Münih’te emperyalizm konferansı protesto edildi

60. Münih Güvenlik Konferansı, "NATO Güvenlik Konferansı 2024'e karşı eylem ittifakı"nın çağrısıyla düzenlenen gösteri ve yürüyüşle tarafından protesto edildi.

soL - Almanya

Almanya'da 60 yıldır gerçekleştirilen “Münih Güvenlik Konferansı” (Sicherheitskonferenz – SiKo) bu yıl da 16-18 Şubat 2024 tarihleri arasında Münih'teki Hotel Bayerischer Hof'ta düzenleniyor.

Konferans, NATO üyesi ve dostu ülkelerin en üst düzey devlet temsilcilerinin yanı sıra büyük silah tekellerinin yöneticilerinin ve ekonomi, askeri ve istihbarat alanlarının kilit isimlerinin bir araya getiriyor.

Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Heusgen’in açıkladığı üzere bu yıl konferansa 180 ülkeden 50 devlet ve hükümet başkanı ile 85 dışişleri ve savunma bakanı, ayrıca çok sayıda silah, savunma şirketi ve düşünce kuruluşu temsilcisi de katılıyor.

Rheinmetall, Hensoldt, Krauss-Maffei Wegmann gibi silah tekellerinin mali destek verdiği konferansın güvenliğinden 5 bin polis, güvenlik ve lojistik hizmetlerinden ise Federal Ordu sorumlu.

Eylem birliğinden karşı gösteri çağrısı   

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Münih Güvenlik Konferansı gösterilerle protesto edildi.

“NATO Güvenlik Konferansı 2024'e karşı eylem ittifakı” (#antisiko) tarafından yapılan “Savaş Kışkırtıcıları İstenmiyor!” çağrısıyla 17 Şubat tarihinde saat 13:00'te Stachus Meydanı'nda konuşmalarla başlayan protesto gösterisi, yapılan yürüyüşün ardından Marienplatz Meydanı'nda konserler ve konuşmalarla son buldu. Filistin ile dayanışma, binlerce göstericinin katıldığı yürüyüş ve gösterinin ana temalarından biriydi.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Almanya Örgütü ile Yunanistan Komünist Partisi (KKE), “Filistin’e Özgürlük – Filistin Halkının Kanının Akıtılmasına Ortak Olma!” sloganının yer aldığı ortak bir pankartla yürüyüşe katıldı.

Türkiye Komünist Partisi üyelerinin alanda ve yürüyüş sırasında dağıttıkları “Emperyalistlerin güvenliğine karşı, emekçilerin güvenliği!” başlıklı bildirinin tamamı şöyle:

"Dünyanın önde gelen batılı emperyalist ülkelerin resmi ve gayri temsilcilerinin bir araya gelip, dünyayı birbirlerinin ayaklarına basmadan nasıl talan edebileceklerini tartıştıkları 60. NATO Güvenlik Konferansı başladı.

İşçi sınıfının ve geniş emekçi sınıfların sömürülmesi anlamına gelen bu sermaye düzeninin sürdürülebilmesi için savaşlar da gerekli. 

Münih’te bir araya gelen dünyanın en büyük terör savaş örgütü NATO üyesi ülkelerin ve dost ülkelerin en üst düzey temsilcileri, kapalı kapılar ardında büyük silah tekellerinin yöneticileriyle yeni savaşlar için kârlı sözleşmelere imza atıyorlar. 

Güvenliğimizi Savaş Kışkırtıcılarının Ellerine Bırakmayalım!

"Güvenlik Konferansı"nın düzenlenmesi, başka hiçbir emperyalist organizasyonda göremeyeceğimiz  kadar sermaye düzeninin iç işleyişine ve bağlantılarına ışık tutuyor.

Milyonlarca avroya mal olan konferansın, devletten ve çıkar gruplarından bağımsız bir vakıf tarafından organize edildiği iddia ediliyor. Gerçek ise bu konferansın, özellikle reel sosyalizmin çözülmesinden sonra, Alman devleti ve övülerek duyurulduğu  gibi çoğu silah üreticisi olan büyük tekellerin işbirliğiyle düzenleniyor olmasıdır.

Konferansı 1990’lı yıllarda BMW otomobil tekeline ait vakıf (Herbert-Quandt-Stiftung) finanse edip, konferans başkanlığına da vakfın yöneticisi Horst Teltschik’i getirmişken, günümüzde konferans başkanlığını devleti temsilen eski üst düzey bir diplomat olan Christoph Heusgen sürdürüyor.  Rheinmetall, Hensoldt, Krauss-Maff ei Wegmann konferansın milyonluk bütçesine destek veren silah tekellerinden sadece birkaçı. 5 bine yakın polis konferansın güvenliğini sağlarken, Federal Ordu da güvenlik ve lojistik hizmetlerinden sorumlu.

Savaşa karşı barış, emperyalizme, NATO’ya karşı sosyalizm

Aynılar aynı yerde: İsrail cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog da konferansın davetlilerinden. Sermaye düzeninde "barış" nidalarının yükselmesi kimseyi aldatmamalıdır. İsrail’in Filistin’de uyguladığı katliamlarda sergilenen ikiyüzlülük, dünya kamu oyunun ateşkes çağrılarını hiçe sayan emperyalist devletlerin savaş ve barış başlığında hangisini temsil ettiklerinin son örneği. Onlar için güvenlik ve barış, emperyalist paylaşımlarla elde ettikleri  zenginliğin, yoksul ve emekçi halkların öfkesinden  korunmasından başka bir şey değildir.

Savaş kışkırtıcıları, emek sömürücüleri insanlığa karşı bu kadar açık mücadele eder, savaş borularını kulağımıza olanca güçleriyle üflerken, bu düzene karşı olanların da sadece neye karşı olduklarını değil, ne istediklerini ilan etmeleri gerekiyor. 
Tekellerin olmadığı, sömürünün olmadığı tek toplumsal düzen sosyalizmdir. Barış ancak o zaman gerçekten mümkün olacak. Haydutlar örgütlüyse, sen de sosyalizm için örgütlen. 

Filistin halkına özgürlük! Yaşasın barış, yaşasın sosyalizm!"