Musa Orhan'ın tahliyesinin ardından tepkiler artıyor: Neden kaçsın ki zaten!

Batman'da 18 yaşındaki İpek Er'e cinsel saldırıda bulunan ve genç kızın intiharından sorumlu olan Uzman Çavuş Musa Orhan'ın tahliyesine tepkiler büyüyor. Avukat Özge Demir İpek Er'in intihar mektubunu hatırlattı.

Haber Merkezi

Batman'da 18 yaşındaki İpek Er'e cinsel saldırıda bulunan ve genç kızın intiharından sorumlu olan Uzman Çavuş Musa Orhan, tutuklu bulunduğu cezaevinden dün akşam salıverildi. Kısa süre tutuklu kalan Orhan'ın salınmasına sosyal medyada da büyük tepki gösterildi.

"MusaOrhanTutuklansın" etiketiyle paylaşım yapan on binlerce kişi, Orhan'ın kimler tarafından ve neden korunduğuna yanıt ararken, yeniden tutuklanması gerektiğini söylüyor.

Gelen tepkilerin ardından soL'un görüşlerine başvurduğu avukat Özge Demir, İpek Er'in Musa Orhan'ın cinsel saldırısına uğradığını için intihar ettiğini anlatan bir mektup bıraktığını hatırlattı. Demir, "Katilleri koruyan ve çoğaltan bu düzeni değiştirmekten başka çaremiz yok" dedi.

Demir şunları söyledi.

"İpek, uzman çavuş Musa Orhan'ın cinsel saldırısına uğradığı için intihar ettiğini anlatan bir mektup bırakarak intihar etti. İpek'in yaşamak için umudu yoktu çünkü iddiaya göre fail 'istediğin yere şikayet et, bana bir şey olmaz, daha önce de yaptım' demişti. Önce sosyal medya tepkisi ile tutuklandı, bir hafta geçti ki serbest bırakıldı.

Maalesef bu durum hukukla açıklanamaz. Kadının toplumsal olarak erkekle eşit konuma getirilmediği, eşitlik toplumsal mücadelenin merkezi olmadığı sürece günümüzde olduğu gibi hukuk ancak anlık tepkiler sonucunda hayata geçiriliyor, tepki kaybolunca ise failler serbest bırakılıyor. Kaçma şüphesi yok denilmiş kararda. Neden kaçsın ki, bir insan bir insana tecavüz edip hapse atılmıyorsa, bu ülkeden kaçması için bir sebep de yok zaten. Failin bana bir şey olmaz deme cesaretini göstermesi ve gerçekten de bir şey olmamasının altında, zaten kadını erkekle eşit görmeyen, her durumda erkeği haklı gören iktidarın aklı yatıyor.

Çok üzgünüm ve öfkeliyim, öfkeliyiz. Anlık tepkilerden ziyade artık net, örgütlü ve sürekli tepki vermek gerekiyor. Katilleri koruyan ve çoğaltan bu düzeni değiştirmekten başka çaremiz yok. Bu güzel ülkeyi korkusuz katillerin değil, özgür - bağımsız kadınların ülkesi yapmak zorundayız. Yoksa daha kaç kez canımız yanacak bilemiyorum."

İçişleri Bakanlığı'ndan 'Musa Orhan' açıklaması

İçişleri Bakanlığı da Musa Orhan hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, "Tüm yasal süreçler, kanunun öngördüğü çerçevede devam etmekte, tutuklanma talebi ve buna bağlı kararlar savcılık ve mahkeme tarafından işleme konulmaktadır" denildi. İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle:

"Yaşadığı cinsel istismar olayından sonra intihara kalkışan ve 18 Ağustos 2020 tarihinde, tedavi gördüğü özel hastanede hayatını kaybeden İpek Er ve bu olayın şüphelisi Musa Orhan hakkında sosyal medyada bir süredir yapılan yorumlarda, gerek bakanlığımız gerekse İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu hakkında mesnetsiz, hiçbir yasal ve fiili dayanağı olmayan, haksız ve iftiraya varan birtakım paylaşımların yapılması üzerine, aşağıdaki hususların açıklanmasına gerek duyulmuştur.

-Kamuoyuna  yansıyan ve bakanlığımız tarafından  hiçbir şekilde tasvip edilmeyen, müteveffanın ailesinin üzüntüsünü derinden paylaştığımız bu acı hadise ile ilgili olarak tüm yasal süreçler, kanunun öngördüğü çerçevede devam etmekte, tutuklanma talebi ve buna bağlı kararlar savcılık ve mahkeme tarafından işleme konulmaktadır. 

-Şüphelinin Jandarma Uzman Çavuş olması hasebiyle, kurum yönünden yapılması gereken idari tahkikat ve işlemler de yine yasal çerçevede Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde devam etmektedir. Bu kapsamda;

Musa Orhan isimli şahıs Siirt Valiliğinin tarafından 16 Temmuz 2020 tarihli oluru ile idari soruşturma kapsamında  hemen görevinden  uzaklaştırmıştır.  “Devlet Memurluğundan Çıkarma” cezası verilmesi istemiyle 10 Temmuz 2020 tarihinde soruşturma başlatılmış, bahse konu disiplin soruşturması tamamlanarak Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna gönderilmiştir.  Adı geçen şahısla ilgili ihraç işlemleri başlatılmış olup yasal süreç devam etmektedir. Sürecin tüm aşamaları, kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılacaktır. 

-Kurum içinde yürütülen idari süreçlerin haricinde, adli makamlarca devam eden iş ve işlemlere ilişkin bakanlığımızın herhangi bir yetkisi ve tasarrufunun olması hukuken ve fiilen mümkün değilken, gerek bakanlığımızın gerekse sayın bakanımızın tutuklanma veya adli kontrol kararlarında etki ve müdahalesinin olduğuna dair paylaşımları iyiniyetli olarak değerlendirmemiz, elbette ki mümkün değildir. Bu acı olaydan siyasi bir rant devşirmeyi, kurumlarımızı ve adalet sistemimizi yıpratmayı hedefleyen TELE 1 adlı TV  kanalının yanı sıra gayri ahlaki iftiraları atan terör örgütüne müzahir basın-yayın organları hakkında gerekli tüm yasal işlemler başlatılacaktır.

Yaşanan bu üzücü olaydan dolayı Bakanlığımıza mensup polis memuru mesai arkadaşımızın da kardeşi olan merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyoruz."