soL TV'de Bakış Programı’nda Gökhan Kazbek'in sorularını yanıtlayan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan "CHP bir operasyon yapıyorsa, o operasyon da Türkiye toplumunu ve siyasetini daha da sağcılaştırmaksa bunu tartışmak zorundayız. Bunun kanıtları da ortada" dedi.
"Türkiye’de sağı kim şımarttı?", "Akşener’in yükselişinin nedeni ne?", "Sol sağdan özür dilemeli mi?" konularının masaya yatırıldığı programda Okuyan'ın yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:
('80 öncesindeki devlet yapılanması içinde sağın kadroları) Öncelikle sağ ve sol kavramlarına açıklık getirmek gerekiyor. Sol kavramı son dönemde çok belirsizleştirildi. Ama mevcut kurulu düzeni korumaya dönük ideolojiler toplamına sağ ideolojiler diyebiliriz.
- Sol ise tarihin tekerleklerini ileriye döndürmeye çalışan ideolojilerin toplamıdır. Bu açıdan baktığımız zaman Türkiye'de sağın Türkiye'deki toplumsal uyanışı ve toplumcu dönüşümleri engellemek misyonuyla hareket ettiğini söyleyebiliriz.
- İki temel kolu var: Milliyetçilik ve İslamcılık. Daha sonra bunlara eklemlenen liberal ideoloji. Bunların ortak noktası mevcut kurulu düzenin devam etmesi ve mevcut sistemi değiştirmek konusunda en iddialı bir proje olan komünizme karşı düşmanlık. Liberalizm de siyasal İslam da milliyetçilik de anti-komünisttir.
- Burada kurulu düzeni temsil eden bir başka örgütlenme var devlet. Sağcı mevcut sistemin üzerinde yükselen devlet örgütlenmesiyle sağcı siyasal hareketler arasında her zaman bir geçişkenlik olmuştur.
- Sol bu düzen için tehdit haline geldi özellikle 60'lardan itibaren. Ve son derece meşru bir hareket haline geldi. Bugün kimse 68'deki bağımsızlıkçı gençlik hareketini gayri meşru ilan edemiyor. Bu muazzam bir güçtür.
- 70'lerde de çok güçlü bir sol hareket vardı. O yüzden de sağ devletle içiçe solun önüne geçmeye çalıştılar. Devletin kural dışı hareket eden güçleri niye vardır? Çünkü kurallı güçleri yetmiyor. Solun önüne geçemediler ve 12 Eylül darbesi geldi.
- Şu anda solu sağ karşısında yenik ilan ettirmeye dönük bir operasyon var. Bu operasyonun da kritik aktörleri var Türkiye'de. Bunun sorgulanması gerekiyor. Çünkü öbür türlü bu toplum sol duyusunu yitirirse o zaman mutlak karanlığa doğru sürükleniriz.
- (CHP'nin İYİP'e 15 milletvekili vermesi, Kılıçdaroğlu'nun tercihleri) Ne zaman Türkiye'de bir sol yükseldi CHP'nin o zaman solcu hüviyeti kazanma ihtiyacı ortaya çıktı. CHP bu sefer sola oynamak yerine solu sağcılaştırmak gibi bir misyonla hareket ediyor. Ben başka bir partinin içişlerini tartışmam. Ama CHP bir operasyon yapıyorsa, o operasyon da Türkiye toplumunu ve siyasetini daha da sağcılaştırmaksa bunu tartışmak zorundayız. Bunun kanıtları da ortada. Adım adım şu fikre toplumu alıştırdılar. Nedir o? 'Türkiye'de sol kendi ilkelerini savunarak hiçbir başarı şansı elde edemez.' Ve özür dilediler. Helalleşme diye başladıkları bu, özür...
- CHP son dönemde sistematik bir biçimde solun değerlerini gözden çıkararak öz eleştiri yapıyor. Laikliği ayaklar altına aldılar.
- Geçmişten bugüne sağ hep suçludur. Sağ Amerikancıdır. Sağ NATO'cudur, laikliğin ayaklar altına alınmasıdır, bağnazlıktır. Sağın boynu aşağıdadır. Adım adım Türkiye'de sağcılık yeniden meşrulaştırıldı. Burada en büyük sorumluluk CHP'nindir.
- (Bütün bunların sebebi CHP'de tek adam yönetimi mi?) Ben bir TKP'li olarak CHP'nin iç işleyişini tartışmaya girmem. CHP'nin sağa kaymasını tartışmıyoruz şu anda. CHP Türkiye toplumunu ve Türkiye'nin siyasi eksenini sağa kaydırıyor. CHP sağa giderse gitsin o ayrı bir şey.
'Türkiye toplumu ve siyasetinin daha fazla sağcılaşması Yeni Erdoğan'lar demektir'
- Babacan ve Davutoğlu'nu, Karamollaoğlu'nu, Akşener'i meşrulaştırmayı Cumhuriyet Halk Partisi becermiştir. Bu şahısların ve temsil ettikleri değerlerin kendi başına bir meşruiyetleri yoktur Türkiye'de. Yoktu. Bunu siyasi uzlaştırma adına, toplumu AKP'den uzaklaştırma adına savunmaya başlarsanız şunu ihmal etmiş olursunuz: Türkiye toplumu ve Türkiye siyasetinin daha fazla sağcılaşması yeni Erdoğan'lar demektir. Erdoğan ve ekibini mumla aratacak gelişmelerin önünü açmak demektir.
- Babacan, Davutoğlu, Karamollaoğlu ve Akşener'in ve benzerlerinin Türkiye tarihinde sorgulanması gereken yerleri var. Türkiye gerçek bir çözüme, kurtuluşa gidecekse başına gelen felaketlerin nedenini öğrenmek zorunda. O felaketlerin kökünde sermaye egemenliği var. O sermaye egemenliğinin keskin kılıcı olan siyasi aktörler. Türkiye toplumunu elbirliğiyle, faili meçhullerle, Amerikancılıklarıyla, yobazlıklarıyla, piyasa ekonomisi fetişiyle çürüttüler. Bu gayri meşrudur ve devam ediyor. Şu anda Türkiye'de işini yapmaya çalışan sağlık çalışanı öldürülüyor, birilerinin keyfine göre şarkı söylemediği için müzisyen öldürülüyor. İşte Onur Şener. Bu çürümenin sorumlusu sağdır.
- CHP bile isteye gayri meşru hale gelen sağı tepemize çıkartıyor.
- İyi Parti önümüzdeki dönemin merkez partisidir. Ve CHP'den daha önemli hale gelmektedir.
- Bu düzenin sahibi olabilirler, bu devletin sahibi olabilirler, siyasi iktidarın sahibi olabilirler ama sağ bu memleketin ev sahibi değildir. Sol o kadar aciz ve köksüz değil bu topraklarda.
'Türkiye'nin on yıllarını heba edecek bir tuzak'
- Solun bu ülkede işlenen bir suçta payı yok ki. Sol adaletsizliğe, sömürüye, bağımlılığa itiraz etmiş. Hep acı çekmiş. Ve hiç iktidar olmamış. Neyin özrünü dileyecek Türkiye solu? Ama Türkiye solunu kimlikçi, eşitlik iddiasını terk edip soyut bir özgürlük kavramının peşine taktı bu liberal etkiler, CHP burada çok önemli bir rol oynadı. Bir anda Türkiye solu sanki bu toprakların üvey evladıymış gibi bir psikoloji içerisine girdi. Bunun tehlikesi şurada: Çok geniş bir kesim buna ikna olmaya başladı, yani 'Solculuk bu ülkede tutmaz, e yapacağız, sağ ile işbirliği yapmak gerekiyor'... Bu bir tuzak. Bu ülkenin belki de on yıllarını heba edecek bir tuzak. Bu meseledeki isyanımız hırgür istediğimiz için değil. Türkiye toplumu sağa mahkum olduğumuz fikrini kabullenirse Türkiye'nin geleceği ciddi bir biçimde geriye düşecektir.
- Siz eğer Türkiye'de darbe yapanları, siyasi cinayet işleyenleri, yobazları meşrulaştırırsanız bunun çok ağır sonuçları olur.
- AKP'ye karşı mücadele Türkiye sağını, Babacan'ı, Davutoğlu'nu meşrulaştırarak verilemez.
'Ya bu operasyonun parçasısınızdır ya da açıktan direnirsiniz'
- Türkiye'de siyasetin eksenini sağcılaştırmaya dönük kolektif, bütünlüklü bir operasyon yürüyor. Buna bilerek hizmet edenler var. Bir de bilmeyerek kabul edenler var. Ben CHP içerisinde laikliği, antiemperyalizmi, emeği savunan ve hâlâ CHP'de duranlara seslenmek istiyorum. Ya bu operasyonun parçasısınızdır ya da bu operasyona açıktan direnirsiniz. Orta yolu yok. Toplumun karşısına çıkacaksınız ve diyeceksiniz ki bu operasyon tehlikelidir ve bu topluma ihanettir.
- (Akşener'in açıklamaları) İYİ Parti bürokrasi ve sermaye kesimlerinden çok önemli kadroları açıktan veya örtülü kendi yanına çekiyor. Ülke yönetiminde ağırlık söz sahibi olacak parti gibi hareket etmeye çalışıyor. Buna ek olarak CHP tabanı Akşener'i kabullendi, beğeniyor hatta bazı açılardan tercih de ediyor. Bunun başarısı Akşener'e ait değil bence. CHP sol görünümlü bir düzen partisi. Ama o sol dünyanın içinde bir truva atı olmak yerine o sol dünyayı yok etmek ve ülkenin siyasetine sağın egemen olduğu hale getirmeye dönük bir çaba var. Akşener çok merkezi bir rol üstlenmiş oldu CHP'nin Türkiye siyasetini daha da sağcı hale getirmeye dönük operasyonunda. Sedat Bucak'la görüşmesi bir meydan okumadır.
- Türkiye toplumu Erdoğan figürüyle rehin alınmış durumda. Kimse sesini çıkaramıyor. Ama bunu ağır bedelleri olur. Erdoğan ile Akşener arasındaki, Davutoğlu ile Karamollaoğlu arasındaki kan bağı, bunların deşifre edilmesi gerekiyor. Aynı kökten çıkma siyasetçiler bunlar. Bu arada sol susmaya davet ediliyor. Bu olacak iş mi? Türkiye solu ağzını açtığında susturulmaya çalışılıyor ve meydan Davutoğlu'na, Babacan'a, Akşener'e ve benzerlerine bırakılıyor.
- CHP'nin içerisinde bu ülkenin aydınlık, eşitlikçi, bağımsızlıkçı bir ülke olmasını isteyen yurttaşlarımıza ben buradan sesleniyorum. Hiç değilse bu operasyona ortak olmasınlar. Bize gelip susun demesinler, Akşener'e gidip sus desinler. Türkiye sağı zaten sürekli konuşuyor, kaynaklar, bu düzen onların elinde zaten. Ama Türkiye solu ağzını ne için açıyor? Laiklik için, bağımsız, egemen, eşitlikçi bir ülke için açıyor, emekçi halkımız için konuşuyoruz. Ve diyorlar ki konuşmasanız olur mu? Bunu bize söylemesinler. Çünkü şu anda konuşmakta olanlar Türkiye'yi batağa sürükleyenler. Sürükleyecekler demiyorum, Türkiye'nin batağa sürüklenmesinde sorumluluk sahibi olanlar.
- Türkiye'nin bütün sorunlarının kaynağı sağdır. Toplumun huzurunu kaçıran da sağdır. Buna seyirci kalacak değiliz.
- (Kılıçdaroğlu'nun 'başörtüsünü yasal güvence altına alan kanun teklifi' açıklaması) İnsanların kılık kıyafetiyle uğraşmanın ne kadar anlamsız olduğunu biz yıllardır söylüyoruz. Ama türban tartışması kılık kıyafetle ilgili bir tartışma değildi. O tartışma sistematik bir şekilde Türkiye'de laikliği ayaklar altına alıcı hamlelerin yapılması için kullanıldı. Bizim itirazımız onadır. Şimdi deniliyor ki geçmişte insanlara zulmedildi, işte orduevlerine alınmadı başörtülüler. Bunlar konuşuluyor, bir tane CHP'li çıkıp da 'Yahu 12 Mart'ta sıkıyönetim döneminde subaylar sokakta ellerinde makasla dolaşıyordu, insanların sakalını ve bıyıklarını kesiyordu' diyebildi mi? Bundan niye hiç kimse söz etmiyor? Sanki Türkiye'de inanan insanlara sistematik bir baskı varmış gibi, böyle bir şey yoktu. 12 Mart'ın belki de en önemsiz zalimliklerinden birisiydi bu ama vardı. Bir kişi de bundan söz etmiyor. O solcu gençlerin saçları ve bıyıkları kesiliyordu.
'Türkiye'nin en küskün kesimi laik duyarlılığı olanlar'
- Sağ hiçbir zaman mağdur olamaz. Helalleşmeyi geçiniz. Sağ hep mağdur etti ve etmeye de devam ediyor. O yüzden solcuların geçmişe bakıp biz hata yaptık... Bizim hatamız başka bir şey: Biz bu düzeni değiştiremedik. Bizim kendi kendimize kızacağımız şey budur.
- Efendim 'biz geçmişte muhafazakar insanları küstürdük'... Alakası yok. Türkiye'nin şu anda en küskün kesimi laik duyarlılığı olan kesimi. Küsen onlar, hayata küstüler, umudu yitirdiler. Türkiye'nin en küskün insanları bugün yoksullukla boğuşanlar. Ülkelerinden, hayattan umudu kesmiş durumdalar. Sağ niye küssün? Sağ hep iktidarda, bütün nimetlerden onlar yararlanıyor, onlar zengin oluyor, onlar yolsuzluk yapıyor ve hep onlar aklanıyor. Buna müdahale etmek zorundayız. Efendim 'Erdoğan gidene kadar susalım'! Ondan sonra ne olacak?
- (Toplumun bir kesimi hala CHP'yi solu temsil ediyor gibi algılıyor. Toplum sol özür diliyor diye algılıyor.) CHP solu temsil etme iddiasından vazgeçmiyor. CHP'nin içerisinde solcu olduğunu söyleyen, bağımsızlıktan, laiklikten, eşitlikten yana insanlar var. CHP Türkiye toplumunu sağcılaştırmak için büyük bir çaba veriyor. Buna birilerinin itiraz etmesi lazım. Bu kapalı kapılar ardında itiraz edilecek bir şey değil.
- Geçmişte Kılıçdaroğlu'nu CHP'yi sağcılaştırmakla eleştirenler şimdi 'Aman Kılıçdaroğlu sen aday ol' deme noktasına geldiler. Belki de gerçekten bir sağcı Cumhurbaşkanı adayından korkuyorlar bilemem. Ama korkunun ecele faydası yok. Bu şekilde Türkiye'deki bu hızlı sağcılaşmayı ve Türkiye'nin daha beter bir karanlığa girmesini engelleyemezsiniz. Türkiye toplumundaki emekçi karakterde laik, bağımsızlıkçı duyarlılığı yeniden ayağa kaldırmak, onların kendilerine güvenlerini yeniden kazanmasını sağlamamız gerekiyor.
- Türkiye'nin Avrupa'ya göre avantajları var. Mesela Avrupa'da birçok ülkede halk NATO'cudur. Türkiye'de NATO'yu bu kadar meşrulaştıramadılar. Türkiye ABD ile müttefiktir ama Amerikan karşıtlığı yerleşiktir ve meşrudur. Piyasa ekonomisinin de Türkiye'de o kadar meşruluğu yoktur. CHP bu toplumsal kazanımları öğütüyor. Ve öğütürken de diyor ki 'saray rejimini yıkacağız'. Şu güçlü bir argüman: 'Erdoğan'ı alt etmek için bunları yapıyoruz'. Ama bu kadar basit mi? Erdoğan'ı alt etmek adı altında Türkiye'de çok ciddi bir operasyon yürütülüyor. Bu operasyonun 2023 seçimleriyle bir alakası yok. Daha uzun vadeli bir operasyon. Geçmişte Türkiye soluna bu tür bir operasyon Fethullah Gülen'in meşrulaştırılması için yapıldı.
- Geçmişten bugüne Türkiye solunun kendi değerlerinden vazgeçmesi için bir operasyon yürütülüyor.
- Sol niye etkisiz? Sol kendisi olamadığı için etkisiz.
- Bu coğrafyanın sol duyusunu ayakta tutmamız gerekiyor.
- Bu tehlikeyi bertaraf etmemiz gerekiyor. Türkiye'de solcuların kendi değerlerinden vazgeçmelerine neden olacak sicillerinde bir suç yok ki. Tam tersine biz insanlığı ve bu ülkeyi yüceltecek değerleri savunuyoruz.
- Vahdettin'i, padişahlığı, çürüyen bir Osmanlı İmparatorluğu'nu sorgulamanın suç olduğu bir ülkede sola 'sus' deniyor. Cumhuriyet Osmanlıyı karşısına alarak kuruldu 1923'te, bunu söyleyemeyecek miyiz?"
Programı buradan izleyebilirsiniz: