MHP'liler şikayet etmişti: Kılıçdaroğlu'na hapis ve 'siyasi yasak' talebi

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için 2,5 yıldan 3,5 yıla kadar hapis ve "siyasi yasak" istendi. Yargılama 3 Aralık'ta başlayacak.

Haber Merkezi

Adı Sinan Ateş cinayeti sonrası sık sık anılan MHP MYK Üyesi, İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yönter ve MHP İstanbul milletvekilleri Feti Yıldız ile İsmail Faruk Aksu, Şubat 2022'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında şikayet dilekçesi vermişti.

Kılıçdaroğlu hakkındaki şikayet, dokunulmazlığının kalkmasıyla işleme konuldu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma sonucunda, Kılıçdaroğlu'nun "zincirleme şekilde suçu ve suçluyu övme" suçundan cezalandırılması talebiyle düzenlenen iddianame, Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Mahkeme, davanın ilk duruşmasının 3 Aralık 2024'te görülmesini kararlaştırdı.

Kılıçdaroğlu için 2,5 yıldan 3,5 yıla kadar hapis ve TCK 53 kapsamında "siyasi yasak" isteniyor.

İddianamedeki suçlamalar neler?

İddianamede yer verilen MHP Genel Başkan Yardımcıları Feti Yıldız, İzzet Ulvi Yönter ve İsmail Faruk Aksu'nun şikayet dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde "PKK terör örgütü propagandası yapmak" suçundan yargılanan ve bu suçtan 4 yıl 8 ay hapis cezası kesinleşen Selahattin Demirtaş'ı "işlediği sabit olan suçlardan dolayı övdüğü" savunuldu.

Kılıçdaroğlu'nun 21 Ekim 2014'te İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübü söyleşisinde "YPG bizim için terör örgütü değildir. YPG, kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur" dediği aktarılan iddianameye, Kılıçdaroğlu'nun 2016-2019 yılları arasındaki sosyal medya paylaşımları da girdi.

İddianamede, "Şüphelinin beyanlarının kamu düzenini bozmaya elverişli boyutta olması, toplumun dirlik ve düzeni açısından açık, yakın ve somut bir tehlike hali yaratacak koşullarda bulunması nedeniyle atılı zincirleme şekilde suçu ve suçluyu övme suçunun unsurları itibarıyla oluştuğu anlaşılmıştır" değerlendirmesine yer verilerek, Kılıçdaroğlu'nun "zincirleme şekilde suçu ve suçluyu övme" suçundan cezalandırılması istendi.

Demirtaş'ın tutukluluğuyla ilgili sözleri de iddianamede

Gerçek Gündem'den Seyhan Avşar'ın haberine göre, Demirtaş’ın tutukluluğunu eleştiren Kılıçdaroğlu'nun "Gayet güzel, yargının bağımsız olmadığını söylüyorum. Kendisi beyefendi hâkim yerine geçiyor, ‘bunları bırakamayız’ diyor. Sen misin hâkim, kürsüde oturan kişi mi hâkim? Hâkime diyor ki, böyle karar ver, bak bırakmayacaksın diyor. Hâkim de biliyor ki, bırakırsa başına hangi felaketlerin geleceğini biliyor. Hâkimde de vicdan kiraya verildiği için olur diyor; tutuklayalım, beyefendi böyle istedi, uzun süre hapiste tutalım diyorlar” ifadeleri de iddianameye girdi.

Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik'in savunma dilekçesindeyse, eski CHP Genel Başkanı hakkındaki soruşturmaya konu edilen beyanlarının, "kişisel görüş çerçevesinde yapılmış siyasi değerlendirme mahiyetinde olduğu" belirtildi ve "bu nedenle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi" talep edildi.

'Cesedimi çiğnemeniz lazım'

Kılıçdaroğlu'na açılan davaya CHP'lilerden tepki geldi. Çok sayıda milletvekili, hapis ve siyasi yasak talebini sosyal medya hesabından eleştirdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, Kılıçdaroğlu hakkında açılan davaya tepki gösterdi, "İddianame Sinan Ateş’in kanını örtmez. Hapse atmak için mevcut genel başkanın cesedini çiğnemeniz lazım. Hodri meydan" dedi.

Özel şunları kaydetti:

"Kemal Kılıçdaroğlu’na 3,5 yıl hapis ve siyasetten men talep edilen bir iddianame hazırlanmış. CHP Genel Başkanlığını devraldığım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Atatürk’ün kurduğu partinin genel başkanlık koltuğunda 13 yıl oturmuş birisidir. Kemal Bey'e karşı yapılan bu suç duyurusu MHP’nin vaktiyle kendi tükenmişliğinin, gündemden düşmüş olmanın, milletin gönlünden düşmüş olmanın, suç örgütleriyle anılıyor olmanın, evlatlarının kanını Ankara’da sokak ortasında bırakmış olmanın ayıbını, kusurunu örtmüş olmak için yaptıkları ve gönderdikleri yerde de kendi etkileri altında olan, atanmalarına vesile oldukları birtakım silahşorları tarafından yazılmış, kabul edilmiş iddianameler üzerinden kurdukları bir kurgudur."