Özgür Özel'in dış politikası: Batıda para çok, zengine yanaşalım

Avrupa Birliği ile Şanghay İşbirliği Örgütü'nü kıyaslayan Özgür Özel, tercihini "Doğu'da halk fakir, Batı'da 10 kat zengin var" diyerek yaptı.

Emre Alım

Avrupa Birliği emperyalist bir birlik. Soldan yana olduğu iddiasındaki birinin bu nedenle Avrupa Birliği'ne karşı argüman geliştirmesi beklenir. Ama beklendiği gibi olmadı.

Avrupa Birliği savunusuna sol sosu döküldü. Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istemenin neresi kötüydü? Hukukun üstünlüğü sağlanacak, hak ve özgürlükler gelişecek, işçi hakları ilerleyecek, sendikal özgürlükler genişleyecekti. Bu hülyayı "Emeğin Avrupası" diye pazarlayanlar bile vardı.

Birliğin faydaları bunlarla sınırlı değildi. Sosyal demokrasi 2000'lerin başındaki rüzgarı "kamuda şeffaflık öncelenecek, gümrük birliği modernize edilecek, enerji güvenliği sağlanacak" diyerek estiriyordu.

AB macerası bir sonuca ulaşmadı. Çabalar sürüyor. Ama artık bilindik argümanlarla değil.

AB'ciliğin geldiği nokta: Kim zenginse ona gidelim

Sosyal demokrasiden merkez sağa kadar giden bir yelpazedeki partilere ev sahipliği yapan Sosyalist Enternasyonal Avrupa Komitesi haftasonu Romanya'da toplandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de bulunduğu toplantıda Bükreş Deklarasyonu oy birliğiyle kabul edildi. Deklarasyonda, CHP'nin Türkiye'nin AB üyeliği sürecindeki çabalarına destek verildi.

Yurda dönen Özgür Özel, ilk konuşmasında bu çabalara yer verdi. AKP iktidarının artık Türkiye'nin AB'ye üyeliğini hedeflemediğini öne süren Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedefinde Çin ve Rusya'nın da dahil olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü'nün bulunduğunu söyledi. AB ve ŞİÖ'yü kıyaslayan Özel'in kriteriyse milli geliri oldu.   

"O gösterilen hedefte ortalama milli gelir 4 bin 500 dolar. Oysa Avrupa Birliği hedefinde ortalama milli gelir yeni üyelerin düşürmesine rağmen 45 bin dolar. Avrupa Birliği’nin gerçek ortalama milli geliri 55 bin dolar. Birbirinin arasında 10-12 kat milli gelir farkı olan iki yapıdan bahsediyoruz."

Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 12 bin dolar seviyesinde. Özgür Özel'e göre CHP iktidarı ve Avrupa Birliği üyeliği bu seviyeyi 5 katına çıkaracak. Yani Türkiye AB'ye girerse 10 yılda İsveç, İngiltere veya Almanya'nın bugünkü milli gelir seviyesine ulaşacak. CHP liderine göre, bu AB'ye üye olmak için tek başına bile yeterli bir vaat.

"‘Yöneticiler zengin olsun, saraylarda otursun, en pahalı limuzinlere binsin, uçan saraylarla uçsun’ diyenler Şangay İşbirliği Örgütü’ne doğru gidebilirler. Ama orada halk fakir. ‘Yöneticiler mütevazı ama halk zengin olsun’ diyenler Avrupa Birliği hedefinin peşinde yürüyebilirler. Orada tam 10 kat zengin halklar var."

Özgür Özel'in Avrupa Birliği'ne yaklaşımı 2000'lerin başındaki "Batı demokrasisi" rüzgarının yerinde tüccar Batıcılığın estiğini gösteriyor.

AKP'nin CHP'den beklentisi de AB'cilik

CHP, 45 bin dolarlık hedefinde sandığının aksine yalnız değil. AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, aynı gün Ekonomi Gazetesi'ne verdiği demeçte Özgür Özel'e şöyle seslendi.

"CHP’den, Sayın Özel’den beklentimiz şu. Kendisi Sosyalist Enternasyonal’in başkan yardımcısı olmuş. Orada Gümrük Birliğini gündeme getirmeli."

Erdoğan ve Özel'in görüşmelerine eşlik eden isimlerden biri olan Elitaş, ayrılıkları bir kenarı bırakıyor "Gümrük Birliği tek ses olmamız gereken bir nokta" diyor.

Bir hayalin sonu

On binlerce dolar ve ortak pazarın vaat edildiği Avrupa Birliği'nin yıldızlarıysa çoktan dökülmüş durumda. Birliğin bir ucundaki Hollanda'nın satın alma gücü diğer ucundaki Bulgaristan'ın iki katı.

AB kapısında kuyruk olan ülkelerde genel kanı, üyelik halinde hızlı bir kalkınma yaşanacağı yönünde. AB'nin son üyelerinden Hırvatistan, birliğin sorunlar için "mucize tedavi" olmadığının kanıtı. 2013 yılında bloğa katılan ülkenin dört milyonluk nüfusu bugüne kadar yüzde 10 eridi.

Avrupa Birliği'nin savaşlar karşısındaki tutumuysa "Doğu despot, Batı demokrat" tezini boşa düşüyor. AB, İsrail'in on binlerce sivili katlettiği Filistin'e yardımları askıya aldı. Birlik, dondurduğu Rus varlıklarının kârını Ukrayna’ya silah olarak aktarmakta da ısrarcı.

Sol, Batı'ya bakınca ne görüyor?

Hal böyleyken Özgür Özel'in dolara endeksli Avrupa Birliği vaadi, solun tarifini yeniden hatırlamayı zorunlu kılıyor. 

Mehmet Ali Güller, bugün Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşe yazısında sol ile Batıcılığın bir tutulmasındaki tezatlara işaret ediyor; solun Batı ile ilişkisini şöyle tarif ediyor:

"... solcular Batı’nın Aydınlanma kültürüne işaret ediyorlardır; örneğin Fransız Devrimi’nin eşitlik, özgürlük, kardeşlik şiarını savunuyorlardır, örneğin Marksizmi devrimci bir eylem kılavuzu görüyorlardır, örneğin Batı’nın Aydınlanmacı filozoflarının ve Batı’nın bilimsel katkılarının öneminin altını çiziyorlardır."

Görünüşe göre Mehmet Ali Güller'in soldan anladığıyla CHP yönetiminin anladığı bambaşka. Türkiye'den Batı'ya bakan  gözün biri Aydınlanmayı, diğeri dolarları seçiyor.