Özgür Özel, "siyasi darbe" olarak nitelendirdiği 19 Mart'ın maliyetini açıkladı, Bakan Mehmet Şimşek'e yüklendi. Kürsüden Devlet Bahçeli'ye de yanıt veren Özel "Sandıksız Türkiye istiyorlar! Ona mı destek oluyorsun yoksa demokrasinin yanında mı duruyorsun?" dedi.
Haber Merkezi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Meclis'te düzenlediği grup toplantısında başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının gözaltına alınıp tutuklanması, ekonomik kriz ve DEM Parti'nin "yeni süreç" ile ilgili görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Özel, İmamoğlu'nun üniversite diplomasının iptal edilmesi ve İBB'ye yönelik soruşturma kapsamında ilk gözaltıların yapıldığı 19 Mart sonrasında yaşananlar hakkında "O andan itibaren, 4 haftadır, 28 gündür, birazdan farklı farklı noktalarına temas edeceğim, olağanüstü bir süreci hep birlikte yaşıyoruz" dedi.
Futbolcuların taşıdığı 'normal doğum' pankartına tepki gösteren Özel, "Kadının nasıl doğuracağı, nasıl giyeceği, ne yiyeceği, ne içeceği hiçbirimize düşmez. Kadınların yerine konuşmaya son verin artık" diye konuştu.
Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenerek "Biz terörsüz Türkiye'ye destek oluruz. Ama soruyorum Sayın Bahçeli, sen sandıksız Türkiye istiyorlar. Ona destek mi oluyorsun yoksa gelip demokrasinin yanında mı duruyorsun?" dedi.
‘Erdoğan 19 Mart’tan sonra cuntanın başıdır’
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "Erdoğan 19 Mart'tan sonra cuntanın başıdır" diye Özel'in konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
"Aslında, Esenyurt Belediye Başkanımıza kayyum atanıp Beşiktaş Belediyemize haksız operasyonun olduğu gün, parti meclisimizi, il başkanlarımızı, grubumuzu İstanbul'da toplayıp, İstanbul İl Başkanlığının önünde, değerli basın mensuplarının, 'Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?' sonucuna, sorusuna 'Savaş ilanı olarak görüyorum' demiştim.
Buradan sonra artık bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğumuzu, darbelerin asker yaparsa askeri darbe, bugünkü gibi siviller yaparsa sivil darbe olduğunu biliyoruz. Her darbenin başında bir cunta vardır. Bu cuntanın karargahı Beştepe'dir, saraydır. Her darbenin elbette silahları vardır. Askerse tanktır, tüfektir. Bugünkü gibi sivil darbenin silahı yargıdır. O silahların mühimmatı vardır. Askeri darbede kurşundur, mermidir. Bugünkü yargı darbesinde mühimmat yalandır, iftiradır. Yalanla iftirayla yürüyen, birisinin talimatıyla, yargı eliyle yürüyen 19 Mart sivil darbesi aynen 15 Temmuz darbe girişimi ya da 12 Eylül darbesi, 12 Mart darbesi, geçmişte 1960 darbesi gibi milletin gönlünden asla ve asla bir destek görmemiştir. Tarih önünde de diğer darbeler gibi mahkum ve mağlup olacaktır.
Vallahi her darbenin başında bir cunta vardır. O cuntanın da bir başkanı vardır. Son genel seçimlerde aldığı oylarla, YSK'nın onayıyla, verilen mazbatayla gelip mecliste ettiği yeminle, içtiği antla cumhurbaşkanı ünvanını alan Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mart'tan sonra cunta başkanı ünvanını almıştır. Cuntanın başıdır.
İmamoğlu’nun diplomasının iptali
Diploma iptalinin altında imzası olanları tek tek irdeliyoruz. Bakın, bir tanesini kazıyınca konservatuvar hocası. Kazıyorsun, Sakarya Belediyesi'nde Kültür Daire Başkanı. Kazıyorsun, TÜGVA, TÜGVA eğitmeni. Kazıyorsun, kendi diplomalarında şaibeler var, tartışmalar var. Bakıyorsun, diploma iptaline, İşletme Fakültesi'ne imza attırmayanlar TÜGVAcı'yı İstanbul Üniversitesi'nin yönetimine atamışlar. O TÜGVAcı diploma iptaline imza atmış. Şimdi usulen de esasen de hukuksuz bu süreç Ekrem Başkan'la beraber kendi fakültesinden, İstanbul Üniversitesi'nden 28 kişinin de diplomasının iptaline sebebiyet verdi. Bunlardan bir tanesi Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı.
Sorbonne Üniversitesi'nden doktoralı bir profesörün diplomasını da iptal edip 'Bugünden kelli sen artık lise mezunusun' dediler. Bir hukuk devleti düşünün ki, bunların gözü dönmüşlüğünü dönüp de sürdürmeye kalksa birileri, o hocanın dersine girdiği ve onun üzerinden diploma alan binlerce, on binlerce öğrencinin diplomasını sakatlıyorlar.
‘Yüz binlerce billboarda kayyım atadılar’
Daha soruşturmanın başındayız, kovuşturmanın başındayız. Suçlu ilan edilmiş değil kimse, kimsenin suçu ispat edilmiş değil ama yandaş kayyumlar eliyle o şirketlere ne hal olacak? Belediyelere, ikisine kayyım atadılar. Diğerlerine atamadılar ama yüz binlerce billboarda kayyım atadılar. Yani kendi rejimlerinin reklamını yapmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kiraya verdiği, üzerinde reklamlar yayınlanacak olan, oradan kent lokantasına çorba olacak olan, oradan anne kartı olacak olan, çocuğa süt desteği olacak olan kaynaklara el koymaya, onları kendi lehlerine kullanmaya çalışıyorlar.”
‘Genel tüketim boykotu' açıklaması
Özel, "Biz genel tüketim boykotu yapmıyoruz. medyayı ve onun yan şirketlerini cezalandırıyoruz" dedi ve devam etti:
“Sesimizi duymayanları, bizi görmeyenleri boykot kararı aldık. Boykotyap.org sitesinden takip edilebiliyor. Dünyanın en büyük yalanını attılar boykot tutmadı diye. Biz genel tüketim boykotu yapmıyoruz. Bugünlerde takip ediyoruz. Önümüzdeki mitinge kadar ne kadar aşama katedildiğini takip edeceğiz. O sitede ne görüyorsanız o boykota sonuna kadar sarılmanızı istiyorum.
Erdoğan’ın DEM Parti’yle görüşmesi
Elbette sadece heyetler ve bakanlıklar üzerinden gitmemeliler. Biz yasal düzenleme, kanun, Meclis dediğimizde 'teröristsiniz' deniliyor. Artık yavaş yavaş yasal düzenlemleri konuşmaya başladıklarını görüyoruz. Bu iktidarın demokrasiden kardeşlikten haktan hukuktan alacak bir nasibin olmadığını biliyoruz. CHP geçmişte nerede duruyorsa, aynı yerde durmaktadır. Artık kan akmayacağı, Türkiye'nin yarınlarına katkı sağlayacak her türlü barışın yanında oluruz.
Ancak, ancak 'Batıdaki Kürtler belediye meclislerine alınarak terör örgütüne destek sağladı İmamoğlu' diyenlerin, düne kadar birbirine ip atanların ya da düne kadar sadece 'DEM Parti'yle diğerleri gibi siyasi parti olarak ilişki kurduk' diye bize terörist yaftası yapıştırmaya çalışanların, sadece milletimiz ikiyüzlülüğünü görsün, Cumhuriyet Halk Partisi'nin de tarihsel tutarlılığını görsün. Bunun dışında Cumhuriyet Halk Partisi'nde hiç ama hiç başka bir şey kimse aramasın.
Biz terörsüz Türkiye'ye destek oluruz. Ama soruyorum Sayın Bahçeli, sen sandıksız Türkiye istiyorlar. Ona destek mi oluyorsun yoksa gelip demokrasinin yanında mı duruyorsun? Bunu bir bana söyle, bir görelim bakalım.”