Okuyan: Bölge cayır cayır yanıyor emekçi sınıflar adına konuşan yok

“Kimlikler, etnik kökenler, mezhepler esas alındıkça insanlık dağılıyor” değerlendirmesini yapan Okuyan “Bölge cayır cayır yanıyor, kocaman bir aile olan emekçi sınıflar adına konuşan yok” dedi.

Haber Merkezi

27 Kasım’da Heyet Tahrir-uş Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı gruplar eliyle başlayan saldırılar 10 günde Şam hükümetinin devrilmesiyle sonuçlandı. 8 Aralık 2024’de Suriye’de Beşar Esad yönetimi devrildi.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Suriye ve bölgede “etnik” ve “dinsel” ayrımların “yeni bölümlere yol açan bir çılgınlığa doğru gittiği” değerlendirmesini yaptı. Okuyan, “Kimlikler, etnik kökenler, mezhepler esas alındıkça insanlık dağılıyor” dedi. 

Sosyal medya hesabı X'te yaptığı paylaşımda konuyu ele alan Okuyan, “Sınıfsal bakış da böler. Bir kez. Öbür sınıfı, sömürücüleri karşıya alır ve gerisini birleştirir. Bölge cayır cayır yanıyor ve aslında kocaman bir aile olan emekçi sınıflar adına konuşan yok” ifadelerini kullandı.

Okuyan’ın açıklamasının tamamı şöyle:

“Suriye ve giderek çok geniş bir bölge “etnik” ayrımlarla “dinsel” ayrımların birbiriyle yarışırcasına yeni bölünmelere yol açtığı bir çılgınlığa doğru gidiyor.

Araplar, Kürtler, Türkmenler, Ermeniler, Dürziler ve diğerleri herkesin başının çaresine baktığı bir kaosta yalnızlaşıyor.

Araplar Sünniydi, Şiiydi (ve Aleviydi), Hıristiyandı. Onlar da bölündü. Ve tekrar tekrar bölünüyorlar. Birleşemeyince sonsuz bölünme sarmalına giriliyor. 

Bir haftadır “Alevisiz Türkiye” hezeyanına tanık oluyoruz. Kendisini bir başkasını dışlayarak, hatta yok ederek var edebilen bir zihniyet bir kez daha dalga dalga yayılıyor. 

'Kimlikler, etnik kökenler, mezhepler esas alındıkça insanlık dağılıyor'

İran’da Suriye’deki Şiiler için “onlar zaten Nusayri” denmeye başlandı, böylece suçlu bulunmuş oldu Suriye’de yaşananlara! Aynı İran’ın Şii Azerileri, Azerbaycan’ın Şii Azerilerini dinsiz buluyor, “Kürtlük karışmış” diyerek beğenmiyor. Anlayacağınız yetmiyor mevcut farklılıklar, sürekli yeni yeni ayrışmalara ihtiyaç duyuluyor.

Kimlikler, etnik kökenler, mezhepler esas alındıkça insanlık dağılıyor.

Emperyalizm ise “din farkı bilmiyor, dil farkı bilmiyor, sanki doğmuş bir anadan”!

Sınıfsal bakış da böler. Bir kez. Öbür sınıfı, sömürücüleri karşıya alır ve gerisini birleştirir. Bölge cayır cayır yanıyor ve aslında kocaman bir aile olan emekçi sınıflar adına konuşan yok.”