'Nazif Bey kendisini boğazdaki havuzlu villasına kapatabiliyor', peki işçiler?

'Son birkaç gündür kendimi eve kapattım. Bunu yapmak benim için bir vatandaşlık görevi. Ülkesini seven herkes bunu yapmalı. Bu süreçte herkes kendisinin doktoru olacak ve devletine yardım edecek. Beslenme, spor ve uykuya çok dikkat ediyorum' diyen Nazif Zorlu'ya, işbaşına çağırdığı işçiden yanıt var.

Haber Merkezi

Zorlu Grubu, biri taşeron olmak üzere 7 işçinin Covid-19 testinin pozitif çıktığını duyurmuş, 30 Mart-6 Nisan haftası Zorluteks ve Vestel fabrikaları çalışmayı durdurmuştu. Ancak kısa süreli aranın ardından Zorlu, 6-13 Nisan haftası için düşük kapasite ile üretime devam kararı aldı.

Bu kararın ardından grubun sahibi olan Nazif Zorlu’nun bundan kısa süre önce AKP’ye yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesine yaptığı açıklama bir kez daha gündeme geldi.

İlgili röportajda işlerini evden yürüttüğünü söyleyen Zorlu, Bakanlığın önerilerini ciddiye aldığını belirterek şöyle konuşmuştu:

Son birkaç gündür de kendimi eve kapattım. Bunu yapmak benim için bir vatandaşlık görevi. Ülkesini seven herkes bunu yapmalı. Çünkü bana göre bu savaştan bile daha tehlikeli. Şirketlerimizde uzaktan çalışma imkânı olan herkes evinden çalışıyor. Ben de evden işleri takip ediyorum. Teknoloji artık hepimize bu imkânı veriyor. Bu süreçte herkes kendisinin doktoru olacak ve devletine yardım edecek. Beslenme, spor ve uykuya çok dikkat ediyorum. Mavi yakalı çalışanlarımız için de önlemler aldık. 

Zorlu’nun Manisa'daki fabrikasında çalışan bir işçi, yeniden işbaşı kararı alınmasına ve fabrika sahibinin bu sözlerine ilişkin soL’un sorularına yanıt verdi:

ÖNCE ZORUNLU YILLIK İZİN, ŞİMDİ İŞBAŞI KARARI

Zorlu bünyesindeki fabrikalarda çıkan pozitif vakalar geçtiğimiz günlerde gündem olmuştu. Buna karşın fabrikaların yeniden açılması kararı alındığı öğrenildi. Zorlu Grubu’na ait fabrikada çalışan bir işçi olarak söz konusu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Vestel fabrikasında çalışıyorum. 30 Mart-6 Nisan haftası fabrikamızda duruş gerçekleştirildi. Biz de bir haftalık zorunlu yıllık izne çıkarıldık. Üretimi durdururken salgın işçileri etkiler mi diye düşündüklerini sanmıyorum. Ama bazı işçilerin yüksek ateş nedeniyle hastaneye sevk edilmesinin panik yarattığını, bu yüzden acele bir şekilde üretimin durdurulduğunu düşünüyorum. Duruş yapılmasında siparişlerin düşmesinin de etkisi olabilir. Bugünden itibaren ise sanki salgın ortadan kalkmış gibi 2 vardiya olarak çalışmaya devam edeceğiz. 7 tane pozitif vaka olduğunu duydum ama bu vakaların Zorlu’ya ait hangi fabrikada görüldüğü söylenmedi. Hastaneye sevk edilen kişilerin durumunu da bilmiyorum. Arkadaşlarla sürekli konuşuyoruz, bizim fabrikamızda enfekte birileri var mı diye çok tedirginiz. Evde kronik hastası olan arkadaşlarımız var, hepimiz büyük endişe içindeyiz.

'EVDE KAL' DİYORLAR AMA...

Salgın gündemi düşünüldüğünde sizin çalıştığınız fabrikadaki koşulların işçiler için “yeterince” sağlıklı olduğunu düşünüyor musunuz?

Evet fabrikamızda alınan bazı önlemler var. Girişte ateşimiz ölçülüyor, maske dağıtılıyor ve dezenfektanlar konuluyor. Yemekhanede ve molalarda mesafenin korunması için önlemler alınıyor. Yine de tüm bunlar çare değil, işe giderken kalabalık servisleri kullanıyoruz. Bir sürü arkadaşımızla aynı lavaboları kullanıyoruz.

Sağlık Bakanı her gün herkesi evde kalmaya çağırıyor. TV’de haberlerde ve programlarda evde kalmanın önemi anlatılıyor. Her gün camilerden yapılan duyurular evde kalın diyor. Ama biz yüzlerce kişinin çalıştığı sanayi bölgesine gitmeye, kalabalık fabrikalarda çalışmaya devam ediyoruz. Bu yüzden önlemleri yeterli bulmuyorum.

Yarın bu salgın nedeniyle bir işçi arkadaşımızın başına bir şey gelmesi durumunda bunun hesabını kim verecek bilmek istiyorum.

'NAZİF BEY KENDİNİ BOĞAZDAKİ VİLLASINA KAPATABİLİYOR'

Son olarak Nazif Zorlu’nun bir açıklamasını değerlendirmenizi istesek… ‘Son birkaç gündür de kendimi eve kapattım. Bunu yapmak benim için bir vatandaşlık görevi. Ülkesini seven herkes bunu yapmalı. Bu süreçte herkes kendisinin doktoru olacak ve devletine yardım edecek. Beslenme, spor ve uykuya çok dikkat ediyorum’ demişti. Bu sözleri yeniden işe çağrılan bir işçi olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu salgın süreci bana da herkes gibi ait olduğum sınıfı bir kez daha hatırlattı. Nazif Bey kendisini boğaza bakan havuzlu villasına kapatabiliyor. Çünkü torunlarına bile yetecek kadar büyük bir serveti var. Ben ve arkadaşlarım ise asgari ücretle zar zor geçimimizi sağlıyoruz, yaşamak için çalışmaya mecburuz. Kendisi bu salgının savaştan bile tehlikeli olduğunu söylemiş, ülkesini seven herkes evde kalmalı demiş. Bizler ülkemizi sevmiyor muyuz? Bu virüs savaştan bile tehlikeli ise 3 kuruş fazla kazanmak için üretime neden devam ediyor? Mavi yakalı işçiler için önlemler aldık demiş ancak hiç bir şekilde yeterli değil. İşçiler için fedakarlık yapmıyor, bütün fedakarlığı bizden bekliyor.

Bu tehlike geçene kadar evde kalmak için kendim ve arkadaşlarım için ücretli izin istiyorum.