'PYD bitti, Kemalizmin ulusçuluğu geçmişte kaldı, Türk Kürt ve Araplar sınırları aşacak'

HTŞ ile SDG arasında varılan mutabakatı değerlendiren Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum, "Terörsüz Türkiye hedefinin bölgede etkilerini göstermeye başladığını" iddia ederken, eski AKP milletvekili ise anlaşma ile PYD'nin tasfiyesinin ilan edildiğini öne sürdü.

Haber Merkezi

10 Mart'ta Heyet Tahrir'uş Şam (HTŞ) yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında imzalanan anlaşma kapsamında SDG'nin Suriye devlet kurumlarına entegrasyonu öngörüldü.

Varılan anlaşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, "Terörsüz Türkiye hedefinin bölgede etkilerini göstermeye başladığını" iddia etti. Uçum, mutabakatı "Bölgenin Kürtlerini kullanarak gerçekleştirilmeye çalışılan her türlü emperyalist bölücü projenin tasfiye sürecine girdiğinin, İmralı çağrısından sonra en büyük delillerinden biri" olarak nitelendirdi.

8 yıl Erdoğan'ın metin yazarlığını yapan eski AKP Milletvekili Aydın Ünal da bahse konu anlaşma ile "PKK’nın Suriye kolu" olarak nitelendirdiği PYD'nin tasfiyesinin ilan edildiğini öne sürdü. "Kemalizmin tek orijinal ilkesi olan ulusçuluğun ayrıştırıcı bir istikamette ilerlediğini ve devletin farklılıklara karşı faşizan uygulamalarının terör bataklığının oluşmasına zemin hazırladığını" savunan Ünal, Öcalan'ın çağrısı ve SDG'nin vardığı anlaşmayla Cumhuriyetin yeni bir aşamaya geçtiğini ifade etti.

Uçum: Terörsüz Türkiye hedefinin bölgeye ilişkin etkisi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya üzerinden "Suriye devrim yönetimi ile SDG'nin mutabakatı" başlıklı bir açıklama yayımladı. Uçum, HTŞ ve SDG arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin "Bölgenin Kürtlerini kullanarak gerçekleştirilmeye çalışılan her türlü emperyalist bölücü projenin tasfiye sürecine girdiğinin, İmralı çağrısından sonra en büyük delillerinden biridir" yorumunda bulundu.

"Terörsüz Türkiye hedefinin bölgeye ilişkin etkilerini göstermesi" bakımından da bahse konu mutabakatın önemli olduğunu söyleyen Uçum, "Türkiye’nin mutabakatın gereklerinin yerine getirilmesi konusunda dikkatli bir takip yapacağı anlaşılıyor. Ayrıca Türkiye’nin terörle kesintisiz mücadeledeki kararlılığının bu mutabakatın hayata geçirilmesine katkı yapacağı da görülüyor" ifadelerini kullandı.

Uçum, açıklamasının devamında anlaşmanın Türkiye açısından öne çıkan sonuçlarına dair değerlendirmelerde bulundu. 

HTŞ'nin Suriye'de yönetimi ele geçirmesinin ardından "İç terör unsurlarını kullanan emperyalist odakların çok parçalılığa dayanan Birleşik Suriye aldatmacasının bu anlaşmayla çöktüğünü" savunan Uçum, varılan anlaşmayla "Türkiye'nin savunduğu Suriye'nin birliğine dair önemli bir adım atıldığını" ifade etti.

Abdullah Öcalan'ın PKK'ye yaptığı silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısının Suriye'deki Kürt hareketini kapsayıp kapsamadığına dair tartışmalara da değinen Uçum, "Terörsüz Türkiye hedefi açısından Suriye’deki terör unsurlarının kapsamda olduğu bu mutabakat ile de teyit edildi. Mutabakat aynı zamanda Suriye’deki terör unsurlarının tasfiye sürecinin başladığına da işarettir" dedi.

Ayrıca Uçum, "Türkiye’nin Suriye’nin yeniden yapılanmasında Suriye’nin ana ittifakı haline geldiği her somut adımda daha iyi anlaşılıyor. Bu mutabakat bunun göstergelerinden biridir" iddiasında da bulundu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın anlaşmaya ilişkin “Suriye’nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çaba doğru yönde atılmış bir adım” ifadelerine atıfta bulunan Uçum, "Artık beklenen 'varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması'dır" diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Ünal: PYD'nin tasfiyesinin ilanı

HTŞ ve SDG arasında varılan anlaşmaya ilişkin bir değerlendirme de 8 yıl Erdoğan'ın metin yazarlığını yapan eski AKP Milletvekili Aydın Ünal'dan geldi.

Ünal, Yeni Şafak'ta yayımlanan "Şam Mutabakatı: Terörün sonu" başlıklı yazısında, mutabakatla birlikte "PKK’nın Suriye kolu" olarak nitelendirdiği PYD'nin tasfiyesinin ilan edildiğini öne sürdü.

Mutabakatın "şimdilik kağıt üzerinde" olduğunu söyleyen Ünal, yazısına şöyle devam etti:

"PYD, mutabakatı imzalayarak, Türkiye ve Suriye’yi oyalamak, antlaşmayı esnetmek, ihlal etmek amacıyla zaman kazanmış olabilir mi? Evet mümkün ancak bu oyalama PYD’ye çok da zaman kazandırmaz. Türkiye, PYD’nin tasfiyesi konusunda kararlı olduğu kadar artık sabrının da sınırlarında. Suriye Devrimi’nin her koldan sinsice saldırıya uğradığı bir ortamda, Türkiye, Devrim’in sağlam bir zemine oturabilmesi için bu sorunun hızlıca ortadan kalkmasını istiyor. Ayrıca 'Terörsüz Türkiye' projesinin ilerleyebilmesi için de PYD parantezinin kapanması gerekiyor.

Mutabakatın ihlali ya da esnetilmesi suretiyle, PYD’nin resmi olmasa da defakto bir özerklikle yoluna devam etmesi mümkün mü? Hayır mümkün değil. Resmi statüsü olmayan bir yapı, özerklik değil, 'kurtarılmış bölge' anlamına gelecektir. Kurtarılmış bölgeye de ne Suriye ne de Türkiye uzun süre tahammül edecektir. Kısacası, ister zaman kazanmaya çalışsın, ister oyalayarak bir 'kurtarılmış bölge' inşa etmeye çalışsın, PYD’nin sonuç alabilmesi mümkün değil."

Ünal, PYD bağlı silahlı güçlerinin Suriye ordusunun kontrolüne gireceğini, PYD'nin ise siyasi partiye dönüşerek varlığını sürdüreceğini savundu.

'Kemalizmin tek orijinal ilkesi ulusçuluk ayrıştırıcı bir istikamette ilerledi'

Öcalan'ın çağrısı ve SDG'nin vardığı anlaşmanın Türkiye'de hak ettiği yankıyı bulamadığını belirten Ünal, Cumhuriyet tarihimizin en önemli kırılma anını yaşıyoruz. Cumhuriyetimiz artık yeni bir evreye geçiyor" iddiasında bulundu.

"Kemalizmin tek orijinal ilkesinin ulusçuluk olduğunu" öne süren Ünal, "Ulusçuluk, ne yazık ki, yeni bir ulus inşa etme mefkuresinden çok uzak şekilde ayrıştırıcı bir istikamette ilerledi. Başta kurucu unsur Kürtler olmak üzere farklı etnik unsurlar devletle kucaklaşmak yerine devletten uzaklaştılar. Devletin farklılıklara karşı faşizan uygulamaları terör bataklığının oluşmasına zemin hazırladı. O bataklıkta, on yıllar boyunca Türkiye’nin canını acıtan terör sinekleri hüküm sürdü" ifadelerini kullandı.

"Bugün işte bir yandan o bataklık kururken, bir yandan da Cumhuriyetimiz yeni bir aşamaya geçiyor. Türk, Kürt ve Arap başta olmak üzere tüm Müslüman unsurlar sınırları da aşarak kucaklaşıyor, ittifak yapıyor, kardeşliklerini pekiştiriyorlar" iddiasında bulunan Ünal, yazısına şöyle devam etti:

"İçerde son günlerde ulusalcıların, ırkçıların, faşistlerin, sosyalist görünümlü mezhepçi yobazların hazımsızlığının altında tam olarak bu var: İstismar kapıları kapanıyor, hepsi de işsiz kalıyor. Mülteciler yurtlarına selametle ve şükranla dönerken mülteci istismarı elden gidiyor; terör biterken de Türk- Kürt düşmanlığından beslenenler açığa düşüyor. Türkiye’de çok güzel şeyler oluyor."

Demirtaş'tan sürece tam destek: 'Türkiye dört ülkedeki tüm Kürtlerin devleti olacak'
demirtas