağlandığını öne sürdü.
Bakanlık kaynakları, bu yıl içinde bakanlık ekiplerinin ailenin bulunduğu eve 18 ziyaret gerçekleştirdiğini, aileye uzmanlar tarafından verilen destek verildiğini, kardeşlerin devlet himayesine alınması "imkanı" sunulduğunu, ailenin bunu imkanı kabul etmediğini öne sürdü.
Hesabını kim verecek?
soL'un edindiği bilgiye göre Cumhuriyet Mahallesi'nde, sanayi bölgesinin hemen arkasında yaşayan aile ev denemeyecek bir barakada yaşıyordu.
Uyuşturucu bağımlısı olduğu iddia edilen ve gözaltına alınan anne, 5 çocuğa bakabilmek için hurdacılık yapıyordu. Ailenin yaşadığı baraka da bu nedenle sanayiye yakın bir alandaydı. Etrafta başka pek ev de yoktu.
Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü'nün söylediğine göre, "kaymakamlıkça gerek maddi gerekse ve sosyal hizmetler açısından düzenli olarak yardım yapılıyordu". Yetkili, ailenin durumuyla ilgili başka bir bilgiyse paylaşamayacağını söyledi.
Ailenin belediyenin sosyal hizmetlerinden de düzenli olarak yararlandığı öğrenildi. Bunun para yardımı olmadığı ifade edildi.
CHP'li Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel böyle bir felaketi önleyemedikleri için öfkeli olduklarını söyledi. "Öfkeliyiz ve sorumluluk hissediyoruz" diyen belediye başkanı X hesabından yaptığı açıklamada, ailenin belediyeden ve farklı kamu kurumlarından sosyal destek aldığını doğruladı. Şunları ifade etti:
"Her ilçede, her kentte başta çocuklar, engelliler ve yaşlılar olmak üzere risk altında olabilecek tüm kırılgan gruplara güvenli ve insani koşullar sağlayabilmek amacıyla, acilen kalıcı önlemler almanın sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz. İlgili tüm kamu ve sivil kurumların katılımıyla hemen harekete geçmek amacıyla; kamu otoritesinin önderliğinde tüm ilgili kişi ve kurumlarımız ile iletişime geçerek ortak sorumluluğumuzu ortak çalışma ile yerine getirmek üzere inisiyatif alacağımızı kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz."
Hukuki süreç başlatıldığı duyurulan bu felaketle ilgili hemen sorumlu kurumlar ne kadar yardım yaptıkları bilgisini paylaştılar. Ancak işsizliğin, toplumsal çürümenin sonuçlarından, çocukların bakımının yapılması gerektiği ücretsiz kreşlerin açılmasından bahseden olmadı.
Peki soruyoruz, bu çocukların ölmesinden kim sorumlu, kimse istifa edecek mi?
Bu yoksulluğun, çürümenin ve yalnızlaşmanın hesabını kim verecek?