Katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın cenazeleri 3 haftayı aşkın süredir ailelere teslim edilmedi. Memlekete getirilmesi engellenen cenazeler Rojava'da defnedilecek.
Haber Merkezi
Suriye’de haber takibi yaparken SİHA saldırısında katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın cenazelerinin ülkeye getirilmesi AKP-MHP iktidarınca engellendi.
İki gazetecinin cenazesinin Rojava’da toprağa verileceği öğrenildi.
Suriye’nin kuzeyi ve doğusunda haber takibi yapan gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, içinde bulundukları araca 19 Aralık 2024’te düzenlenen SİHA saldırısında katledilmişti.
Gazetecilerin aileleri o günden beri cenazeleri almak için girişimlerde bulunuyor. Tüm girişimlere karşın cenazelerin getirilmesine izin verilmedi.
Mezopotamya Ajansı önce Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerinin Kamışlı’dan Mardin’in Nusaybin ilçesine getirilerek ailelere teslim edileceğinin belirtildiğini ancak Kamışlı sınırına giden ailelere cenazelerin verilmediğini aktardı.
Ardından cenazelerin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Suriye arasındaki Semalka Sınır Kapısı’ndan aileleri tarafından alınarak Şırnak’ın Silopi ilçesindeki Habur Sınır Kapısı’ndan memleketlerine götürüleceği belirtildi.
Daştan ve Bilgin’in ailesinin de aralarında bulunduğu bir heyet 6 Ocak’ta Habur Sınır Kapısı’ndan IKBY’ye geçmek istedi. Heyetin geçişine "sistem yok" denilerek izin verilmemesi üzerine nöbet eylemi başlatıldı. 2 gün süren nöbet eylemine karşın heyetin geçişine izin çıkmadı.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'ne işaret etti: 'Kutlama yok, cenazeleri almak için uğraşıyoruz'
Heyet sınır kapısındaki bekleyişini önceki gün sona erdirdi, dün öğle saatlerinde Silopi’de DEM Parti ilçe binası önüne düzenlenen yürüyüşün ardından bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasında konuşan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Selman Çiçek “Yarın 10 Ocak çalışan Gazeteciler Günü. Biz bu günü kutlamak yerine bugün iki meslektaşımızı çalıştığı esnada üzerinde basın yazan aracın bombalanması sonucu şahadete ulaşan cenazesini almak için mücadele ediyoruz. Bu mücadelemiz karşısında düşman hukuku uygulanıyor” dedi.
DEM Parti Mardin milletvekili Kamuran Tarhan da sınır kapısında kendilerine “Sistem çöktü” denildiğini belirterek “Bize sistemimiz bozuldu, çöktü denildi. Ama aslında çöken şeyin onların vicdanı ve ahlakı olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı ailelerimizin mücadelesi sürecek. Cenazelere eziyet ediliyor” ifadelerini kullandı.
Tarhan bianet haber sitesine yaptığı açıklamada ise ailelerin kararıyla cenazelerin Kamışlı'da defnedileceğini söyledi.
Tarhan “Parti yetkililerimiz, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı ile çok defa görüştü. ‘Hiçbir sorun yok izin verilecek’ denildi fakat pratik böyle olmadı. Sebepsiz keyfi bir şekilde ailelerle birlikte üç gündür sınırda bekletiliyoruz. Ailelerde, cenazelere daha fazla eziyet edilmemesi adına böyle bir karar aldı. Cenazeler şu an Kamışlo’da morgda bekletiliyor orada defnedilecekler” ifadelerini kullandı.
Şişhane'de yapılan eylemde tutuklanan kadın gazetecilere sürgün: Nereye götürüldükleri belirsiz
Öte yandan gazetecilerin katledilmesini protesto etmek için 21 Aralık’ta İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Şişhane Meydanı’nda düzenlenen eyleme katılan, çoğu gazeteci 9 kişi tutuklanmıştı.
Tutuklu 3 kadın gazetecinin bulundukları koğuştan eşyalarını almalarına izin verilmeden çıkarıldıkları ve nereye götürüldükleri bilgisinin paylaşılmadığı belirtildi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nden yapılan açıklamada Şişhane Meydanı’ndaki eylemde gözaltına alınıp tutuklanan ve Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderilen kadın gazeteciler Gülistan Dursun, Etkin Haber Ajansı (ETHA) Muhabiri Pınar Gayıp ile Mücadele Birliği Gazetesi Muhabiri Serpil Ünal’ın sürgün edildiği belirtildi.
Derneğin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunan kadın gazeteciler, koğuştan revire götürülmek üzere koğuştan çıkarıldıktan sonra sürgün edildi.
Tutsak gazetecilerin eşyalarını almasına dahi izin vermeyen cezaevi idaresi, tutsakların nereye götürüldüklerinin bilgisini de paylaşmadığı öğrenildi. Koğuştaki diğer tutsakların telefon görüşünde ailelerine bilgi vermesi üzerine kadın gazetecilerin sürgün edildiği öğrenildi.”