İstanbul Çatalca’daki Polonez fabrikasında sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan işçilerin direnişi artan polis şiddeti, baskı ve tehditlere karşın sürüyor.
Üç gün önce fabrika önünde polisin saldırısına uğrayan ve en az 7’sinin bedeninde kırıklar oluşan işçiler bu kez de sabaha karşı fabrika önünden toplu bir şekilde gözaltına alındı.
Direnişin 59. gününde fabrika önünde direniş nöbetindeki 85 işçi ve sendika yöneticisi sabahın erken saatlerinde polis tarafından darp edilerek, ters kelepçeyle gözaltına aldı.
Gözaltına alınan 85 işçi ve sendikacı Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından sağlık kontrolleri için götürüldükleri farklı hastanelerden akşam saatlerine doğru serbest bırakıldı.
Kendisi de gözaltına alınıp serbest bırakılan Tek Gıda-İş Sendikası’ndan örgütlenme uzmanı Yunus Durdu işçilerin farklı gruplar halinde İstanbul’un farklı bölgelerindeki hastanelere götürülerek serbest bırakıldığını belirtti. soL’a konuşan Durdu bunun işçilerin bir araya gelip direnişlerini sürdürdükleri Çatalca’ya yeniden ulaşmalarını güçleştirmek için maksatlı olarak yapıldığını ifade etti.
'Bu kin, bu nefret işçiye mi?'
Gözaltına alınıp serbest bırakılan sendikacılardan Tek Gıda-İş Sendikası örgütlenme uzmanı Suat Karlıkaya da gözaltına alınma görüntülerini X hesabından yayımladı.
Karlıkaya hakaret ve küfürlerle bindirildikleri otobüste ters kelepçeyle 6 saat boyunca tutulduklarını dile getirdi.
Karlıkaya İçişleri Bakanlığı’nın yaşananlardan haberi olup olmadığını sorduğu paylaşımında “Ters kelepçe takılan işçiyi otobüse vura vura bindirdiler otobüse. Bu kin bu nefret işçiye mi? Polonez patronuna bir şey yok mu? Yazıklar olsun ne diyelim” diye yazdı.
Direnişteki işçiye polis barikatı: Fabrika abluka altında
İşçilerin serbest bırakılmasının ardından polisin Çatalca’daki fabrika önünü ve çevresini kuşattığını anlatan Yunus Durdu, bölgedeki polis yığınağını “sanki burada bir sınır ötesi operasyon var” diye betimledi.
Serbest kalan işçilerin Çatalca’daki Göçmen Bürosu’nun önünde toplanmaya başladıklarını aktaran Durdu buradan fabrikanın önüne kadar polis barikatlarının olduğunu söyledi. Durdu bölgede iki adet TOMA, yüzlerce çevik kuvvet ve özel tim olduğunu dile getirdi.
Fabrikanın önünün yasal olarak kendi eylem yerleri olduğunu, bunun anayasal hakları olduğunu vurgulayan Durdu, Çatalca Kaymakamlığı’nın işçilerin fabrika önüne gelmesine engel olarak yasaya karşı geldiğini ifade etti.
'Engellenirsek eylemimizi kaymakamlık önüne taşıyacağız'
Durdu işçilerin fabrika önüne gitmesinin engellenmesi durumunda direnişi Çatalca Kaymakamlığı önünde sürdüreceklerini belirtti:
“Biz mücadelemizi devam ettireceğiz. Şu anda arkadaşlarımızı topluyoruz. Biz buradan yine fabrikamızın önüne gitmeye çalışacağız. Eğer bizim yasal olan bu hakkımız devletin kolluk güçleri ve mülki amiri eliyle engellenmeye çalışılıyorsa biz bu eylemimizi Çatalca Kaymakamlığı’nın önüne taşıyacağız.”
Direnişteki Polonez işçilerinin çoğunluğunun kadın olduğunu vurgulayan Durdu, bu sabah yapılan “şafak operasyonu”nda kadın işçilerin özel timlerce yerlerde sürüklenerek, üzerlerine basılarak gözaltına alındığını dile getirdi.
İşçilere darp: Sendika suç duyurusunda bulunacak
Üç gün önce işçilerin darp edilip yaralanmasıyla birlikte bu sabaha karşı gözaltılar sırasında da yaralanan işçiler olduğunu ifade eden Durdu, Tek Gıda-İş Sendikası olarak suç duyurusunda bulunacaklarını da belirtti.
Polonez patronunun sendikaya üye oldukları için 146 işçiyi işten atıp daha sonra ehil olmayan, taşeron işçileri işe aldığını ifade eden Durdu halkın sağlığının da hiçe sayıldığını vurguladı.
Ne bakanlığı ne yasayı tanıyan Ürdünlü firmayı koruyan 'gizli el' kimin?
Ürdünlü Sinyora Food şirketine bağlı olan Polonez fabrikasının devlet tarafından kollanmasına da tepki gösteren Durdu şunları söyledi:
“İnanın ben 16-17 senedir sendikacıyım. Bu zamana kadar hiçbir sendikalaşmada bir fabrikanın bu kadar devletin kolluk güçleri tarafından bu kadar kollanıp korunduğuna şahit olmadım. Yaptıkları her şey yasalara aykırı. Çalışma Bakanlığı bunu tespit etmesine rağmen, 146 işçinin sendikalı olduğu için haksız bir şekilde işten atıldığını tespit etmesine rağmen, para cezasına hükmetmesine, arkasından cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmasına rağmen… Öbür taraftan bakıyoruz dövülen, tartaklanan işçiler… Firmanın insan sağlığını hiçe sayması. Ve birilerince korunuyor ve kollanıyor. Bunu anlamak mümkün değil. Biz sadece anayasal hakkımızı, sendikal hakkımızı istiyoruz.”
Çalışma Bakanlığı’nın işten çıkarılan işçilerin çıkış kodlarını 04 olarak düzeltmesine rağmen Polonez patronunun işçilerin ne kıdem tazminatlarını ne de ihbarlarını ödediğine de dikkat çeken Durdu, işçilerin işsizlik sigortalarının da gasp edildiğini dile getirdi.
Durdu “Yani burada devletin ne bakanını tanıyor bu firma, ne kaymakamını tanıyor, ne valisini tanıyor ne de yasalarını tanıyor. Ama maalesef bir gizli el bunları yukarıdan koruyor" dedi.
TKP: Polonez patronu hem hükümet hem de onun kolluk gücü tarafından korunmaktadır
Türkiye Komünist Partisi (TKP) İstanbul, gözaltındaki Polonez işçilerinin derhal serbest bırakılması için yaptığı açıklamada "Yaşanan süreç bizlere şunu gösterdi: Polonez patronu hem hükümet hem de onun kolluk gücü tarafından korunmaktadır!" diye belirtmişti.
Geçen süre zarfında ortaya çıkan kamuoyu baskısını hafifletmek için Polonez Fabrikası patronuna temsili oranda bir ceza kesildiği ifade edilen açıklamada "Ancak bizler iyi biliyoruz ki bunların hepsi göstermelik. Hükümet her zaman olduğu gibi patronlarla el ele vermiş, işçileri ezmeye çalışıyor" denilmişti.
Açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:
"Patronların Ensesindeyiz olarak buradan duyuruyoruz: ‘Gözaltına alınan işçi arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır! Ne yaparsanız yapın, işçilerin kararlı mücadelesini dağıtamayacaksınız ve bizler, tüm bu süreç boyunca arkadaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz."