Artık Sağlık Bakanı’nın da kabul ettiği üzere salgında Mayıs ayına doğru geri dönüş var.
Bunu ima eden ilk gelişme Haziran ayı ortasından itibaren yoğun bakım ve entübe hasta sayılarındaki belirgin artıştı. Öyle ki bu ikisinin toplam hasta sayısı içindeki oranı Haziran öncesinde %2 kadarken, 15 Haziran’dan itibaren düzenli bir artış kaydederek %10’un üzerine çıkmıştı.
Bunu mantıklı bir şekilde açıklayamayan Bakanlık ilgili verileri yayımlamaktan vazgeçmişti.
Aktif hasta sayısı
Öte yandan, salgının seyrini gösteren en önemli göstergelerden birisi aktif hasta sayısıdır.
Aktif hasta sayısı halen hasta olanları gösterir ve saptanmış toplam hasta sayısından o zamana dek ölenlerin ve iyileşenlerin çıkarılmasıyla bulunur.
Günlük iyileşen hasta sayısı yeni saptanan hasta sayısının üzerine çıktığında aktif hasta havuzu küçülmeye başlar.
Anlaşılacağı üzere aktif hasta havuzunun küçülmesi bir yandan salgını önlemlerinin etkinliğine, öte yandan da tedavinin başarısına bağlıdır.
Salgın önlemlerinde ve tedavide başarılıysanız aktif hasta havuzunu küçültürsünüz.
İyileşen sayısı yeni hastalananların sayısını ilk kez 24 Nisan’da geçmişti
İlk kez 24 Nisan tarihinde günlük iyileşen hasta sayısı günlük yeni hasta sayısını geçmiş ve bu gelişme Sağlık Bakanı tarafından şu şekilde müjdelenmişti: “Taramada, erken tanı ve tedavide başarılıyız. Bu noktadan geri dönüş olmamalı.”
12-17 Haziran haftası hariç, 4 Ağustos’a kadar olan izleyen dönemde de iyileşenler yeni hastalananlardan hep fazla oldu.
Buna paralel olarak da aktif hasta sayısı aynı dönemde 62.200’den (14 Nisan) 10.678’e (4 Ağustos) indi.
4 Ağustos’tan beri hastalananlar iyileşenlerden yine fazla
Ancak 4 Ağustos tarihinden itibaren eğilim bir kez daha tersine döndü ve geçtiğimiz 16 gün içinde, 2 gün hariç, yeni hasta sayısı iyileşen hasta sayısının üzerine çıktı.
Üstelik hastalananlarla iyileşenler arasındaki fark her gün açıldı: 4 Ağustos’ta 89 iken, 20 Ağustos’ta 530’a, yani 6 katına ulaştı.
Sonuçta 4 Ağustos’ta 10.678 olan aktif hasta sayısı 19 Ağustos’ta 13.665 oldu: %28 artış.
Aktif hasta sayısı bilinenin 10 katı
Ama önemli bir sorun daha var: Sağlık Bakanlığı’nın saptadığı-bildirdiği hasta sayısı gerçeğin çok altında. Bunun iki nedeni var: 1- Test sayısının yetersizliği. 2- Yalnızca test pozitif olanların Covid-19 olarak kabul edilmesi. Oysa DSÖ akciğer tomografisi Covid-19 düşündüren ve o şekilde tedaviye alınan hastaların da Covid-19 olarak bildirilmesini istiyor.
Öte yandan yapılan test sayısına bağlı eksikliği aşmak bakımından Sağlık Bakanlığı’nın Haziran ayı içinde tamamladığı seroprevalans araştırmasının sonuçları işe yarıyor.
Türkiye’yi temsil eden ve 150.000 kişi üzerinde yapılan bu araştırmaya göre ülkemizde bilinen her hastaya karşılık bilinmeyen-saptanamamış tam 10,5 hasta bulunuyor. Yani Sağlık Bakanlığı’nın saptadığı-bildirdiği hasta sayısı gerçeğin yalnızca %10’u kadar.
Seroprevalans araştırmasına göre ülkemizde şu andaki gerçek hasta sayısı en az 130.000.
Buna bir de Sağlık Bakanlığı’nın akciğer görüntüsü nedeniyle Covid-19 olarak tedavi etmekte olduğu, ama testi negatif çıktığı için Covid-19 olarak kabul etmediği-bildirmediği hastaları da eklemek gerekiyor. Bu grubun sayısını ise yalnızca Bakanlık biliyor.
Türkiye’de verilerin, salgın yönetiminin güvenilirliği işte böyle.