'Onlar tam bağımsız Türkiye mücadelesinin sembolleriydi'

Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Denizlerin idamının 49. yılı için yaptığı açıklamada, 'Onlar hala sosyalizm mücadelesinde yaşıyorlar' dedi.

Haber Merkezi

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamının 49. yılı dolayısıyla bir açıklama yayınladı.

"Onlar tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye mücadelesinin sembolleriydi, önderleriydi" diyen Akdeniz, "Ve sehpada söyledikleri son sözlerinde olduğu gibi; 'Yaşasın işçiler ve köylüler' dediler, 'Yaşasın Türk ve Kürt halkının kardeşliği' dediler, 'Kahrolsun emperyalizm' dediler. Onlar hala bağımsızlık, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde, sosyalizm mücadelelisinde yaşıyorlar. Onları idam edenler, onlar hakkında kalem kıranlar bugün hatırlanmıyorlar bile. Ama Denizler bugün yüzbinlerce, milyonlarca çocuğun isimlerinde yaşıyor, yaşıyor olacaklar" ifadesini kullandı.

'Ülkemizi yeni Osmanlıcı hayallerle savaş bataklığına sürüklemeye devam ediyorlar'

Türkiye'nin bugün de emperyalist işgal ve kuşatma altında olduğunu dile getiren Akdeniz, "AKP iktidarının dış politikası ülkeyi emperyalizme daha çok bağımlı hale getirdi. Bir gün Rusya’nın yanında, bir gün Çin’in yanında, bir gün Avrasya bloku yanında olmakla anti emperyalist olunmaz. Bir diğer gün ABD’nin yanında, AB’nin yanında, NATO’nun yanında olmakla anti emperyalist olunmaz. Bağımsızlık söylemleri, anti emperyalist söylemleri bütünüyle sahtedir, yalandır AKP’nin. Çünkü Karadeniz örneğinde olduğu gibi ülkemizi yeni Osmanlıcı hayallerle savaş bataklığına sürüklemeye devam ediyorlar" dedi.

"Anti emperyalist olmak Karadeniz de savaş bataklığına, Suriye de savaş bataklığına karşı çıkmaktır. Komşu ülkelerle barış içerisinde yaşamaktır" diyen Akdeniz, sözlerine şöyle devam etti:

"Anti emperyalist olmak demek İncirlik üssü kapatılsın mı kapatılmasın mı diye sahte tartışmalar yürütmek demek değildir. İncirlik üssünü kapatmaktır. Amerikan ordularını, Amerikan uçaklarını, gemilerini, mühimmatını olduğu gibi defetmektir.

Anti emperyalist olmak, NATO’dan dünyanın en büyük savaş örgütü olan NATO’dan çıkmaktır. Türkiye’nin NATO’dan çekilmesidir.  Bunlar olmadığı taktirde anti emperyalist söylemler laf-ı güzaf olmaktan öte anlam ifade etmez.

Anti emperyalist olmak değerli halkımız, Kanal İstanbul’un yağmasına karşı çıkmaktır. Ülkemizin yer altı ve yer üstü zenginliklerinin emperyalist şirketler tarafından, onlarla iş birliği halinde hareket eden şirketler tarafından talanına karşı çıkmak demektir.

Anti emperyalist olmak demek, İkizdere’de köylülerin yaptığı gibi talancı şirketlere karşı durmak, ülkemizin, memleketimizin doğasını, suyunu, derelerini, ormanlarını savunmak demektir.

Anti emperyalist olmak, Denizlerin yolundan gitmek, bugün Boğaziçi Üniversitesinde olduğu gibi bilime sahip çıkmak, insanlığa sahip çıkmak, özerk, demokratik üniversite mücadelesine sahip çıkmaktır. İşçilerin, köylülerin, halkımızın sömürüsüne karşı çıkmak demektir.

Biz bu duygularla, bu düşüncelerle Denizlerin bıraktığı bayrağı dalgalandırmaya devam edeceğiz ve bütün Türkiye halkı birleşerek tek adam yönetiminden kurtulduğunda bu emperyalist bağımlılık ilişkileri son bulduğunda, işte o zaman anılarını yüceltmiş olacağız."