Numan Kurtulmuş laf cambazlığı peşinde: Can Atalay'ın 'gelmeyen dilekçesi' nerede?

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a göre “AYM’nin onlara yazdığı bir metin yok”. Yasal olarak konunun tüketildiğini savunan Kurtulmuş, AYM'nin kararından bihaber.

irem yıldırım

Can Atalay konusunda bu sefer sahnede olan isim TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş.

Vekilliğin düşürülmesi oturumunda dahi olmayan Kurtulmuş’a göre “AYM’nin onlara yazdığı bir metin yok”muş.

Resmi Gazete’de yayımlanan kararı uygulamayan Meclis’in başkanı, bir yandaş gazeteye verdiği mülakatta şunları söylüyor:

“Gelmeyen dilekçe hakkında niye kanaatimi belirteyim? Geldi, konuşuldu ve yasal olarak da tüketilmiş bir konu var. Aynı konuda olağanüstü toplantı talep edilemez.”

Yargı sürecinde ne yaşandı?

Adım adım ne olduğunu hatırlayalım.

Can Atalay, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri’nde TİP’in Hatay Milletvekili seçildi.

Atalay’ın Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvurusu reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.

AYM 25 Ekim 2022’de görüşerek “hak ihlali” kararı verdi ve kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

13. Ağır Ceza Mahkemesi ise dosyayı 30 Ekim 2023‘te Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. 3. Ceza Dairesi, “Milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır” dedi. 

Kaos böylece daha da büyüdü.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi ve AYM arasında gerginlik sürerken Daire, AYM’nin “hak ihlali” kararına uyulmamasına hükmetti.

Atalay’ın avukatları yine AYM’ye başvurdu. 21 Aralık 2023’te bir daha görüşen AYM Genel Kurulu, ikinci kez “hak ihlali” kararı verdi.

Kısa karar yine 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İlk derece mahkeme ise gerekçeli kararı bekleyeceğini söyledi. AYM’nin gerekçeli kararı ise 27 Aralık 2023 Çarşamba gecesi Resmi Gazete’de yayımlandı.

13. Ağır Ceza Mahkemesi yine AYM kararını uygulamayıp dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 3 Ocak 2024’te bir kez daha AYM’nin Atalay hakkında verdiği “hak ihlali” kararının hukuki değeri olmadığına ve karara uyulmamasına hükmetti.

Tüm bu yaşananların sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Can Atalay’ın milletvekilliği 30 Ocak 2024’te düşürüldü.

Vekilliğin düşürülmesine gelen itirazlar sonucu AYM’den bir tespit daha geldi. 

Bu tespitle aslında AYM "İhlal kararı açık, TBMM dahil herkes uymalı" diyerek başkaca bir karar vermesine gerek olmadığına işaret etti.

AYM, gerekçesinde kararın Meclis'te okunmasının fiili bir durum oluşturduğunu, bunun ise Anayasa kapsamındaki bir yasama faaliyeti olmadığını vurguladı ve "AYM'ye başvurunun konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığını" ilan etti.

Kurtulmuş ne diyor?

Tüm bunları bilen Kurtulmuş laf cambazlığıyla konuyu başka bir yere çekme çabasında.

Kurtulmuş, “Biz AYM’nin hangi kararını okutacağız? Bana birisi bir yol söylesin; TBMM Başkanı yazı yazmış ve falanca mahkemenin vermiş olduğu kararı ortadan kaldırsın. Böyle bir şey yok” diyor.

AYM eski raportörü ve soL yazarı Ali Rıza Aydın, “Meclis Başkanı zaten ‘hangi kararı’ diyerek bir nevi kendisi durumu açıklayıcı bir gönderme yapıyor” görüşünde.

Aydın şöyle özetliyor:

“AYM’nin Meclis’i muhatap aldığı ve gereğinin yapılması için Meclis’e gönderdiği bir hak ihlali kararı var. Bu, Yargıtay’ın direnmesi ve bu zat-ı muhteremlerin ‘Yargıtay kararını AYM denetleyemez’ gibi başka bir polemiğe girmeleri nedeniyle okunmayan karar.

Başkana şunu anımsatalım, AYM’nin Meclis’e gönderdiği bir karar var, 3 numaralı karar. 3 numaralı kararda seçilme hakkının iadesi için muhatap olarak gösteriliyor. 

Kurtulmuş işin içinden çıkamıyorsa hukukçularına okutsun, hak ihlali kararında hüküm bölümünde Meclis de var. Bu Meclis’e gönderildi. Ama Meclis bunun gereğini yerine getirmeden, kesin hüküm ifade etmeyen bir metni okudu. Kurtulmuş bu sebeple laf cambazlığıyla işin içinden çıkamaz.”

Resmi Gazete’de yayımlanan bir karar, bir yere ayrıca tebliğ edilmeksizin o kararla ilgili taraflar için zaten bağlayıcı.

Öyle ki hak ihlali kararında, “Kararın bir örneğinin bilgi için ve ilgileri nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na da gönderilmesi gerekir” ifadeleri yer alıyor. 

Hatta yok hükmünde olduğu için karar verilmesine yer olmadığına karar verilen son kararda da bu duruma gönderme yapılıyor. 

Özetle "Benim hak ihlali kararım karşısında Meclis’te okunan bir kesin hüküm kararı kalmamıştır" diyor.

Aydın, Kurtulmuş’un kelime oyunu yaptığı görüşünde: “Böyle bir kararın zaten Meclis’e tebliğine gerek yok. Resmi Gazete’de yayımlandığı o gün, Anayasa gereği zaten ilgilileri bağlar.”

Kurtulmuş’a göre AYM “‘Milletvekilliği düşürülmüş olanlar hakkında ben zaten karar veremem.’ Yani AYM’nin yetkisi alanında değildir” demiş. Hatta Meclis Başkanı'na göre AYM, “Yani ‘Parlamentoda kesinleşmiş bir kararı okunarak düşürülenin hakkında hak ihlali davasına bakamam.’ Bununla ilgili ‘Yürütmeyi durdurma istemine de yer yoktur’ diyor” bile demiş. 

Oysa AYM, “kesinleşmemiş bir kararın okunarak milletvekilliğinin düşürülmesi hukuken olanaksız” diyor. 

Tam anlaşılabilmesi için AYM’nin asıl ne demek istediğiyle ilgili Ali Rıza Aydın'ın soL'da kaleme aldığı “Can Atalay hakkında AYM'den açık uyarı” başlıklı, alttan ulaşılabilecek yazı özetle şöyle diyordu:

“Şimdi yapılması gereken, Can Atalay’ın hukuken var olmayan oluşumla elinden alınan ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma’ hakkının, ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ hakkının verilmesidir.”