'Netanyahu için bataklık oldu, Filistin'in dört parçası birleşti'

Burası Ankara'da bu hafta gazeteci Hasan Sivri ve Ali Örnek'in katılımıyla Filistin direnişinin geldiği nokta uluslararası boyutlarıyla ele alınıyor.

Haber Merkezi

Burası Ankara'da bu hafta gazeteci Hasan Sivri ve Ali Örnek'in katılımıyla Filistin direnişinin geldiği nokta, İsrail'e düşen roketlerin yansımaları ve direnişin geleceği meselenin uluslararası boyutlarıyla ele alındı.

Son günlerde yaşanlarla ilgili Hasan Sivri ve Ali Örnek şunların altını çizdiler:

'Kimse beklemiyordu'

Hasan Sivri: Kudüs’ün doğusunda Şeyh Cerrah diye bir mahalle var. Burada 28 Filistinli ailenin evlerinin elinden alınması politikası vardı. Bu israil’in 70 yıllık işgal politikasından geliyor, şu an İsrail olarak tanımlanan toprakların çoğu Arap topraklarıydı.

Geçen hafta yaşananlar da bundan bağımsız değil. Yeni bir şey değil. Fakat Şeyh Cerrah ve Mescid’i Aksa’da toplanan Filistinlilere İsrail’in şiddetli saldırıları bardağı taşıran damla oldu. Hiç kimse, İsrail dahil, bu sonucu beklemiyordu.

Ne oldu; Gazze’deki gruplar, yani Kudüs’ten uzakta, kıyıda yer alan Gazze Kudüs’te olan bitene, Şeyh Cerrah’taki iskan politikasına, İsrail saldırılarına cevap vereceğini söyleyerek İsrail’e mühlet verdi ve geri adım atmasını istedi. İsrail tabii ki geri adım atmadı. Tabii bu yaşananların İsrail’in iç politikasıyla da alakası var. Çünkü son 2 yılda 4 seçim yapıldı ve bir hükümet krizi var, Netanyahu da kan kaybediyor.

Uzun yıllardır Kudüs’ü birleştirmek ya da birleşik Kudüs gibi bir politikası var İsrail’in. Bununla ilgili Netanyahu’nun böyle bir adımı geldi, 5. erken seçim konuşulurken. Fakat bu bir bataklığa dönüştü Netanyahu için. Şimdi iç savaş söylemini artırdı.

Netanyahu buna iç savaş dese de biz Filistin’in 48 bölgeleri olarak bilinen İsrail işgali altındaki Filistinlilerin aslında bu işgali kabul etmediklerini ve Gazze’de, Kudüs’te yaşananlardan bağımsız durmadıklarını, Filistinli kimliklerini koruduklarını ve bunun dışa vurumu olarak sokağa indiklerini, haklarını talep ettiklerini görüyoruz.

Bu İsrail tarafından iç savaş olarak tanımlanıyor, çünkü İsrail’de yaşayan Filistinlileri kendi vatandaşları araplar olarak görüyor İsrail. Dolayısıyla Arap-Yahudi arasındaki iç savaş olarak tanımlıyor.

Birçok noktada kontrolden çıkan bir durum sözkonusu. Daha önce yaşananlarda araya uluslarası ve bölgesel güçler giriyor, Hamas üzerinde baskı kuruluyor ve kısa sürede ateşkes sağlanıyordu. Bugün İsrail’in de beklemediği bir durum söz konusu. İsrail ne kadar sert davransa da Gazze’nin kısa süre içinde Telaviv’e yüzlerce füze atabildiğini gördük.

Dört parça birleşti

Ali Örnek: İsrail’in uzun süredir yürürlüğe kurduğu bir plan vardı. O da Filistinlileri dört parçada izole ederek, birbirlerinden de izole ederek Filistin sorununu nihai olarak kendileri lehine çözmekti. Kimdi onlar: Birincisi Gazze’de yaşayanlar, Batı Şeria’da yaşayanlar, 1948 Arapları denilen İsrail sınırları içinde kalanlar, son olarak Ürdün, Lübnan, Suriye’de yaşayan mülteci Filistinliler. İsrail bunları hep ayrı tuttu. Baktığınızda tarihe hiçbir zaman dördüyle de aynı anda savaşmadı. Hep ayrıştırmaya özen gösterdi. Burada en çok panikleten şey bu dört parçadaki filistinlilerin bir gündem üzerinden biraraya gelmeleri. 1948 Arapları denilen İsrail içindeki filistinlerin eylemleri, genel grev çağrıları oldu. Bu İsrail için çok ciddi bir endişe kaynağı. Dolayısıyla Netanyahu’nun iç savaş sözleri bir tür üstükapalı tehdit. İsrail içindekileri “sizi buradan süreriz” demenin bir yolu.

Programın tamamını izlemek için tıklayınız:

Burası Ankara: "Demir Kubbe"yi delen Filistin Direnişi...