Muğla Büyükşehir Belediyesi, su idaresinin abonelik hizmetlerini özelleştirme kararı aldı.
Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (MUSKİ) sorumluluğundaki sayaç okuma, faturalandırma, kaçak ve usulsüz su kullanımı bildirimi, sayaç takma gibi hizmetlerin özel şirketlere devredilmesi için ihaleye çıkılacak.
Yarın düzenlenecek ihalenenin bedeli 197 milyon lira, süresiyse iki yıl olarak belirlendi.
Belediyeden utangaç savunu
Özelleştirme kararının ardından ilgili birimlerde çalışan işçilerin akıbetinin belirsiz olması tepkilere neden oldu. Belediye yönetimi tepkiler üzerine yerel basın aracılığıyla, yapılanın "özelleştirme olmadığını" ifade etti.
MUSKİ Genel Müdürü Yılmaz Şengül “Yapılmak istenen bir özelleştirme değil. Sadece bizim adımıza sayaçların okuması yapılacak” dedi.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras'sa “Özelleştirme söz konusu değil. Hizmet satın alıyoruz. Kimse işten çıkarılacak değil. Kimsenin endişelenmesine gerek yok” açıklamasında bulundu.
Sendika: Aksaklıklar mevcut personelle çözülebilir
Belediye yönetimi okunmayan sayaçları ve kayıp-kaçak sorunlarını gerekçe göstererek asıl niyetlerinin "verimlilik" olduğunu iddia etti ve uygulamanın herkes için iyi olacağını savundu.
Belediyede DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası Muğla 2 No'lu Şubesi yetkili. Sendika yönetimi, özelleştirmelere karşı olduklarını ancak belediye yönetiminin de en az kendileri kadar "hassas" olduğunu düşündüklerini ifade etti.
Özelleştirmenin detayları hakkında bilgi sahibi olmadıklarını ifade eden sendika yönetimi, su sayaçlarının okunması işlerinde yaşanan aksamaların disiplinli bir yaklaşımla ve mevcut personelle çözülebileceğini hatta personelin yetmediği yerde yeni personel alımı yapılabileceğini söyledi.
İşçiler endişeli: Daha düşük ücretle çalıştırılan taşeronlar olacağız
Belediye işçileriyse kaygılı. MUSKİ'nin abone işlerini kapsayan özelleştirme girişiminin, belediyenin diğer birimleri için de talep edilmesinden endişe ediliyor.
soL'a konuşan bir işçi temsilcisi, özelleştirme girişimini "taşeronlaştırma" operasyonu olarak niteledi:
“Biz sosyal demokrat belediyecilik anlayışını, halkçı ve işçi dostu olarak bilirdik. Şimdiki başkan da geldiğinden beri kendisini bize böyle tanıttı. Ancak şu an yapılan şey aynı çatı altında çalışan belediye işçilerinin bir kısmını asgari ücretle çalışan taşeron işçisi yapmak. Yani işçileri bölerek benzer işlerde çalışan işçilerin bir kısmının yüksek ücret bir kısmının ise asgari ücretle çalıştırılması."
'Kamusal hizmetler güvence altında olmalı'
Özelleştirilen hizmetlerde işçilerin daha düşük ücretlerle çalıştırılacağını öngören işçi temsilcisi, bu uygulamayı kabul etmeyeceklerini söyledi:
"Bunun bir sonraki aşamasında benzer uygulamaların belediyenin diğer birimlerinde de gündeme geleceğini düşünüyorum. Bu girişime işçi arkadaşlarımız öfkeliler ama bir o kadar da tedirginler. Ben diyeyim özelleştirme siz deyin taşeronlaştırma ama adına ne dersek diyelim işçinin zararına bir adım.
Bizler kamusal hizmetlerin devlet güvencesinde olması gerektiğine inanıyoruz. Bu hizmetlerde çalışan işçiler de kamunun güvencesinde sendikal hakları olan çalışanlar olmak zorunda. Aksi hiçbir girişimi işçiler kabul etmeyecek. Ayrıca özelleştirmeye konu edilen işlerin belediye bünyesinde daha verimli olacak şekilde yapılması mümkün. Belediye yönetimi bu konuda bir adım atmak yerine abone işlerini özelleştirerek aslında niyetinin verimlilik olmadığını da göstermiş oluyor.”
Muğla'da 'hizmet alımı', Ankara'da 'özelleştirme'
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, geçtiğimiz hafta özelleştirmeye karşı direnen Çayırhan Termik Santrali işçilerine "dayanışma" mesajı göndermişti.
Aras, santralin satışı için yapılacak ihalenin iptal edilmesini talep eden işçilere seslenmiş ve "Çayırhan Termik Santrali’nde çalışan madencilerimizin özelleştirmeye karşı başlattıkları mücadeleyi destekliyorum" demişti.
TKP'den işçilere destek, belediyeye uyarı
İşçi temsilcileri ve sendika yöneticileriyle görüşmeler yapan Türkiye Komünist Partisi Muğla İl Başkanı Ahmet Aksüt, bazı hizmetler için başlatılan özelleştirme girişimine "dur" denilmezse ilerleyen süreçte benzer uygulamaların yaygınlaşabileceğini söyledi:
“Belediye yönetiminin sayaç okuma işlerini ihaleye çıkarmış olması kabul edilebilir bir şey değil. Belediye imkanları ve kaynakları düşünüldüğünde çok rahatlıkla verimli hale getirilebilecek hizmetlerin özelleştirilmesi veya taşeronlaştırılması bu açıdan bakıldığında önümüzdeki süreçte benzer uygulamaların gündeme getirilmesinin önünü açabilir."
İşçilerin endişeli, sendika yönetimininse temkinli olduğunu aktaran Aksüt, şu ifadeleri kullandı:
"TKP olarak tüm sektörlerde devletleştirmeyi savunuyoruz. Bu yanıyla belediye hizmetlerinin özel şirketlere devri asla kabul edilemez. Büyükşehir Belediye Başkanlığını uyarıyoruz. Gözümüz üzerinizde olacak ve kamunun kaynaklarını sermayeye peşkeş çekmenize izin vermeyeceğiz. Gerek özelleştirmeler gerekse önümüzdeki günlerde başlayacak olan Toplu İş Sözleşmesi sürecinde işçi arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu söylemek isterim. Buradan çağrımızdır; özelleştirme ve taşeronlaşmaya karşı işçiler birlik olmalı ve mücadele etmelidir.”
