Patronlara 'efsane' emekçiye 'kara' cuma: Çoğu indirim kandırmaca

Kasım ayının son cuma gününe denk gelen indirim günleri birçok emekçi için katlanılmaz bir hal almış durumda. Kara Cuma'yı emekçiler kendi pencerelerinden soL Haber'e anlattı.

Özkan Öztaş

Bugün onlarca ülkede gerçekleştirilen Kara Cuma ya da Türkiye'deki yaygın adı ile Efsane Cuma indirimlerinin ilk çıkış yeri ABD olarak biliniyor. ABD'den, önce Kanada ardından da dünyanın pek çok yerine yayılan bu etkinlikler kapsamında milyarlarca dolarlık satışlar yapılıyor ve ilgili sektörlerdeki emekçilere gece gündüz demeden çalışmaları dayatılıyor. 

Özellikle kargo, çağrı merkezi, mağaza-reyon görevlileri, internet satış-pazarlama çalışanları için çekilmez bir hal alan bu süreci emekçiler soL Haber'e anlattı. 

'Kara Cuma'ydı, Kara Kasım oldu'

Kara Cuma indirim günlerine Türkiye'de farklı bir isimle karşılık yaratıldı. Patronların Cuma gününe olan "hassasiyetinden" ötürü aynı zamanda tüketimi teşvik etmesi adına "kara" yerine "efsane" kelimesi tercih edildi. Bugün gerek Kara Cuma gerekse Efsane Cuma günü olarak bilinen ve Kasım ayının son cuma gününe denk gelen bu kampanyalar artık bir günü aşıyor ve birçok örnekte tüm kasım ayına yayılmış durumda. 

Kargo emekçilerinden Adem "Eskiden Kara Cuma ya da Efsane Cuma diye bir yoğunluktan şikayet ediyorduk ama bugün tüm aya yayılmış durumda. Mesela bizim firma tüm Kasım ayı boyunca sabah 8 gece 12 arasında cumartesi ve pazar günleri dahil mesai ilan etmiş oldu. Eskiden ek mesai ücretlerimizi doğru düzgün alamıyorduk ama bu sefer bunu vereceklerine dair söz verdiler. Tüm ay boyunca neredeyse mesaimiz iki katına çıkacak ama maaşımıza bu çok daha sembolik bir farkla yansıyacak. Kara Cuma dedikleri gün cuma günü falan dinlemiyor. Tüm Kasım ayı boyunca nefes aldırmıyor" diyor. 

'Gecenin geç saatinde kargo teslim ediyoruz'

Kasım ayı boyunca neredeyse 7/24 hizmet verdiklerini söyleyen Adem, "Gece eve varışımız bazen gece yarısından sonrasını buluyor. Akşam 23.00'te kapı çalıp paket veriyoruz insanlara. Şaşıranlar oluyor bu saatte ne kargosu diye. İzah etmeye çalışıyoruz telefonda 'Efendim Efsane Cuma diye tüm Kasım ayında kargoları böyle teslim ediyoruz' diyoruz. Düşünsenize gecenin bir yarısı kargo geliyor eve. Doğal olarak da insanlar ilk karşılaştıklarında şaşırıyor ve kaygıyla yaklaşıyordu. Şimdi onlar da alıştılar. Bu saatte kargo gelmiştir artık diyorlar" sözleriyle anlatıyor

'Son paketleri dağıtırken direksiyonun üzerine eğiliyordu başım'

Kargo çalışanı sorunları anlatırken uzayan mesai saatleri için "Bazen dayanacak halimiz kalmıyor. Mesela ben dün gece vardiyasındaydım. Bugün de sabahçı. Dün artık son paketleri dağıtırken direksiyonun üzerine eğiliyordu başım. Aracı düz bir çizgi üzerinde tutmaya gayret gösteriyordum sadece. O kadar saat çalışıp kaza bela olsa suçlusu doğal olarak ben olacağım. Kimse de 'bu adam neden bu kadar saat uykusuz çalıştırılıyor' demeyecek ve patronu muhatap almayacak" diye anlatıyor. 

'Geçinmek için mesaiye gönüllü kalıyoruz'

Özel bir firmanın online satışlarından sorumlu olan Elif, internet üzerinden "sağlık ürünleri" satıyor. Her şeyin pahalılaştığı günümüzde artık birçok çalışanın ek mesaiye itiraz etmeyi bırakıp aksine bunu talep etmek durumunda kaldığını ifade ediyor. Elif mesai yoğunluğuna dair "Benim mesaim zaten 10 saat. Ama 10 saatte bıraktığım çok nadir oldu. Özellikle de pandemi dönemiyle birlikte evden çalışma falan derken bizim mesailer aralıksız 10 saate ortalama 11-12 saate çıktı. Ben çıkıyorum dediğimde de 'Elif biraz daha bekle şu ürünlerin yorumlarını gir, tanıtımlarını tamamla' diyorlar. Üstelik maaşımıza bir kaç bin lira ek gelir olur mu diye ek mesaiyi biz talep ediyoruz artık. Bu ek mesai ücretlerinin sigortaya falan yansımadığını söylemeye dahi gerek yok. Hak ettiğimizi dahi alamıyoruz çoğu zaman. Ödemeler hem geç hem eksik yatıyor" diyor.

'İndirim yapan firmalar istisna, insanları kandırıyorlar'

İnternetten satış yapan bir firmada çalışan Bilal ise indirimi gerçekten yapan firmaların üretimi gerçekleştiren ya da depo-tedarik gücü olan firmalar olduğunu söylüyor. Yaygın olan gerçeğinse ürünlerin önce fiyatlarının arttırıldığı ve göstermelik indirimler yapılması olarak tarif ediyor. Bilal indirim manipülasyonunu şöyle anlatıyor:

"E-ticaret platformlarında her bir ürün için 2 farklı fiyat girebiliyorsunuz. Birisi ‘piyasa satış fiyatı’, diğeri ’ilgili pazaryerinde satışa çıkaracağınız fiyat’. Örneğin 300 liraya satılması istenen bir ürün için piyasa satış fiyatını istediğiniz gibi girebiliyorsunuz. Piyasa satış fiyatını sözgelimi 450 lira girebilir, ilgili üründe 150 liralık bir indirim olduğu yanılsamasını yaratabilirsiniz fakat gerçekte herhangi bir indirim söz konusu değildir."

'Yüzde 4 indirimi yüzde 20 olarak göstermek mümkün'

Kampanya sürecinde çalışan emekçiler "Efsane Cuma" günleri için uygulanan tarifeyi şu şekilde anlatıyorlar:

rnek olsun 250 liraya satılan bir ürünün fiyatı kampanya dönemi yaklaşırken 300 liraya çıkarılır, kampanya döneminde 240 liraya çekilir. Bu örnekte olduğu gibi ilgili üründe yüzde 20 oranında bir indirim varmış gibi gösterilir. Oysa ki gerçek indirim yüzde 4 civarındadır. Ek olarak şunu da ifade etmek gerekir ki; kampanya öncesi fiyatlar üzerinden gerçekten büyük indirimler yapılsa bile firmalar zarara uğramak bir yana, çok büyük kârlar elde ediyorlar. Bana sorarsanız bunun anlamı şudur: Özellikle büyük ölçekli satış yapan, büyük sermayelere sahip firmalar bizi yıl boyunca tabiri caizse kazıklıyorlar." 

'Patronlar emekçileri karşı karşıya getirip aradan çekiliyor'

Çağrı merkezi çalışanları da benzer sorunlardan mustarip olduklarını ifade ediyor. Çağrı merkezi çalışanlarından Damla indirim günlerinde patronların emekçileri karşı karşıya getirdiğini belirtiyor. 

"İhtiyaç duyduğu bir ürünü satın almak için indirime girmesini bekleyen bir emekçi, siparişinin kendisine ulaşması sürecinde karşılaştığı sorunlar nedeniyle ilgili mağazanın çağrı merkezlerine, müşteri temsilcilerine ulaşıyor. Yaşanan sorunun sorumlusu olarak telefonu açan müşteri temsilcisini görüyor, kimi zaman küfüre varan hakaretler ediyor. Bu durum müşteri temsilcisi üzerinde tahmin edilmesi güç olmayan bir stres ve mutsuzluk yaratıyor. Bu durumda kendi yaşadığı sorunların kaynağı olarak da satılan ürünü sipariş eden emekçiler olarak görmeye başlıyor. Ve bu sürecin mağduru da işinden olan çağrı merkezi çalışanları oluyor zaman zaman.

'Birçoğu yapay olan şovlar gördüm'

Bir teknoloji mağazasında çalışan Ömer Ali, yaşadığı sorunları anlatırken medyanın Efsane Cuma günlerini servis etme biçimine dikkat çekiyor. Ömer Ali çalıştığı mağazada geçtiğimiz sene yapılan saat ve sınır uygulamasının yarattığı etkiyi şu sözlerle tarif ediyor: 

"Zaten bu Efsane Cuma günleri deyince açın interneti milletin birbirini ezdiği, üzerine çıktığı görüntüler çıkıyor. Evet böyle görüntülere denk geldim ama birçoğunun yapay olduğunu düşünüyorum. Mesela bizim mağaza geçen sene bir kampanya yaptı. İlk 100 üründe ya da ilk 3 saatte satılan bazı ürünlere yüzde 40 indirim var dedi. İnsanlar kapıya yığıldı tabii sabah saatlerinde mağaza açılmadan. Bizim satış müdürü de az değildir, eli kolu uzundur. Aramış yerel gazetecileri, geldiler. Ellerinde kameraları görünce insanların bazıları çekindi, utandı. Ama satış müdürü kalabalığa dönüp 'birazdan otomatik açılacak hadi göreyim sizi dedi" dedi. E bunu duyan gençler vardı, birileri var yani. Bağıra çağıra içeri girdiler birbirlerini ittirdiler. 

Bakın bugün aynı mağazada yine ilanlarına bakarsanız yüzde 40 indirim var.  Ama izdiham yok. Muhtemelen yukardan kulağını çektiler müdürün yapma diye."

Yaşadıkları sorunları tarif ederken Kasım ayı boyunca ek mesaiye, çoğu zaman satışların hızına yetişemedikleri için müşterilerden hakarete maruz alan emekçiler Kasım ayı içinde bazen bir kişinin beş kişinin mesaisini yaptığını belirtiyor.