Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda protesto edildi. CHP'li vekiller Karahan'ı "19 Mart darbesinin bedeli 57 milyar dolar" yazılı dövizlerle karşılarken, toplantı başlamadan 10 dakika ara verdi.
Haber Merkezi
Merkez Bankası'nın faaliyetlerine ilişkin sunum yapmak üzere TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna giden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan protestoyla karşılaştı.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, sunum öncesinde CHP milletvekilleri tarafından protesto edildi. CHP’li milletvekilleri, Karahan'ı "19 Mart darbesinin bedeli 57 milyar dolar" yazılı dövizlerle karşıladı.
BirGün'ün aktardığına göre CHP Milletvekili Veli Ağbaba, "19 Mart darbesinde Türkiye tam 57 milyar dolar zarar etti. 19 Mart darbesi sadece Ekrem İmamoğlu’na yapılan darbe değildir. Sadece CHP’ye yapılan darbe değildir. Tüm fakire, fukaraya yapılmış darbedir. Yoksul kesimler bu darbenin bedelini ödemektedir" diye konuştu.
"Yoksullar gittikçe yoksullaşmaktadır" diyen Ağbaba, şunları söyledi:
"19 Mart darbesi, demokrasiye vurulmuş darbedir. Yargı eliyle sivil darbe yapılmıştır. Böyle devam ederse ülke ekonomisi çökmeye devam edecektir. Hiç kimsenin diploması garanti altında değildir. Beş avro, AB’nin en küçük banknotu, Türkiye’nin en büyük banknotu olan 200 liradan daha büyüktür. Bir ülkenin itibarı parasıdır, pasaportudur. 200 TL para birimimizle bir kilo kemik alınamıyor. İki yıldır verilen emeklerin hepsi çöp oldu."
Fatih Karahan, Ağbaba’ya “Konuşacağız” diye yanıt verirken, Komisyon Başkanı AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş ise toplantı başlamadan 10 dakika ara verdi.
Operasyonun maliyeti emekçilerin hanesine
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun 19 Mart'ta gözaltına alınmasıyla ekonomide başlayan deprem, tutuklanmasının ardından artçı sarsıntılarla devam etmişti.
Yaşanan gelişmeler dövize olan talebi artırarak kurun yükselmesine neden olmuş ve durumu kontrol altına almak için Merkez Bankası bir dizi önlem almıştı. Öncelikle, büyük miktarda döviz satışı gerçekleştirilmiş, ardından bankalara borç verme faiz oranının üst sınırı yükseltilmişti. Ek olarak, piyasadaki likiditeyi çekmek amacıyla vadesi 91 güne kadar uzayan likidite senetlerinin çıkarılacağı açıklanmış ve ithalatçı patronların döviz talebini artırmasını engellemek için Türk Lirası uzlaşmalı döviz işlemleri başlatılmıştı.
Tutuklama kararına giden süreçte Merkez Bankası'nın yaklaşık 13 ila 17 milyar dolar döviz sattığı tahmin edilirkne, sert satışların ardından ekonomi dalgalı seyrini sürdürmüştü. İmamoğlu'nun gözaltında olduğu süreçte haftalık kayıp, yüzde 16'yı aşmıştı. Bazı tahminlere göre borsadaki kaybın değeri 50 milyar doları bulmuştu.
Borsa İstanbul oynaklığı engellemek için açığa satış işlemlerini geçici olarak yasaklamış, bunun yanı sıra SPK da bir dizi tedbir açıklamıştı. Bazı bankalar ticari kredileri durdurmuş ve aynı zamanda yüzde 46 ila 47 seviyesindeki faiz oranları da yüzde 55 ila 60’a çıkmıştı. Ayrıca Türkiye’nin risk primi de 328 puanla son 1 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştı. Kur çıkışının döviz yükümlülüklerine etkisi ve borsadaki erimenin, trilyonlarca lira kayıp yarattığı belirtilmişti.
Döviz ve faiz dalgalanmalarının kaybedeniyse emekçiler olmuştu. Finans tekelleri henüz risk görmese de enflasyonda yeni sıçramaların yaşanması ve yıl sonu hedeflerinden sapılmasının olası olduğu ve açlık sınırında yaşayan milyonların alım gücünün daha da gerilemesinin muhtemel olarak değerlendirilmişti. Yaşanan siyasi operasyon nedeniyle büyümede yaşanacak olası bir yavaşlamanın da işsizliğin artmasına neden olabileceğine dikkat çekilmişti.
Hedefte sapma büyüyor: Enflasyonun rotası Nisan'da şaştı ama Şimşek hâlâ umutlu | ![]() |