Dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, çok sayıda İBB yetkilisi ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu toplam 106 kişi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “yolsuzluk” ve “terör” suçlarından başlattığı iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alındı. 

Gözaltıların ardından dün İBB binasının bulunduğu Saraçhane'de kitlesel bir protesto gerçekleştirilirken, CHP bu akşam da 20.30'da Saraçhane önüne çağrıda bulundu.

Çağrıyla beraber Saraçhane'de toplanan yurttaşlar "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Tayyip istifa" ve "Hükümet istifa" sloganları attı.

Yavaş: Haksızlığa susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız

Saraçhane'de ilk konuşmayı, operasyonun ardından seyahatini yarıda keserek Türkiye'ye dönen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş gerçekleştirdi.

Konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gidip Toros Dağları’na bakınız; eğer orada bir tek yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez" sözleriyle başlayan Yavaş, "Bu sözü bu ülkenin evlatları olarak hiçbir zaman unutmadık. Hiçbir zaman umutsuz olmadık. Çünkü o çadırlarda duman hep tüttü ve tütmeye de devam ediyor. Binlerce Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşının; yaşlısının, gencinin, üniversite öğrencisinin, o yörük çadırına sahip çıkmasıyla tüten dumandır o" dedi.

Yavaş, "Demokrasiye, laik ve sosyal hukuk devletine sahip çıkmak için buradayız. Anayasamıza sahip çıkmak, onun uygulanmasını sağlamak için buradayız. Anayasada bulunan seçme ve seçilme hakkını herkesin kullanabilmesi için buradayız. Milli iradenin üzerinde hiçbir gücün olamayacağını haykırmak için buradayız. Ekrem İmamoğlu’nun hakkını savunmak, ona oy veren milyonların oyuna, iradesine sahip çıkmak için buradayız. İsmail Saymaz gazetecilik yapsın bizi haberdar etsin diye buradayız. Gencecik 'Mustafa Kemalin Askerleriyiz' diyen Atatürkçü teğmenlerin hakkı yenmesin, kahraman Türk ordusuna komutanlık yapsınlar diye buradayız" diye konuştu.

 "Bir kişiye yapılan haksızlık tüm ülkeye yapılmış sayılır. Bu nedenle haksızlığa susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız" diyen Yavaş, şöyle konuştu:

"Sabahın köründe seçilmiş bir iradeyi temsil eden yerel yöneticinin, Ekrem Başkanımızın gözaltına alınması güven hissini yerle bir ediyor. Bakın  Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ halen iddianamesi hazırlanmadan tutuklu olarak yatıyor. Buradan ona da selam olsun. Anayasa Mahkemesinin kararına rağmen seçilmiş bir milletvekili olan Can Atalay halen cezaevinde yatıyor. Bu iki örnek bile hukuk devletinden uzaklaştığımızın en büyük göstergesidir.

Hukuk önünde herkesin eşit olması gereken bir ülkede, kendi bakanlığı ile ticaret yapanlar hiçbir şekilde soruşturulmazken büyük yolsuzluklara bulaştığı iddia edilenlerin büyükelçi yapıldığını görüyoruz. Hukuksuzluklara karşı tüm muhalefetin yan yana gelmesi artık bir tercih değil, zorunluluk halini almıştır. Demokrasiyi savunmak, bu ülkede yaşayan herkesin ortak sorumluluğu haline gelmiştir. Bir yıldır televizyonlarda kim cumhurbaşkanı olacak tartışması yapılıyor ve yaptırılıyor. Oysa bizler koltuk kavgası içinde değiliz; tam tersine, bu ülkeyi adalet, liyakat ve hukukun üstünlüğü ile yeniden inşa etme mücadelesi veriyoruz. Ortak hedefimiz bir tane, yeni bir iktidar, hukuka bağlı bir iktidardır."

Yavaş, "Umutsuz olmayacağız. Çünkü umutsuzluk kaybetmektir. Hiç merak etmeyin, Ekrem Başkan da en kısa zamanda aramıza katılacak ve bu büyük Türk milleti olarak Türkiye’yi hak ettiği yere hep birlikte taşıyacağız. Demokrasiyi ve hukuk devletini çağdaş normlarda yeniden inşa edeceğiz. Buna inanın, Türk milleti bunu daha önce de yaptı. En umutsuz anımızda küllerimizden doğan anka kuşu gibi bu ülkeyi yoktan var etti. Yüreğimizdeki ülke sevdasının hiç bitirmediği umut ile Türkiyemize sahip çıkacağız. Onu onurlu, huzurlu ve mutlu insanların ülkesi haline tekrar döndüreceğiz" ifadelerini kullandı.

Mansur Yavaş, konuşmasını Nâzım Hikmet'in "Davet" şiiriyle tamamladı.

'Sokaklar bizimdir, meydanlar bizimdir'

Yavaş'ın ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Özgür Özel çıktı.

Özel, kitleye biber gazı sıkılması üzerine alandaki polislere "Bu meydanı provoke etmeyin. Buradan İstanbul Valisi'ne sesleniyorum, bir daha biber gazı olursa olacaklardan İstanbul Emniyeti sorumludur" diye seslendi. Özel, CHP İl Başkanı Özgür Çelik'in İstanbul Valisi Davut Gül'e ulaştığını, Gül'ün de bir daha alana gaz sıkılmaması yönünde polislere talimat verdiğini söylediğini aktardı.

-

Kent uzlaşısına yönelik sürdürülen “terör” soruşturması hakkında konuşan Özel, "İddia kent uzlaşısı yaparak, batıdaki Kürtleri, buradaki belediyelerde temsiliyet sağlamak. Buradan açıkça söylüyorum. Batıdaki Kürtler, buradaki Türkler, Lazlar, Çerkesler gibi, batıdaki Aleviler, Sünniler gibi tam ve eşit haklara sahiptir" dedi.

Kent uzlaşısının DEM Parti'nin seçimi kazanamayacağı yerlerde kente hizmet edeceğine inandıkları adaylarda birleşmek üzere aldıkları bir karar olduğunu, CHP'nin ise bunu İstanbul İttifakı olarak nitelendirdiğini söyleyen Özel, "Tayyip Bey, Türkiye İttifakı’nın da İstanbul İttifakı’nın da sahibi benim. Mesulü benim. Ne hesap soracaksan, benden soracaksın" dedi.

Özel, "Bugün İstanbul’da, yıllar önce İstanbul’un oyunu almış, desteğini almış, bu İstanbul’a hizmet etmiş ama artık seçim kazanamayacağını görmüş bir kişinin hezeyanlarıyla ve verdiği haksız, hukuksuz talimatlarıyla karşı karşıyayız. İstanbul’da yoksulunu aşevinde doyuran, düşük gelirliyi Kent Lokantaları’nda ağırlayan, yeni doğan bebeği, ‘hoş geldin bebek’ diye karşılayan, yoksul anneyi, ‘Anne Kart’ ile kucaklayan Ekrem Başkanımıza karşı hazımsızlar" dedi.

İmamoğlu'n kumpas kurulduğunu söyleyen Özel, "Ekrem Başkanın, ne yolsuzluğa bulaşır ne de terörle işi olur. Tayyip Erdoğan, sıkışınca FETÖ’cülere kendi genel kurmay başkanını, terörist ilan ettirmiş, yıllar sonra da ‘milli ordumuza kumpas kurdular’ demiş biridir. Ekrem İmamoğlu gibi vatanını, milletini seven, yoksulu kendi evladından ayrı görmeyen, şefkatli, çalışkan, namuslu bir evlattan ne hırsız çıkar, ne yolsuz çıkar ne terörist çıkar" dedi.

"Böyle devam ederse burada barış içinde demokratik bir zeminde tepkimize devam edeceğiz" diyen Özel, sözlerine şöyle devam etti: 

"Bundan sonra kimse Cumhuriyet Halk Partisi'nden salonlarda siyaset yapmasını beklemesin, bundan sonra sokaklardayız, meydanlardayız. Kırıp dökmeden, yakıp yıkmadan ama sinmeden sokaklar bizimdir, meydanlar bizimdir. Bana diyorlar ki 'Sokak çağrısı mı yapıyorsun?' Evet! Evet! Evet!

Evde aç oturmayacağız, işsiz, güvencesiz oturmayacağız. Sen bizim seçtiğimizi nezarethanelerde tutarken, biz evlerimizde oturmayacağız. Buradakiler ne senin gibi korkaklar, ne de zalimler. Kimseye kıyamazalar ama kendilerini de senin gibi bir zalimin insafına bırakmazlar."

Özel, "Tayyip Bey, diyorsun ki meydana mı çağırıyorsun. Tayyip Erdoğan, bu meydanı, bu sokakları ben doldurmadım. Sen doldurdun, sen!" diye konuştu.

Ekrem İmamoğlu 2 gündür gözaltında: Tepki gösterenlere gözaltı, medyaya uyarı