Memleketin dört bir yanında 2 Temmuz anması gerçekleşti: ‘Sivas’ı yakanlar AKP’yi kuranlardır’

2 Temmuz 1993’te Sivas’ta katledilen aydınlar ve sanatçılar Ankara, İzmir ve Maraş'ta anıldı. Etkinliklerde halk örgütlü mücadeleye çağrıldı, gerici kuşatma ve tarikatlaşmaya karşı laiklik savunusunu büyütüleceği dile getirildi.

Haber Merkezi

Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında 33 aydın, yazar ve sanatçının yakılarak katledildiği Madımak Katliamı, 32’nci yılında binlerce kişinin katıldığı yürüyüş ve törenlerle anıldı.

TKP Ankara İl Örgütü, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta katledilen aydınları ve sanatçıları başkentin farklı noktalarında düzenlenen üç ayrı etkinlikle andı. Dikmen, Mamak ve Keçiören’de yapılan yürüyüş ve buluşmalarda laiklik ve aydınlanma vurgusu öne çıktı. Etkinliklerde halk örgütlü mücadeleye çağrıldı, gerici kuşatma ve tarikatlaşmaya karşı laiklik savunusunu büyütüleceği dile getirildi.

TKP’den Keçiören’deki yürüyüşe destek: ‘Karanlığa geçit yok’

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM) Keçiören’de düzenlediği yürüyüşe TKP Ankara İl Örgütü kortejiyle katıldı. Yunus Emre Direniş Parkı’ndan başlayan yürüyüşte yerel dernekler ve mahalle halkı da yer aldı. Yürüyüş boyunca “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok” ve “Boyun eğme, katillerden hesap sor” sloganları atıldı.

Yürüyüşün ardından yapılan açıklamalarda laikliğe ve halkın örgütlü mücadelesine dikkat çekildi. THTM adına yapılan konuşmalarda “tarikatların ve holdinglerin halkı kandırarak cumhuriyet değerlerini yok saydığı, ülke kaynaklarını ele geçirdiği” vurgulandı ve yurttaşlara laiklik ve aydınlanma ekseninde birleşme çağrısı yapıldı.

Dikmen’de semt evlerinden 2 Temmuz yürüyüşü: ‘Sivas’ı yakanlar AKP’yi kuranlardır’

Dikmen’de Öveçler, Sokullu ve İlker semt evlerinin katılımıyla 2 Temmuz Parkı’na yürüyüş düzenlendi. Pir Sultan Abdal Derneği Ankara Şubesi’nin çağrısıyla gerçekleşen etkinlikte, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, “Sivas’ta yakanlar AKP’yi kuranlar”, “Karanlığa, faşizme, şeriata geçit yok” sloganları atıldı.

Sokullu Semt Evi’nde yapılan konuşmada, “32 yıl önce Sivas’ta laikliğe, cumhuriyete ve aydınlanmaya karşı barbarca bir saldırı gerçekleşti. 33 canımız örgütlü gericilik tarafından katledildi. Bugün buradayız çünkü bu karanlığa teslim olmayacağız. Dün gece Leman dergisine yapılan gerici saldırı da bu karanlığın devamıdır” denildi.

Açıklama, “Aydınlanma mücadelesini büyüteceğiz. Laiklik ve cumhuriyet düşmanlarına karşı aydınlanma bayrağını yükselteceğiz” sözleriyle son buldu.

Mamak’ta Demokrasi Parkı’na yürüyüş: ‘Laiklik mücadelesini güçlendirelim’

Mamak’taki buluşma Gemi AVM önünde başladı. Doğukent, Akşemsettin ve Abidinpaşa Semt Evleri tarafından örgütlenen yürüyüş buradan Demokrasi Parkı’na yapıldı. Yürüyüş boyunca yurttaşların alkış ve destekleriyle katılım arttı.

Parkta ilk sözü mahalle sakini İsmet Atılgan aldı. 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta dinci gericiliğin, karanlığın, yobazlığın el birliğiyle gerçekleştirdiği büyük bir katliam için toplandıklarını dile getiren Atılgan, bu katliamın yalnızca bir inancı ya da kültürü hedef almadığını, bilimden, sanattan, ilericilikten, aydınlamadan ve cumhuriyetten yana olan bütün insanlığa gözdağı vermek için organize edildiğini belirtti.

Asıl mücadele edilmesi gerekenin, kişilerden ziyade, kurumsallaşmış olan ve Türkiye’yi gericiliğe, karanlığa hapsetmek isteyen tarikat ve holding düzeni olduğunun altını çizen Atılgan, sözlerini tam bağımsız, laik, aydınlık bir Türkiye için mücadele çağrısıyla sonlandırdı.

Ardından Doğukent Semt Evi’nden Asuman Bağçevi, Kemal Özer’in “Son Söz Yerine” şiirini okudu. Semt Evi adına konuşan Zeynep Ünal, gericiliğe karşı mücadelenin mahallelerde semt evleriyle büyütüleceğini vurguladı.

Ünal, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Bundan 32 yıl önce yobazlar Sivas Madımak’ta aydınlarımızı katletti. Laikliği ve cumhuriyeti hedef aldılar. Zannettiler ki yakarak bu ülkenin aydınlık geleceğini yok edebilecekler. Ama biz buradayız. Biz laikliği, cumhuriyeti, aydınlanmayı savunan yurtseverleriz. Mahallemizde tarikat yapılanmalarına, okullardaki ÇEDES ve gerici müfredat uygulamalarına geçit vermeyeceğiz.

Bize düşen oturup ağlamak değil, o canların yürüttüğü mücadeleyi bir adım ileri taşımaktır. Semt evlerimiz bunun için var. Gelin örgütlenelim, güçlenelim. Sivas’ın ışığı sönmesin diye mahallemizde laikliği, cumhuriyetçiliği büyütelim. Yakılanlardan, gerici iktidardan hesap soralım.”

Ünal’ın konuşması “Sivas’ın ışığı sönmeyecek” sloganıyla karşılık buldu.

Sivas Katliamı'nda yaşamını yitirenler Nurhak'ta anıldı

Sivas Katliamı'nın yıldönümünde Maraş Nurhak'ta TKP'nin çağrısıyla anma etkinliği gerçekleştirildi.

Yapılan anmada şu ifadelere yer verildi:

“Bundan tam 32 yıl önce Sivas’ta bozuk düzende sağlam çark olmaz diyen Pir Sultan'ı, küllerinden yeniden doğanları anmak için buluşan 33 aydın gericiler tarafından katledildi. Pir Sultan'a atılan gül yıllar sonra 1993 yılında aynı zihniyet tarafından , atılan gülün hesabını sormak, yıllarca katliama uğrayan, zulme uğrayan insanların hesabını sormak için toplanan insanlara saldırdılar. 2 Temmuz 1993'de Pir Sultan Abdal Anma Şenliklerinde binlerce can, aydın, yazar, sanatçı, ilerici-devrimci bir araya geldi. İnancı, kimliği, emeği yok sayılan 7'den 70'e kim varsa dil, din, ırk ayrımı yapmadan her dilde “gelin canlar bir olalım” çağrısına güç vermek için buluşmuşlardı.

Etkinliğe katılacak aydın, yazarlar için karalama faaliyetleri başladı. Yerel gazetelerde sürekli olarak katliama davetiye çıkaran yazılar yayınlandı. Kışkırtıcı, provokatif haberlerle katliama zemin hazırlayan bu yayın organlarının kalemlerinden kan damlıyordu. Dönemin Refah Partili Belediye Başkanı aynı tarihe ‘hicret koşusu’ koydu ve çevre illerden ‘katiller’ Sivas’a toplandı. Katliam için her türlü hazırlık tamamlandı.

2 Temmuz günü geldiğinde, Cuma namazı çıkışında Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun “Gazanız mübarek olsun” diyerek açıktan destek verdiği katiller sürüsü, katliam için etkinliğe gelenlerin üzerine salındı. Madımak Oteli’ni ateşe veren gerici güçler 35 canı diri diri yaktı. Böylece sermaye düzeni, 2 Temmuz 1993’te gerici çetelerini devreye sokarak katliamı gerçekleştirdi.

Gerici çetelere, katillere destek bununla da bitmedi. Göstermelik yargılamalarla, af yasasıyla katliamcılar serbest bırakıldı ya da yurt dışına kaçırıldı. Katliam davası zaman aşımı gerekçesiyle kapatılmak istendi. O dönem başbakan olan Erdoğan insanlık suçunun zaman aşımını hayırlı olsun diyerek karşılarken, katliam sanıklarının avukatlığını yapanlar milletvekilliğine getirildi.

Sermaye iktidarı, bu sömürü düzeni bu saltanat devam etsin diye on yıllardır din, dil, ırk ayrımını körükleyerek emekçileri birbirine düşürdü. Dinci- gerici politikalarla, tarikat-cemaat örgütlenmesi ile ayrımcılığı derinleştirdi, emekçilerin bir araya gelmesini engellemeye çalıştı. Her saldırısında bizlerin biteceğini, yok olacağını sandılar. Ama yanıldılar. Ne Sivas'ta yakılan ateş ne darağaçları bizleri yıldıramadı.

Tüm dünyayı saran ekonomik ve siyasal kriz devam ediyor. En temel yaşam hakkımız elimizden alınıyor. İşçi-emekçilerin kazanılmış haklarına saldırılar sürüyor, kıdem tazminatı hakkı gasp edilmek isteniyor. Rant uğruna yağma, talan devam ediyor. Mazlum halklar arasında kirli savaş derinleşiyor. Ekonomik saldırılar sürerken, baskı ve gericilik artıyor. Yaşamın her alanına sinen gericilik, zorunlu din dersi dayatması ve imam hatiplerin sayısının artması ile yaygınlaştı. Alevi inancı yok sayılıyor, İnanç merkezleri saldırıya uğruyor.

Son olarak Leman Dergisi'nin bir karikatüründen dolayı hedef alınması, ölüm tehditleri alması da gericiliğin geldiği noktayı gösteriyor. Yandaş yazar İsmail Kılıçarslan'ın Alevileri ölüm ile tehdit etmesi karşısında yargının hiçbir şey yapmaması da çürümenin zirveye ulaştığının kanıtıdır.

Siyasal iktidara karşı ateşte semaha duran insanlığın direnciyle mücadele etmeli, örgütlenmeliyiz. Sınırsız, sömürüsüz bir dünyayı kurana dek yitirdiğimiz nice canla harlanmaya devam etmeli, birliğimizi büyütmeliyiz.”

Tarikatlara ve Cumhuriyet düşmanlarına boyun eğmeyen Güzeltepeliler buluştu

TKP Güzeltepe Semt Evi, geçtiğimiz yıl Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi ve Güzeltepe Mahalle Meclisi'nin Sivas Katliamı'nın yıldönümünde önüne yürüdüğü ve kapısına Çiğli halkı adına mühür vurduğu Süleymancılar cemaatine ait öğrenci yurduyla gündeme gelen Güzeltepe Mahallesi'nde, Sivas Katliamı'nın 32. yıldönümünde Sado Turgay Tekin Parkı'nda "Tarikatlara ve Cumhuriyet Düşmanlarına Boyun Eğmiyoruz" çağrısıyla bir buluşma düzenledi.

Türkü dinletisiyle başlayan buluşmada Güzeltepe Semt Evi adına Helin İren Elaldı konuştu. Semt evlerinin işçilerin, kadınların, çocukların buluşma ve dayanışma noktaları, tarikatlara ve cemaatlere karşı aydınlanmanın merkezleri olduğunu vurgulayan Elaldı, semt evlerinde dayanışmayı büyütmenin tek yolunun örgütlenmek olduğunu ifade etti.

TKP MK Üyesi Sarı: 'Maksatları Cumhuriyet'i, laikliği savunmayı yasak ilan etmek'

Elaldı'nın ardından sözü TKP Merkez Komite Üyesi Savaş Sarı aldı. Konuşmasına Sivas Katliamı'nda bu ülkenin aydınlık, devrimci insanlarına saldırıldığını belirterek başlayan Sarı, Leman dergisinde yayımlanan bir karikatür gerekçe gösterilerek geçtiğimiz günlerde derginin ofisine ve Leman Kültür'e yönelik düzenlenen saldırıların da 1993'te Sivas'ta aydınlara düzenlenen saldırıyla aynı zemini paylaştığına dikkat çekti. "Maksatları Türkiye'de aydınlığı, laikliği, aklı ve bilimi savunmayı yasak ilan etmekti" diyen Sarı, 1993'te olduğu gibi, şimdi de Cumhuriyet'i ve laikliği savunan yurttaşları sindirmenin tatbikatının yapıldığını ifade etti.

'Sivas Katliamı'nı emperyalist planlardan ayrı düşünemeyiz'

Bölgedeki son gelişmelere de değinen Sarı, Sivas Katliamı'nın bunlardan ayrı düşünülemeyeceğinin altını çizdi:

"Hatırlarsınız, aylar önce Türkiye televizyonlarından da bağıra bağıra, 'Yaşasın, sonunda Esad diktatörü alaşağı edildi; Suriye'ye özgürlük geldi!' dediler. Peki ne oldu? Gerçekten de birilerine özgürlük geldi. İsrail bombardıman uçakları o özgürlüğe yaslandı ve İran'ın kentlerini, başkentini, yetmedi, nükleer tesislerini bombaladı. Emperyalizmin, İsrail Siyonizmi'nin saldırganlığına özgürlüktü bu, Suriye'deki Alevilerin yüzer yüzer katledilmesine özgürlüktü. Sivas Katliamı'nı konuşacaksak işte bunlarla birlikte konuşmalıyız."

Sarı'nın konuşmasının ardından buluşma, türkü ve şiir dinletisiyle sona erdi.

Fotoğraflarla 2 Temmuz: 'Sivas’ın ışığı sönmeyecek'