PAZAR SÖYLEŞİSİ | İncirlik’e yürüyen gençler: İnsanlık kazanacak, biz kazanacağız

Adana’daki İncirlik üssü önünde NATO’yu protesto eden Türkiye Komünist Gençliği adına Eylül Çapar ile eylemi, savaşı ve gençliğin içinde bulunduğu koşulları konuştuk.

Burcu Günüşen

Türkiye Komünist Gençliği (TKG) geçen hafta ülkenin farklı illerinden Adana’ya gelerek İncirlik Üssü önünde NATO’yu protesto etti.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın emperyalizme karşı verdikleri mücadelede katledilişlerinin 50. yılı olan 6 Mayıs günü duyurusu yapılan eylemde TKG üyeleri “NATO defol, bu memleket bizim” pankartı açtı, NATO’nun kuruluş amacının sosyalizme, emekçilere ve gençlere saldırı olduğunu vurguladı.

Uluslararası basında da yankı bulan eylem ve öncesinde bölgede yürütülen kampanyaya ilişkin TKG Sözcüsü Eylül Çapar ile konuştuk. Türkiye’de gençler ve emekçiler için giderek ağırlaşan yoksulluk koşulları ile NATO'nun varlık sebebinin birbirinden ayrılamayacağını vurgulayan Çapar "NATO bu kapitalist düzenin en büyük silahlı terör örgütlerinden” dedi.

Geçtiğimiz hafta İncirlik Üssü önünde NATO’yu protesto eyleminiz ses getirdi. Eylemin yankılarından söz edebilir misiniz?

Eylül Çapar: Eylemin duyurusunu yaptıktan sonra birçok basın kuruluşu iletişime geçip haber yapmak istediklerini veya gelip çekim yapmak istediklerini belirttiler. Bunların arasında Çin kanalı da vardı ve oldukça ilgili görünüyorlardı, sürekli sorular soruyorlardı. Bu durum bence uzun süredir NATO'ya dair eylemliliğin olmamasından kaynaklanıyordu. Bizler Türkiye Komünist Gençliği olarak Denizler'in 50. idam yıldönümünde "NATO Defol! İncirlik'e Denizlerle yürüyoruz" başlıklı açıklama ile duyurumuzu yaptık ve hem sosyal medya üzerinden hem de çevremizden parti ile temasa geçip eyleme dair sorular soranlar oldu. Türkiye dahil birçok kapitalist ülkede şu an kriz mevcut ve NATO bu kapitalist düzenin en büyük silahlı terör örgütlerinden. O yüzden bu durumu yaşanan krizlerden bağımsız değerlendiremeyiz. Bugün NATO'ya karşı mücadele iş, ekmek ve hürriyet mücadelesinden bağımsız düşünülemez.

Bu eylem üssün kapatılması için bölgede başlatılan bir kampanyanın da bir devamıydı. Bu kampanya neydi, sonuçları ne oldu?

Yaklaşık 2-3 ay öncesinde Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle gerilimin tırmanması üzerine içerisinde ABD'nin nükleer silahlarının da bulunduğu ve hem ülkemiz hem de bölge halkları için büyük bir tehdit oluşturan İncirlik Üssü’nün derhal kapatılması talebiyle bir imza çalışması başlattık. Çukurova bölgesinde ve Adana'da birçok semtte imza kampanyamız ile çalışmalar yürüttük. Bu çalışmalar esnasında dikkatimi çeken şeylerden biri kimsenin "şimdi sırası mı böyle bir çalışmanın" gibi sözlerle yaklaşmaması aksine ilgiyle karşılamasıydı. Toplumu bu kadar hafızasızlaştırmaya çalışmalarına rağmen insanlar NATO üyeliğine geçiş yıllarından ve İncirlik üssünden büyük bir öfkeyle söz ettiler. Çalışmanın Adana'da ciddi bir karşılık bulduğunu söyleyebiliriz.

Eylemde NATO’nun bir savunma örgütü değil, saldırı örgütü olduğunu dile getirdiniz. Dünyanın gündeminde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve NATO’nun genişlemesi var. Türkiye Komünist Gençliği bu savaşı nasıl değerlendiriyor? 

Evet , dünyada barış ve güvenliği sağlayacağız gibi söylemlerle kurulmasına karşın NATO kesinlikle bir  savunma değil saldırı örgütüdür. Çünkü NATO Sovyetler'in etki alanının genişlemesi ve dünyada artan sosyalizm/komünizm tehdidi üzerine emperyalizmi yükseltmek, ABD ve müttefiklerinin çıkarlarını koruyabilmek pahasına emekçi halklara saldırmak üzere yola çıkmıştır ve kuruluşundan bu yana her yere kan, gözyaşı, darbe, faili meçhuller getirmiştir. NATO antikomünist bir terör örgütüdür. Günümüze geldiğimizde ise Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye Komünist Gençliği'nin aklı çok net. Bir tarafta NATO’nun genişleme politikası, diğer tarafta Rus oligarkları.... Buradan ne Rus emekçilerinin, ne Ukrayna emekçilerinin ne de dünya emekçilerinin lehine bir sonuç çıkar. Bugün Rusya dediğimiz coğrafya bir işçi devleti değil emperyal bir güçtür. Emperyal güçlerin hegemonya kavgasında biz bir taraf olmak zorunda değiliz. Dolayısıyla yapılması gereken tek şey yurtseverlerin kendi ülkelerinde emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltmeleridir ve bunun bir enternasyonal emekçi dayanışmasına dönüşmesi için çabalamaktır. Ama öznel olarak Türkiye Komünist Gençliği'nin bugünkü mücadele başlığı elbette ki gerek topraklarımızda bulunan üsler gerekse ABD ve NATO’yla bulunan organik bağımız nedeniyle NATO'ya karşı verilecek düzen karşıtı bir mücadele hattını örmektir.

Sizinle aynı günlerde Yunanistan’da da komünistler ülkelerinin ABD ile imzaladığı üs anlaşmasına tepki için sokaktaydı. Atina’daki Akropolis’e “Ölüm üslerine hayır” yazılı pankart astılar. Ve TKP’nin davetlisi olarak ülkemize gelen Yunanistan Komünist Partisi heyeti de İncirlik’teki eylemin olduğu akşam Adana’da düzenlenen etkinliğe katıldı. Yunanistan Komünist Gençliği ile Türkiye Komünist Gençliği emperyalizme karşı ortak mücadelenin neresinde?

Bizim Yunanistan Komünist Partisi ile mücadelemiz aslında ortak bir tarihselliğe ve coğrafik yakınlığa dayanıyor. Çünkü biz biliyoruz ki İngiliz emperyalizmi tarafından Anadolu'yu işgale gönderilen Yunan komünistler daha karaya çıkmadan "emekçi kardeşlerinize kurşun sıkmayın" diye bir bildiri dağıtmışlardı Anadolu'da ve maalesef bunun sonucunda henüz karaya çıkamadan bir kısmı ispiyonlandığı için gemide idam edilmişlerdi. Karaya çıkanlar ise cephede aynı bildiri yaymaya devam etmişlerdi. Dolayısıyla günümüzde de yanıbaşımızda bir savaş sürerken emperyalist bir müdahale ile Yunan ve Türk emekçilerinin birbirine kırdırılmaya çalışılması sürpriz olmayacaktır. Öyle bir durumda bizi emekçilerin birliği kurtaracak. Bizim ancak birlikte mücadele ile güzel bir geleceğe ulaşmamız mümkün diyebilmek için bu mücadeleyi ortaklaştırmak ve emperyalizme karşı birlikte ses çıkarmalıyız. Dolayısıyla dün de  bugün de Türkiye ve Yunanistan açısından baktığımızda NATO’ya karşı mücadele hem ortak bir tarihin hem de enternasyonal bir işçi dayanışmasının ürünüdür.

Türkiye’de gençliğin yaşadığı ağır bunalıma, işsizlik ve yoksulluğa karşı TKG nasıl bir umudu ve mücadeleyi işaret ediyor?

Bugün sıra arkadaşlarımıza baktığımızda maalesef hepsinin ülkenin içinde bulunduğu durumdan, gelecek kaygısından, ekonomik sıkıntılardan kafasını kaldıramaz hale geldiğini görüyoruz. Birçoğumuz geçimimizi sağlayabilmek için okurken kötü koşullarda çalışmak zorundayız. Bugün dört gençten biri ne okulda ne istihdamda. TKG olarak NATO'nun varlık sebebi ile bu tabloyu birbirinden ayırmıyoruz. Yeni bir yaşamı beraber kurabiliriz. TKG emperyalizme ve kapitalizme karşı ortak mücadeleyi örgütlüyor ve gençleri birlikte mücadele etmek için örgütlenmeye davet ediyor. Vakit erteleme, oyalanma zamanı değil. Vakit örgütlenme, dayanışma ve geleceğimizi ellerimize alma zamanı! Çünkü parasız, bilimsel ve laik bir eğitim için; gelecek kaygısı ile yaşamadığımız; sigaraya, uyuşturucuya bağımlı kılınmadığımız; eşitlikçi bir düzen için bize sosyalizm gerek. O yüzden hepinizi bu karanlığı dağıtmak için mücadeleye, Türkiye Komünist Partisi saflarına davet ediyoruz. Gençlik boyun eğmeyecek. İnsanlık kazanacak, biz kazanacağız!