İstanbul Büyükşehir Belediye yarışı, son seçimlerde alışılagelene kıyasla tuhaf geçiyor. Öne çıkan iki aday, CHP’den Ekrem İmamoğlu ve AKP’den Murat Kurum arasındaki “mücadele”, Türkiye’ye ve İstanbul’a dair nasıl bir siyaset yürütüleceğine dair tartışmalardan ziyade, kim daha çok gaf yapacak, kim daha çok espri yapacak müsabakası görüntüsü veriyor. İki adayın birbirlerinden siyasi farkları epey silikleşmiş durumda.
Farkı açıkça görünen adaylardan biri, Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) adayı Orhan Gökdemir.
Aynı zamanda soL yazarı olan Gökdemir, 17 Mart sabahı İstanbul’da aydın ve sanatçılarla buluştu. Gökdemir’e TKP İstanbul İl Başkanı Senem Doruk ve tiyatro sanatçıları Orhan Aydın, Metin Coşkun ve İlyas Salman’ın eşlik ettiği toplantıya çok sayıda sanatçı ve akademisyen katıldı.
‘İddialıyım, anketler nedeniyle değil, duruşumuz nedeniyle’
Gökdemir, konuşmasına, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine adayım ve iddialıyım” diye başladı.
“Anketler nedeniyle değil, duruşumuz, tarihsel konumumuz nedeniyle çok iddialıyız.”
Gökdemir, bugün konuşulan belediye dahil tüm kavramların son üç yüz yılda icat edilen kavramlar olduğunu belirterek, “Belediye, kent yönetimi, Paris Komünü’nde işçiler kente el koyduklarında ortaya çıktı. Tarihsel olarak belediye ve komün, bize ait” dedi.
‘İlk ilkemiz kamuculuk’
Gökdemir, “İlk ilkemiz kamuculuk” dedi ve Paris Komünü’nde de işçilerin ilk yaptıklarının bu olduğunu hatırlattı, “el koydular”.
“Ama şimdi, devrimlerle el koyduklarımızı özelleştiriyorlar uzun yıllardır. Biz Sultanların mülküne el koyduk, vatan yaptık. Şimdi bunları yağmalıyorlar. Şu an İstanbul’u yönetenler bir kamu görevi yerine getirmiyor, bir şirket yönetiyorlar. Bildikleri tek şey yağma. Herkes CEO.”
Ekrem İmamoğlu, Turgut Altınok ve Murat Kurum’un mal varlıklarını açıklamalarını hatırlatan Gökdemir, “Akıl almaz servetler, açıkladıkları. Politikadan kazandılar bu malları. Yağmanın sonucu bu” dedi.
‘Projemiz açık: El koyacağız, yıkacağız, yeniden kuracağız’
Kendisine sık sık “Projeleriniz nedir” diye sorulduğunu belirten Gökdemir, “Alışmışlar tabii projelere. Ben, ‘El koyacağız ve yıkacağız’ diyorum. Bundan büyük proje olmaz. Böyle de şehir olmaz. İstanbul’u İstanbullular için bir kent haline getirmek için önce el koyup yıkmamız lazım.”
‘İsraf diye bir şey olmaz, onun adı hırsızlık’
Diğer adayların sık sık “israfı önleyecekleri” yönünde açıklamalar yapmasına atıfta bulunan Gökdemir, “Belediyecilikte israf diye bir şey olmaz. Dini kavramlar kullanıp üstünü örtmesinler. Onun adı hırsızlıktır” dedi.
“Bizim verdiğimiz vergilerle, bizim cebimizden çıkan paralarla lüks arabalar alıp AKP ilçe başkanının altına çekmenin adı israf olabilir mi? Hırsızlık bunun adı. Suç bu.”
‘Ya ekmek üreteceğiz, ya ekmek arayanların yolunu açacağız’
İstanbul’un merkezi ilçelerinde haftasonları çok sayıda göçmen olmasından rahatsız olduğunu belirten bir katılımcı, göçmen meselesini nasıl çözeceklerini sordu.
TKP adayı, “Avrupalılar bizdeki işbirlikçilerine para veriyor, rüşvet veriyor, ‘tutun onları’ diyor. Sınıra duvar örmüşler. O insanlar bize gelmek değil, buradan gitmek istiyor. Zorla burada tutuluyorlar. Akdeniz’e bakın, mezarlık halinde. Nedense hep yoksulların tekneleri batıyor” dedi.
Bu kadar büyük bir nüfus kontrolsüz şekilde yerleşik nüfusun arasına konulduğunda tepki doğacağını çok iyi anladığını belirten Gökdemir, “Bütün sınırları açalım” dedi.
“Ya ekmek üreteceğiz, ekmek bulacağız insanlara, ya da insanların ekmek aramalarına izin vereceğiz. Çözüm gelenlere öfkelenmek değil. Suriyelilere niye kızıyoruz? Suriye’yi İhvancılar ateşe verirken engelleyebildik mi? İhvancıların İslamcı kardeşleri Türkiye’de iktidarda. Engelleyemedik. Onlara nasıl kızacağız?”
