Medusa'nın Salı: Bir AKP Belgeseli sezon finalinin ön gösterimi üç büyük şehirde yapıldı. Gösterimlere çok sayıda gazeteci, yazar, sinemacı, belgeselci, akademisyen katıldı.
Haber Merkezi
soL TV ekranlarında yayımlanan Medusa'nın Salı: Bir AKP Belgeseli sezon finali de olan 7. bölümüyle üç büyük şehirde ön gösterime sunuldu.
Gazetecilerden, siyaset, sanat ve akademi çevresinden yoğun ilgi gören gösterimler İstanbul’da soL Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Günay ve soL TV ekibinin katılımıyla Kadıköy Sineması’nda, Ankara’da soL TV Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Kazbek’in katılımıyla Kült Kavaklıdere’de ve İzmir’de belgeselin metin yazarı ve sunucusu Deniz Sözüak’ın katılımıyla Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Gösterimlere çok sayıda gazeteci, yazar, sinemacı, belgeselci, akademisyen katıldı.


























Final bölümü, önümüzdeki günlerde soL TV YouTube kanalında yayınlanacak.
AKP’nin iktidar yolculuğunu emperyalist aktörler, sermaye, siyaset ve ordu ile olan ilişkileri ve gerilimleri üzerinden; bilinmeyenler ve hafızadan silinenlerle ele alan serinin ikinci sezonunun 2026 yılında izleyiciyle buluşması planlanıyor.
Belgeselin 7. bölümü özellikle 2007 yılının sonuna kadar olan kritik döneme odaklanıyor. Tayyip Erdoğan'ın Radikal gazetesinde Che tişörtüyle yansıtılması gibi sembolik olaylar hatırlatılarak dönemin holding medyasının büyük patronların özellikle Kuzey Irak'taki enerji ve ticaret çıkarlarıyla nasıl bağlantılı olduğunu ve yayılmacı yaklaşımı savunan bu çıkar savaşında bir araç olarak kullanıldığını gösteriyor.
Ayrıca, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi süreciyle 2007'deki Anayasa tartışmaları ve yürütmeyi yargı karşısında güçlendirmesiyle patronların rüyası olan Anayasa taslağının toplumsal, siyasi ve ekonomik bağlamı işleniyor.
Belgesel, Türkiye’nin Irak Kürdistanı’yla siyasi ve ticari olarak nasıl ilişkileneceğine dair gerilimler sürerken; 2007 sonlarında artan PKK saldırıları, terörle mücadeleye dair hükümet ve ordu içerisindeki farklı yaklaşımlar; PKK’nin hangi koşullarda silah bırakacağı konusunda açılım sürecine ilham olan ABD raporu ve DTP'nin bu süreçteki rolü gibi Kürt sorununa dair gelişmelere de odaklanıyor.
Fethullah Gülen cemaatinin bu dönemde devlet katında ve uluslararası platformlarda nasıl meşruiyet kazanmaya başladığı, toplumsal imajlarını inşa etme çabaları, Kürt açılımıyla yürüttüğü bölgesel faaliyetleri ve dönemin en şaibeli olaylarından AtlasJet kazasındaki cemaat parmağı bu bölümde açığa çıkarılıyor.
"Malezya polemiği" ile Şerif Mardin’in "mahalle baskısı" kavramı üzerinden ısıtılan türban tartışması ve laikliğin kıskaca alınmasıyla beraberindeki siyasi gelişmeler de bu bölümde inceleniyor.
Son olarak, dönüm noktası niteliğindeki 80. Yıl bildirisiyle MİT'in yeni yönelimi, devlet kurumları içindeki dönüşümün işaretleri ve Ergenekon ve 15 Temmuz gibi gelecekteki siyasi operasyonlar veya olaylarla bağlantıları da belgeselin mercek altına aldığı başlıklardan.